Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Soğuk Savaş

Soğuk Savaş
(8.2/10)
Yazar: Seza Köreken Yalçınkaya

Cold War 2018’in festivallerde en çok ses getiren filmlerinden biri oldu. Cannes Film Festivali’nde  En İyi Yönetmen ve Palme d’Or adayıyken finalde Pawel Pawlikowski En İyi Yönetmen ödülüyle ayrıldı. Siyah-beyaz oluşuyla ve aynı festivallerde görülmesiyle Alfanso Cuaron’un Roma filmiyle aynı kulvarda yarıştı ama teknik ve içerik olarak iki film birbirinden oldukça farklı.


Eski bir belgesel yönetmeni olan Pawlikowski’nin Cold War’daki kamera kullanımı da özellikle filmin açılış sekansında belgesel deneyimini izleyiciye yansıtıyor. Alman işgali sonrası, Sovyet etkisi içindeki, soğuk savaş zamanı Polonya’sını, yıkık dökük şehirleri, yıpranmış giysili insanları belgesel biçiminde veriliyor. Bunu yaparken kuşkusuz karakterlerin yaşadığı ortam sunulmak isteniyor ve nereye bakmamız gerektiğine yönetmen karar verdiği için film politik bir hal alıyor. Senaryo melodram öğeleri taşımaya başlayana kadar filme Sovyet Sineması’nı anımsatacak şiirsel sabit genel planlar ve hareketli kamera(pan) hakimken kırılma noktasından sonra biçim değişiyor. İçerik romantik bir hal almaya başladığında pan hereketi yerine takibe bırakıyor. Yine tüm filme yayılan yakın yüz planları da belgeselvari bir biçim olarak karşımıza çıkıyor. 4:3 ekran genişliğinde ve siyah-beyaz oluşu hem Hollywood’a hem de Sovyet Sineması’na gönderme niteliğinde. Yönetmen, melodram öğeleri içeren Hollywood yapımlarına benzeyen içerikle Sovyet Sinema biçimini birleştirmeyi başarıyor. Sabit kadrajlar izleyiciye ister istemez Tarkovsky’i hatırlatırken, hareketli çekimler de Angelapoluos’yu hatırlatıyor. 


Yönetmen gerçekçi fakat büyülü bir atmosfer yaratmayı başarıyor. Tutkulu iki aşığın hiçbir ortak noktaları olmadan ikisinin de mutlu bir şekilde var olacağı ortam arayışı ve bunun senaryosal kurgulanış biçimi soğuk savaşın metaforu olan bir ilişki ortaya koyuyor. Wictor ve Zula ayrı hayat görüşlerinde, Wictor batı bloğunu temsil ederken Zula doğu bloğunu temsil ediyor. Bloklar gibi çift de birbirleriyle çatışma içindeyken bir arada kalmaya çalışıyorlar ve diyalektik ortaya çıkıyor. Biri yokken bir diğer tam olarak var olamıyor. Aynı zamanda soğuk savaş ortamı, ülke politikasına sızarken çiftin ilişkisine de sızmış oluyor. 


Zula toprağına bağlı, inançlı ve babasal sorunları olan bir karakter. Kendisinden yaşça büyük öğretmenine aşık olması ve aşkın tutkuya dönüşmesi de bununla bağlantılı. Karakterlerin on beş yıllık gelişim süreçleri filmde parça parça verilmesine rağmen devamlılığı sağlamayı başarıyor. Bunda karakterlerin gerçekçiliği ve oyuncuların performasındaki ölçülülük yadsınamaz.


Cold War’un yapısal kurgusu dönemine göre çok farklı. Sinemada kısa bir zaman aralığının ekrana yansıtılması gerekliliği genel kabul gören bir fikir olmuştur. Pawlikowski bunu reddeden nitelikte bir yapıt ortaya koyuyor. Sıçramalı kurguyla on beş senelik bir hikayeyi anlatıyor. Yönetmen çektiği toplam otuz dakikalık görüntülerden de vazgeçip filme koymayarak boşlukları seyircinin doldurmasını bekliyor. Film aşk hikayesi olduğu için sadece tekrar bir araya geldikleri anları içeriyor ve bu yönden bakıldığında yönetmenin tercihi mantıklı geliyor. Biçimsel olarak seneler arasındaki boşluklarda uzun siyah ekran geçişleri kullanılıyor. Normalden biraz uzun süren sessiz ve siyah ekran, bir önceki sekansın bittiğinin ve yeni maceraya geçileceğinin işareti niteliğinde. Sinemada kesme biçimleri zamanda ve uzamda yer kapladığı için yeni biçim olarak dikkat çekiyor. Normal kesme kullanılmış olsaydı ani ve kesin geçiş olacağından seyirciyi yorabilirdi, anlamsızlaşabilirdi. Normalden uzun ve sessiz kesmeler ile yönetmen seyirciyi hazırlamayı ve anlatımı güçlendirmeyi tercih ediyor.


Müzisyen bir çiftin hikayesi anlatıldığı için filmin müzikleri de normalden daha fazla önem kazanıyor. Filmde birkaç kere duyulan “Oy oy oy” şarkısı çiftin var olmaya çalıştıkları ortama ve çiftin duygularına göre şekil değiştiriyor.


Beraber var olabilmek için ortam arayan çift kendi ütopyalarını yaratamayıp birbirlerini yenme hırsına da girmeden kendilerince bir seçim yapıyorlar. Film, “Soğuk Savaş döneminde doğu ve batı bloğu da kendi hırslarına yenilmeden yeni bir sistemde uzlaşsalardı şu an ne olurdu?” sorusuyla izleyiciyi baş başa bırakıyor.

 

twitter.com/_cheshirekedisi

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter