Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

THE BOY - Lanetli Çocuk

:: Videolar THE BOY - Lanetli Çocuk
(6.0/10)
Yazar: Deniz Çobaner
Türün iyi örneklerinden genel bir mash-up yapılıp, sıradan oyuncular ve yönetmen ile tekrar çekilmiş gibi görünen kötü bir ürün, neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

The Devil Inside(İçimdeki Şeytan) filminden hatırladığımız yönetmen William Brent Bell, bu sefer yine korku-gerilim türünde bir film olan The Boy(Lanetli Çocuk) ile izleyicilerin karşısına çıktı. The Boy, korku-gerilim türünde Conjuring 2 gibi iyi örneklerin yer aldığı 2016 vizyonunda adını bir şekilde duyurmayı başardı.


 

Korku filmlerinde çoğunlukla kuklavari oyuncak kullanmanın etkisini yadırgamak pek de mümkün değil. Child’s Play (1988, Çocuk Oyunu) filmindeki Chucky’den, The Conjuring’deki Annabelle’e kadar kullanılmış  bütün figürler hepimizin kabuslarına girmeyi başardı ne de olsa. Durum böyle olunca hikayesinin merkezine 8-9 yaşlarında bir çocuk görünümündeki oyuncak bebeği koyan The Boy, daha en başından bizi ürkütmeyi başarıyor. 


 

Hikayeden biraz bahsedecek olursak; sıkıntılı geçmişinden kaçmak için Amerika’yı bırakıp İngiltere’ye, günümüz iletişim teknolojilerinden oldukça uzakta bir kasabaya bebek bakıcılığı yapmak için gelen Greta(Walking Dead’den tanıdığımız Lauren Cohan), gerçek bir çocuk yerine Brahms adında bir oyuncakla karşılaşır. Kanlı canlı Brahms, bundan 20 yıl önce feci bir yangında hayatını kaybetmiştir ve belki de bu durum, ailenin trajik bir olayla başa çıkma biçimidir. Greta başlarda böyle düşündüğü için her yerinden tuhaflık akan yeni işine pek aldırmaz fakat, zamanla gerçekleşen açıklanamayan olaylar hem onu hem de izleyici korkutmaya başlayacaktır.

 

The Boy, başlarda iyi  bir filmin sinyallerini verse de, bu durum çok uzun sürmüyor. Senaryo konusundaki başarısızlığı ile izleyicinin dikkatini üzerinde toplayamıyor. Tek mekan korku filmi sınıflandırmasına sokulabilecek olan The Boy, her türlü gotik unsuru bünyesinde barındıran, tek başına bile göreni korkutabilecek şato benzeri bir malikanede geçiyor. Buna rağmen film, malikanenin doğal olarak sahip olduğu gerilimden bile faydalanamıyor. Çatı arası, yağmurlu, şimşekli, gök gürültülü gece, içeride kapana kıstırılmışlık hissi gibi klişe üstüne klişe ögeleri kullanıyor fakat, bunun da bir yararı olmuyor. Hikaye başlarda katil bebek-kukla hikayesi gibi başlasa da zamanla görünmez ruh-perili ev öğeleri daha baskın hale geliyor. Bir ara slasher türüne bile kayacak oluyor hatta. Böylece kararlı bir duruşa sahip olamayan, her şeyden bir parça barındırıp zenginleşmeye çalışırken çorbaya dönmüş bir yapım halini alıyor.


 

Oyunculuklar konusunda da durum pek parlak değil. Başroldeki Greta karakterini canlandıran Lauren Cohan senaryonun izin verdiği kadarıyla ortalama bir oyunculuk sergiliyor. Diğer oyuncular ise çok daha vasat kalıyor. Yine senaryodaki karakter derinliğinin eksikliği oyunculuklara da yansıyor ve izleyiciyi 3. sınıf müsamere izliyor hissiyle bırakıyor. Yönetmenin yeni ya da deneysel bir şey katmadığı gibi, var olan teknikleri de hakkını vererek kullanamaması filmin başarısızlığına bir madde daha ekliyor. Türün iyi örneklerinden genel bir mash-up yapılıp, sıradan oyuncular ve yönetmen ile tekrar çekilmiş gibi görünen kötü bir ürün, neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

 

Sonuç olarak The Boy, sürpriz(!) finaline fazlaca güvenerek ve bu güvenini de boşa çıkararak büyük bir hayal kırıklığına yol açıyor. Korku-gerilim severler için vakit kaybından öteye geçemiyor, çok boş zamanda izlenilecek ve unutulacak filmler kategorisinde yerini alıyor.


Twitter.com/tuzluk_arch

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter