Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Ve kader ağlarını örmüştü

Ve kader ağlarını örmüştü
(7.0/10)
Üye: Alper Turgut
Ve kader ağlarını örmüştü gibi hayli arabesk ve klişe bir girişle, Örümcek Adam filmlerinin dördüncüsü olan İnanılmaz Örümcek-Adam'ı anlatmaya başlayalım.

 

Şimdi efendim, Christopher Nolan gibi dönemimizin en istikrarlı ve kabiliyetli yönetmeni sayesinde Batman adlı Yarasa Adam karizmaya karizma katarken, Aşkın (500) Günü adlı harbiden bayıldığım bir filmin ardından Örümcek Adam'a soyunan Marc Webb'den beklentim daha büyüktü. Şimdi hani neredeyse, naber lan Örümcek diye sırtına vurulan kolejli ezik ve inek bir ergenin öyküsünü, karanlık, deriklikli ve dört dörtlük içerikli bir hale dönüştüremezsin, sonuçta elindeki malzeme bizim meşhur Peter Parker, belki çizgi romana sadık kalmaya çabalarsın, o kadar... Elbette süper kahramanlar arasında en çok sevdiğim, bariz müptelası olduğum Süperman'ı ayrı bir yere koyarım, o doğuştan fanatik, güçlü, iyi, komik ve enerjik...

 

Neyse... Dağıtmadan mevzuyu İnanılmaz Örümcek-Adam'a odaklanayım. Evet, Marc Webb, Stan Lee ve Steve Ditko’ya ait Marvel'den uyarlanan senaryo, James Vanderbilt tarafından kaleme alındı. Filmin belli başlı rollerini ise Andrew Garfield, Emma Stone, Rhys Ifans, Denis Leary, Campbell Scott, Irrfan Khan, Martin Sheen ve Sally Field sırtladı. Emektar ünlüler Martin Sheen ve Sally Field, üvey ebevyn rolüne cuk oturmuşlar. Hep 'Şeytanın Ölüsü' ile hatırlamak istediğim Sam Raimi'nin; 2002, 2004 ve 2007'de kotardığı Örümcek Adam serisinin başrolüne konuşlandırdığı Tobey Maguire ve Kirsten Dunst ikilisinden çok daha sevimli ve yeterli olmuş, Andrew Garfield ve Emma Stone ekibi... Hele Emma, gerçekten ne güzel ve şirin şeysin sen öyle... Andrew ise resmen isabetli bir seçim, neredeyse yüzde yüz...

 

Oyunculuklar barajı aştığına göre, görsel ne durumda? IMAX versiyonunda seyrettiğim film hakkında şunu diyebilirim, şaka değil Örümcek Adam olasım geldi, binalar arasında ağ at, sonra atla, hopla ve zıpla... Duvarda yürü, tavanda sürün... Kartuş bitmezse şayet, uç uçabildiğin kadar... İşte görsel müthiş... Peki, sorun ne o vakit? Doğal olarak senaryo... Bazı sahneler öyle ucuz ve geçiştirilmiş ki, eziyet bildiğin... Üstelik diyaloglarda da sorun var. Ergenlik halleri, ilk sevmeler, düşmanlıklar ve süper gücün keyfine varmak... (Örümcek Kadın olsa daha iyi olurdu sanki, hani Tarantula, erkeğini yiyen dişi, daha bir yetişkin işi, daha bir zevkli)

 

Genel toplamda ise film vasatı hayli aşıyor, yaz ayında amaç kafayı boşaltmak, eğlence ve keyif ise, hiç kaçırmayın, izleyin derim. Hem Örümcek, Kertenkele'ye karşı adlı bu serüvenin devamı da gelecek, maskeli kahramanımız yine aşka, belaya bulaşaşmadan duramayacak. Ama ne yaparsa yapsın, bir Batman bir Süperman olamayacak, hep kendini suçlayan, mızmız, üzgün, süzgün ve insanlara yaranmaya çalışan bu gencecik elemanın, aykırı, ayrıksı ve ABD'den kopuk olmasına izin vermeyecekler, bizim delikanlı olarak kalacak, ne yapsın garibim kaderi bu... Ben Örümcek Adam, intikam almadan duramam bile diyemez.... Tonla para harcıyor ya ona kapitalist şirketler, sonuçta malı satmak için uçlarda değil, ortada kalmasında yarar var.  

 

 

Alper Turgut

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter