Popüler Sinema
|
(5.8/10)
Yazar: Furkan Erkan
|
Fenomen olan ve büyük bir kitleye sahip olan Süngerbob, ikinci beyazperde macerasında çıtayı bir hayli yükselterek 3D noktasına ulaşıyor. |
Aslında hikayenin büyük bir kısmı çizgi bir şekilde devam etse de ikinci yarıdaki CGI kısımlar seyri keyifli kılıyor ama filmi bütünüyle kurtardığını söyleyemem.
Her şeyden önce ilk yarıyı izlerken eğer diziye pek hakim değilseniz keyif almanız pek olası değil. Plankton’un yengeç burgerin gizli tarifini ele geçirmeye çalıştığı bol çeşnili savaş sahneleri size çocuksu gelebilir zira. Öte yandan Süngerbob ve Plankton’un başlattığı ekip çalışması özellikle Patrick’i de ikinci plana attığından hikayenin samimiyetini düşürüyor. Bunu böyle detaylı söylüyorum çünkü filme gidenler mutlaka Süngerbob’un TV’de yayınlanan birkaç bölümüne rastlamıştır.
İkinci yarıya geldiğimizde ise 3D teknolojisi ve CGI efektlerin etkisiyle filmden azar azar keyif almaya başlıyorsunuz. Gerçek dünya ve animasyonu bir potada eriten stilize live-action tarzındaki sahnelerde Patrick’in bazı ince esprileri, Süngerbob ve arkadaşlarının Burger Sakal ile mücadele ettiği sahneler eğlendiriyor. Ama bunun dışında da pek bir şey olduğunu söyleyemem. Zaten başta da dediğim gibi filmin büyük bir kısmı çizgi animasyon şeklinde. Sinema diliyle de uzaktan yakından alakası olmayınca ortaya tutarsız bir iş çıkıyor. Bütün olayların bağlandığı kilit noktanın ‘kitap’ olması ise ilerleyen kısımlarda zorlamaya başlıyor.
Teknik işçilik son derece başarılı. Bu konuda filmin hakkını yiyemem ama ilk sinema filmine göre kalite açısından zayıf buldum. 3D değildi ama en azından gerçekten komik ve ince bir mizah anlayışı, hiçbir şekilde karakterlerini bir kenara itmeyen yapısı ve özellikle Süngerbob- Patrick üzerinden animasyon filmlerinde daha önce görmediğimiz hassasiyetteki mesajları mevcuttu.
Antonio Banderas’ın Burger Sakal karakterinin kartonluğu da animasyon bir film içerisinde önemli yer teşkil ettiğini sanmıyorum. Ama benden size bir tavsiye, benim gibi koyu bir Spongebob fanıysanız ve dizininde takipçilerindenseniz beklentiyi olabildiğince düşürün derim. Bulabildiğiniz en büyük salonda ve 3D şeklinde izlemenizi önerir hatta yanınıza bir de küçük bir seyirci almanızı tercih ederim. Filmden anca öyle zevk alınıyor belli ki. Bu arada kültleşmiş pek çok filme küçük küçük göndermeler olduğunu da hatırlatalım.
*Dublaj gerçekten başarılı ve uyumlu. Hele Süngerbob gibi zor bir ses için Fatih Özkul hiç sırıtmıyor.
*Büyüklerin de severek takip ettiği Süngerbob’un bu iddialı son filminin maalesef bütün müşterisi çocuklar.
Furkan Erkan
