Popüler Sinema

Film festivalleri türlü sansasyonlara, beklenmeyen başarılara ve bazen de bir filmin doğumuna tanıklık eder. Reha Erdem'in fikir çilesi, Nuri Bilge'nin arayışları ve Zeki Demirkubuz'un isyanları her sezon merak konusudur. Bu yılki ulusal yarışma filmlerinden Rüya, ünlü yönetmen Derviş Zaim'in son filmi. Her yıl merakla beklenen bir yönetmen olarak kendisi oldukça sürprizli işlerle karşımıza çıkıyor. Vizyon tarihinin üzerinden aylar geçmesine rağmen yönetmenin bu tartışmalı filmi, ilki gerçekleşen Trabzon Uluslararası Film Festivali'nden 'En İyi Senaryo' ve 'En İyi Kurgu' ödülleriyle döndü. Tedavülden kalkmış haldeyken yarışma filmlerinden biri olarak açıklanması gözleri Trabzon'a çevirdi. Çelişkilerle dolu festivalin en muntazam yanı sonuçları oldu. Son üç yıl içinde çekilen farklı skaladaki alakasız tercihler nedeniyle karmakarışık görünen uluslararası seçki, katılımcı olması gülünç derecede absürd konuklarıyla bir ilke imza attı. Ulusal yarışma bölümünde ise tutarlılık hakimdi. İlgi uyandıran yeni yönetmenlerin ilkleriyle savaşmak zorunda kaldı Rüya. 'Mezarcı' ile Talip Karamahmutoğlu, 'Son Kuşlar' ile ''Bedir Afşin', 'Mor Ufuklar' ile Olgun Özdemir ve 'Aşık' ile Bilal Babaoğlu  güçlü rakiplerdi. Çarpıcı üslubuyla Selman Kılıçaslan ve Trabzonlu genç yetenek Kaan Atilla Taşkın iyi kotarılmış filmleriyle göz dolduruyordu. Senaryo ve kurguda festivalin en büyüğü 'Kalandar Soğuğu'na geçit vermeyen Derviş Zaim, geç anlaşılan filmiyle ne denli kalıcı bir yapıt ortaya koyduğunu ispatlıyordu.                                        

Rüya', bende 'Filler ve Çimen' ile 'Çamur' arasında bir yere koyabileceğim fikirlerle yer etti. İnşaat Emlak Taahhüt işlerinden karmaşık bir yapı ile söz eden ilginç senaryo, labirentli diyaloglarıyla ilgi çekiyor. Bayrak yarışı gibi dört kadını gerçeküstü bir yorumla olay merkezine koyan hikâyenin alt metni çok güçlü. Kaçış, değişim, vicdan ve inanç örgüsü, daha önce ele alınmamış biçimde işleniyor. Teknik açıdan izleyiciden çok yönetmeni yoran bir gayret sarfedilmiş. İşin içinden çıkılması güç, her an berbat olabilecek bir yoldan gitmeyi deneyen Zaim'in en cesur işi bu kesinlikle. Gizem ve merak duygusunu ayakta tutan güçlü oyunculuklar büyük kurtarıcı olmuş. İsimleri tek tek eşelediğimizde tiyatro dünyasının yetenekli kişilerinden oluşan göz kamaştırıcı bir birleşme görüyoruz. Dot'tan Gizem Akman, Gizem Erdem, İbrahim Selim, Craft'tan Enis Arıkan, yine tiyatro kökenli Mehmet Ali Nuroğlu ve diğerleri tekmili birden tiyatro oyuncusu. Murat Karasu'yu da unutmayalım. Yönetmenin seçimi akıllıca. Handikapları ve tuzakları olan senaryoya değişik bir hava katmış bu renklilik. 'Tabutta Rövaşata' gibi özel bir filmin sahibi Zaim'in düşünsel yolculuğunu zigzaglar çizerek takip etmek de ayrı keyif. 'Nokta'nın imgeselliği, 'Balık'ın kaygısallığı bu filme de hakim. İnanç meselesine korkusuz bir yaklaşımla bakan Rüya'nın Yedi Uyuyanlar mitine yaslanarak oluşturduğu kapalı anlatımı sevdiğimi söyleyebilirim. Yeterince ilgi görmediği bilinse de, sapa bir mahalledeki isimsiz bir aşevinde ikram edilen sıcak çorba misali tatmanızda fayda var derim. Özellikle de stil oyunculuk ve benzersiz kurgu arayanlar...