Popüler Sinema

Dizi yönetmenliğiyle tanınan Colm McCarthy’nin, Outcast (Yabancı, 2010) filminden sonra çektiği The Girl with All the Gifts (Tüm Sırların Sahibi Kız), duygusal tarafı ağır basan bir zombi filmi. Mike Carey’nin aynı isimli romanından uyarlanan filmin, senaristi de yazarın ta kendisi. Filmin oyuncu kadrosunda; ilk uzun metraj deneyimi olan Sennia Nanua’nın yanı sıra Gemma Arterton, Paddy Considine ve Glenn Close gibi tecrübeli isimler yer alıyor.

The Girl with All the Gifts filmi, askeri bir üste açılıyor. Askerler, tüm dünyaya yayılan bir virüsün panzehrini bulabilmek için çocukları denek olarak kullanmaktadırlar. Fakat bu masum görünen ufaklıkların aslında her biri zombidir. Normal insanlar gibi konuşurlar, duyguları ve düşünme yetileri vardır ama canlıların kokularına karşı dayanamazlar. Bir gün zombiler üssü basar ve insanların çoğu ölür. Üç asker, Öğretmen Helen, Doktor Caroline ve zombi çocuk Melanie, daha korunaklı bir bölgeye gidebilmek için yola çıkarlar. Issız ve zombilerle dolu bu tehlikeli yolculuk, umdukları kadar kolay olmayacaktır.

Hem sinemada hem de televizyonda korku alt türü olan zombi filmlerine sıklıkla rastlıyoruz. Zombi filmlerinin geniş bir hayran kitlesi olduğu düşünüldüğünde artık farklı konular işleyen ve klişeler haricinde türe katkı sağlayabilecek filmleri bekler olduk. The Girl with All the Gifts filmi de, bu özgünlüğü açıkça sağlıyor ve senaryo bazında takdiri hak ediyor. Yavaş yavaş kendini doğanın kollarına bırakan terkedilmiş caddeler filmin ana mekanını oluşturuyor ve tahmin edebileceğiniz gibi apokaliptik bir atmosfer sağlıyor. Ama asıl distopya, zombi çocuklara olan bakış açısında sağlanıyor. Normalde korunup kollanması gereken çocuklara yapılan muamele, filmin karanlık temasının özünü oluşturuyor ve insanoğlunun ahlak ve duygudan ne kadar yoksun olduğunu gözler önüne seriyor.

The Girl with All the Gifts’in biraz da teknik detaylarından bahsetmek gerekirse; kurumuş toprak görünümlü zombi makyajları biraz sırıtıyor ama konu derinleşmeye başlayınca film, bu görüntünün asıl sebebini izleyiciye bir nevi açıklıyor. Türüne göre düşük bütçeli olmasına rağmen görsel olarak tatmin etmeyi başarıyor, ses ve müzik kullanımı da gayet yerinde.

Film “Salt aksiyon olsun. Oluk oluk kan aksın. Karizmatik adamlar veya kadınlar cesaret ve yetenekleriyle başımızı döndürsün.” düşüncesinde olan zombi severleri memnun etmeyebilir. Çünkü filmin ana karakteri olan Melanie; etrafına Polyanna kıvamında gülücükler saçan, insanlara zarar vermek istemeyen, zeki ve bir o kadar da konuşkan ufak bir zombi kız. İzleyicinin filmi beğenme oranı, büyük ihtimalle Melanie’ye ısınıp ısınmamak ile doğru orantılı olacaktır. Filmin görselden çok hikaye bazında etkileyici olduğunu da ekleyelim. Ayrıca filmin başındaki mitolojik Pandora hikayesi ile finalin bağlantılı olması hoş bir ayrıntı olmuş. Zaten filmde bahsi geçen çoğu detayın, izleyiciyi oyalamak için değil, gerçekten bir anlamı olduğu için hikayeye eklenmiş olması senaryonun güçlü olduğunu kanıtlıyor.

Twitter.com/mugeibrikci