Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Unuttun beni zalim!

Unuttun beni zalim!
(4.5/10)
Üye: Banu Bozdemir
Romantik komedilerin ya da romantik dramların formülü genelde ulaşılamayan, kaybedilen, kanırtan, gözyaşıyla birlikte kimi zaman gülünen, kimi zaman da daha diplere saplanılan bir durum barındırır!

 

Romantik komedileri kendi adıma ‘izle, tüket, at’ mantığında izlediğim için keyif alıyorum, çok fazla sorgulama imkanı vermediği için de mutlu oluyorum! Tabii bazıları o kadar kasıyor, ilişkiyi o kadar fazla çıkmaza sokuyor ki, mesela en son izlediğim Bir Tutam Cennet’te Gael Garcia Bernal ile Kate Hudson’ın birbirinden tamamen uzak uyumları, enerjileri beni rahatsız etmişti ve Bernal’in bir romantik komedide, üstelik Kate Hudson’la ne işi var diye sormuştum. Romantik dramların yeni ekseni hastalıklar, unutkanlıklar ve bunu sonucunda herkesin gıpta ile baktığı aşkların dağılması, tiplerin dağılması ve izleyicinin de başka türlü dağılması olarak da açıklanabilir! 

 

Hastalıklı kız hali Anne Hathaway’in oynadığı  Aşk Sarhoşu filminde de vardı, sonra Burak Göral’ın senaryosunu yazdığı Beni Unutma’dan aşkın kurban olduğu yoğun bir hastalık hali barındırıyordu. Yani bu bir aşk güzel gidiyorsa, onu bitirmek için elimizde her türlü formül mevcuttur hali var bu filmlerde! 

 

Aşk Yemini / The Vow  aşık olup sonra unutma hali üzerine! Gerçek bir olaydan esintiler taşıdığını da hemen belirtelim. Olayın esas kahramanları Carpenter çiftinin 2000 yılında ele aldıkları kitaptan uyarlama. Ve aslında filmin sürprizine ilişkin bir açıklama gibi duracak ama hafızasının bir bölümünü kaybeden Kim Carpenter’ın hafızası hiç yerine gelmemiş! Olayı ve filmi ilginç kılan tarafta bu zaten! 

 

Filme gerçeklerden arınmış bir halde bakarsak hafif bir hippilik ve salaşlık barındırdığını söyleyebiliriz. Bir Tutam Cennet’te de az buçuk böyleydi durum. Ortalık bir sevgi böcekliği, bir enerji kokuyor ki sormayın gitsin. Aslında bende böyle bir yaşamın içindeyim, salaşlığı sonuna kadar savunuyorum ama filmlerde nedense artık bir olmazsa olmaz haline gelen bu formül zorlama oluyor. Paige ve Leo aşkla evli bir çift. Karlı bir akşamda kaza yapıyorlar ve Paige hafızasının bir bölümünü yitiriyor. Yani lise yıllarına dönüyor, çok sevdiği kocasını zerre hatırlamıyor. Rachel McAdams çıtı pıtı halleriyle her role uyum sağlayabilecek bir oyuncu ama Channing Tatum nedense biraz aşırı kaçmış o role! 

 

Leo’nun karısını kendisine tekrar aşık etme çabaları, ailenin bir sırdan dolayı kırdıkları ve uzaklaştıkları kızlarını tekrar eve döndürme istekleri derken, pinpon topuna bakar gibi kafamızı oynatmak zorunda kaldık. Filmin sevdiğim taraflarından biri duygusal modu kasmayıp bizi derin üzüntülere gark etmemesi oldu, ya da ben filme karşı metanetli davranıp kalbime taş bastım! 

 

Filmin mekan tasarımlarını ve kullanımlarını doğal buldum. Tabii yaşam şekillerine göre değişen kostümler, saç biçim ve renkleri de ona uygun seçimler içeriyordu! Bu filmi diğer romantik dramlardan ayıran taraf gerçekliğe yaslanması ve duygusal olarak bizi sarsmak için çabalamaması! Yönetmen Michael Sucsy insan hikayelerinin naifliğine eğilmeyi seven bir yönetmen. Sonuçta aşkın unutma hali mevcut bu filmde de! 


Banu Bozdemir

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter