Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Ucuzluk ve İstismar

Ucuzluk ve İstismar
Üye: Alper Turgut “Mezarına Tüküreceğim” (I Spit On Your Grave) adlı dişe diş kana kan intikam intikam temalı hayli meşhur istismar filmi, 32 yıl sonra yeniden çevrildi (remake), ardından iki yıl internette ve tüm korsancılarda bekledi ve nihayet gösterime girdi. İstismar filmlerini sevenler tarafından kült ilan edilen ilk yapım, uzadıkça uzayan ve asla bitmeyecekmiş hissi veren, neredeyse 45 dakikalık tecavüz bölümüyle dikkat çeker. Öç alma bölümü ise güdüktür, beklentileri karşılamaktan uzaktır (ne bekleniyorsa artık) ve hatta esnetir.

 

Yineden çekilen Mezarına Tüküreceğim ise tecavüz sahnelerini kısa tutar, intikamda yoğunlaşır. Meir Zarchi’nin çektiği ilk filmi bir kenara bırakalım, biz altı kopyayla beyazperdeyle buluşacak olan yeni nesil istismara odaklanalım.

 

Steven R. Monroe'nin yönettiği, bir kadının tecavüzcüleriyle hesaplaşmasını anlatan yapımın, ilk filmden bariz farklı ve daha iyi çekilmiş olduğunu belirtelim, öncelikle... Konumuza dönelim. Kahramanımız Jennifer Hill, güzel, bakımlı ve şehirli bir kadındır ve yeni kitabını taşrada bir göl kenarında yazmaya kararlıdır. Ancak benzin istasyonunda rastladığı üç tip, kasabanın şerifi ve avanak bir tamirci ona musallat olur.

 

Tüm bu kötü adamlar, işkenceciler, katiller, tecavüzcüler hep kırsal alanda mı yaşarlar? Tuhaf, bakımsız ve terkedilmiş görünümündeki benzin istasyonları, benzinciler, tesisatçılar ve elbette acımasız ve kanun tanımayan şerifler olmasa Amerikali sinemacılar resmen kan ağlardı.

 

Şehirli piliç gerçek erkek görsün, kentte adam yok, hepsi eşcinsel diyen bu çapulçular, masum ve savunmasız Jennifer Hill'in kulübesinde soluğu alır. Genç kadın bu azgın ve arsız sürüyle baş edemez ve ardından işkence ve tecavüz gelir.

 

Beş kişilik bu uğursuz tecavüz çetesi, Jennifer'ı konuşmasın diye öldürmeye kararlıdır, genç kadın can havliyle kendini göle atar ve kaybolur. Sapıkların paçası tutuşur, bir ay boyunca gölü ararlar ve öldüğüne kanaat getirirler.

 

Ancak kahramanımız ölmemiştir. Ormanda yaralarını iyileştirmiş, börtü böcekle beslenmiş, intikam planları yapmış, hırs ve öfkeyle yaşama tutunmuştur. Sertleşmiş, vahşileşmiştir. Av iken avcı olmuş, sürüyken güçlü duran beşliyi, tek tek kurbana çevirmekte gecikmemiştir. İntikam soğuk yenen bir yemek ya hani, korkunç olur Jennifer'ın intikamı.. Makatlarına tüfek namlusu sokmaktan başlar, gözlerini kargalara oydurmaktan çıkar.

 

Şimdi erkek egemen toplumun, kadınlara bakışını sorgulayan, feminist bir yapıt ile karşı karşıya olduğumuzu düşünebiliriz, kanımca tacize uğramış her kadın, sempati de besleyecektir Jennifer'a... Senaryonun hangi cins tarafından beğenilmesinden öte, beni filmin bütünü ilgilendiriyor. Jennifer gibi naif şehirli kız, ormanda bir gün dahi geçiremez, adamları bu denli kolay ekarte edemez, inandırıcılık gitti bile... Geriye kalan ise buram buram bir ucuzluk, şiddet pornosu ve tam tekmil istismar. Jennifer'ın hatırına bu filme 10 üzerinden 5 veririm, gerisi hikaye... Ben sizin yerinizde olsam ya Mezarına Tüküreceğim'i izlemek yerine, ya Mezarını Derin Kaz'ı tekrar seyrederim, ya da Boris Vian abimizin Mezarlarınıza Tüküreceğim kitabını okurum, işte öyle bir şey...

 

 

Alper Turgut

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter