Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

STILL ALICE - Unutma Beni

:: Videolar STILL ALICE - Unutma Beni
(8.0/10)
Üye: Müge İbrikçi
Sadece Alzheimer ile değil insanoğlunun savaşmak zorunda kaldığı bütün engelleri temsil eden bir film olan Still Alice, sağlam bir dram izlemek isteyenler için biçilmiş kaftan

ALS hastalığından dolayı bu sene hayatını kaybeden Richard Glatzer ve Wash Westmoreland’ın beraber yönetmenliğini yaptığı 4. film olan 2014 tarihli Still Alice (Unutma Beni), erken yaşta Alzheimer hastası olan bir kadının mücadelesini anlatıyor.


 

Alice gibi güçlü bir karakterin altından başarıyla kalkan Julianne Moore’ın, Akademi, Altın Küre ve BAFTA’da “En İyi Kadın Oyuncu” dalında ödülleri silip süpürdüğü Still Alice filmindeki performansından söz etmeye gerek yok sanırım. Filmde Alec Baldwin ve Kate Bosworth’ta yer alırken ikinci önemli rolü KristenStewart kapmış. Aynı sene Clouds of Sils Maria filminde Juliette Binoche’un asistanını oynadığı benzer bir karakterle izleyici karşısına çıkan Stewart’ın, Twilight filmindeki popülerliğinin egosuna kapılmadan usta kadın oyuncuların yanında yardımcı rollerde bulunmayı kabul etmesi takdir edilesi bir davranış. Ama yine de oyunculuğunu biraz daha geliştirmesi gerektiğini de belirtmek lazım.


Filmin konusuna gelirsek; üniversitede dilbilim profesörü olan Alice Howland, evli,üç çocuğu olan, orta yaşlı,başarılı ve kültürlü bir kadındır. Yediklerine dikkat eder, sporunu yapar, kısacası sağlığına dikkat eden yüksek tempoda çalışmayı seven aktif bir bireydir. Ama bir gün bir şeylerin yanlış gittiğini hisseder, bazı kelimeleri unutmaya başlar ve bu dilbilim alanında araştırmalar yapan birisi için gayet tuhaf bir durumdur. Alice, vakit kaybetmeden bir nöroloğa görünür ve acı gerçekle yüzleşir, kendisi ne yazık ki yavaş yavaş zihnini sarmalayan Alzheimer hastalığına yakalanmıştır.


 

Still Alice, bir nörolog olan Lisa Genova’nın Alzheimer’a dikkat çektiği aynı isimli romanından uyarlandı. Filmde, bilimsel taraf ön planda tutularak hastalığa yaklaşıldığı için duygu sömürüsünden prim yapmaya çalışmadan gerçekçi bir dram ortaya konulmuş. Hastalık, tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilirken yavaş yavaş ortaya çıkan belirtilerin Alice’in hayatını nasıl tepe taklak ettiği, ibretle izleyiciye sunuluyor. Özellikle kanser hastalığını anlatan filmlerde sıklıkla göze çarpan umut, bu filmde pek karşımıza çıkmıyor. Alice’in filmde söylediği “Keşke kanser olsaydım.” repliği ve devamında neden böyle düşündüğünü açıkladığı sahne, filmde neden umudun eksik olduğunu izleyiciye açıklıyor.


Still Alice, bir kadının Alzheimer hastalığının gelişim sürecini anlatırken onun aile bireyleriyle olan ilişkisine de odaklanıyor. Alice’in teşhis konulmadan önceki doğum günü yemeği ile son sahnedeki aile bireylerine baktığımızda tamamen farklı ve umulmadık bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. Görülüyor ki güçlü bir kadının zihninin ve anılarının yavaş yavaş erimesiyle birlikte çevresi ve alışkanlıkları da değişiyor. Filmin yönetmenleri, aileyle olan ilişkiyi tek tek bireylerin gözünden anlatmak yerine, sadece unutmaya mahkum olan Alice’e odaklanıp,  aile sorunlarının çok derinlemesine inmeden ama yine de izleyiciye fark ettirerek anlatmayı tercih ediyorlar.


Sadece Alzheimer ile değil insanoğlunun savaşmak zorunda kaldığı bütün engelleri temsil eden bir film olan Still Alice, sağlam bir dram izlemek isteyenler için biçilmiş kaftan

 

Twitter.com/mugeibrikci

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter