Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Rings / Halka 3

:: Videolar Rings / Halka 3
(4.5/10)
Yazar: Deniz Çobaner
Rings öncelikle korkutucu değil. Birkaç sahnede ses ve ani ataklarla gelen basit korku hileleri ile izleyiciyi koltuğunda zıplatmayı başarıyor, eğer bu bir başarı olarak görülebilirse tabi.

The Ring(Halka)(2002), geçtiğimiz 15 yılın en iyi yeniden çevrim filmlerinden biriydi. Japon menşeiili Ringu(1998)’nun tüyler ürperten romandan uyarlama hikâyesini, bolca gizem-gerilim sosuyla dolu dolu bir korku filmine çevirmeyi başarmıştı. The Ring’in yönetmeni Gore Verbinski filmiyle orijinal filmin yönetmenini de oldukça heyecanlandırmış olacak ki, Hideo Nakata The Ring 2(2005)’i çekmekte gecikmedi. Böylece dünyaca kendi hayran kitlesini oluşturan Samara ve hikâyesi kült karakterler arasına girdi. Yıllardır 3. filmin geleceği dedikoduları ise F. Javier Guatérez’in Rings(2017)’i ile gerçekleşmiş oldu.


 

Hikâye, türü sevsin sevmesin Samara karakteri sayesinde herkesin aşağı yukarı bildiği gibi çocukken acı çekerek öldürülen Samara’nın ruhunun geri gelerek, içinde rahatsız edici imajlar içeren bir video aracılığıyla insanları öldürmesi hakkındaydı. Rings(Halka 3) ise farklı karakterlerin orijinal hikâyeye bağlı bir şekilde laneti deneyimlemesi üzerine bir kesit aktarıyor. Fakat bunu yaparken orijinal hikâyeye yaptığı eklemelerle adeta laf kalabalığı oluşturmaktan öteye gidemiyor. Samara’nın kökleri hakkında gereksiz ya da kimsenin merak etmediği açıklamalar yapmakla çok fazla uğraşıyor. Bu uğraşısı ise tatmin edici bir sonuca götürmüyor. Çünkü hâlihazırda Samara’nın bilinmezliği hikâyenin gizemini artıran bir unsurken, onun hakkında yeni edindiğimiz bilgiler o kadar da heyecan verici değil. 


 

Yönetmen ilk filmiyle korku çevresinde umut verici olarak görülmesine rağmen böyle bir devam filminin sorumluluğu altından kesinlikle kalkamamış. Rings öncelikle korkutucu değil. Birkaç sahnede ses ve ani ataklarla gelen basit korku hileleri ile izleyiciyi koltuğunda zıplatmayı başarıyor, eğer bu bir başarı olarak görülebilirse tabi. Rings’te parlak fikir olarak görülen Gabriel’in ruh hakkında deneyi olsun, Julia ve Holt karakterinin hikayenin girdiği yeni yoldaki sözde araştırmaları olsun ya da Samara’nın köklerine inme denemesi fazla yüzeysel kalmış ve umulanı bulmamış. Öncelikle Gabriel’in deneyin amacını açıklamaktan öte kurduğu oluşum ve kişiler hakkında neredeyse hiç bir bilgi verilmemiş. Eğer filmin çıkış noktası bu ise, Guatérez daha baştan tökezlemiş. Gabriel karakteri ilk bakışta oldukça enteresan gelse bile, kendine has sebeplerini aktarma derdi gütmediği için inandırıcılıktan çok uzak, klişe bir kukla etkisinden fazlasını yaratamamış. Julia ve Holt karakterlerinin aralarında bağ ise yine açıklama zahmetine girilmediğinden havada kalmış. Julia, Holt’a ölümü basitçe göze alacak kadar bağlı fakat niye? Bu sorunun da herhangi tatmin edici bir cevabı yok ve fazlasıyla naylon kalmış. 


 

Son 15-20 yıla yayılan devam filmlerinde teknolojik gelişmeler filmi güncelleme aracı olarak yaygın olarak kullanılıyor. Blair Witch’in geçtiğimiz yılda vizyona giren devam filmindeki dronelar, küçük el kameraları, GPS cihazları bir mucize yaratamasa bile içinde bulunduğumuz zamana ait hissini sonuna kadar veriyordu. Rings de benzer bir uğraşa girmiş ve VHS kasetle yayılan laneti USB’lere kopyala-yapıştır yapılan videolara dönüştürmüş. Yine de bu lanetli videolardan “kaset” olarak bahsetmesi de başarısız nostaljik olma çabası olarak kalmış. 

 

Filmin niteliğini yerin dibine geçiren en önemli etkenlerden bir diğeri ise baştan savma senaryosu. Jacob Estes ve David Loucka korku türünde tecrübeli olmalarına rağmen The Ring ana fikrine ve köken saplantılarına gereğinden fazla bel bağlamışlar. Ne karakterler ne de olay örgüsü üzerinde çalışılmış etkisi vermiyor açıkçası. Hatta bazı sahnelerde ilkokul müsameresi basitliğinde diyaloglarla izleyicinin zekasına hakaret ediyorlar. Julia’nın mesnetsiz cesaretiyle yanlış zamanda yanlış yerlerde bitivermesi ya da her kasabanın veya şehrin tarihinde görülebilecek standart kayıp olaylarının kasaba halkı tarafından trajik olmaktan çok paranormal bir olguymuş gibi yorumlanması saç-baş yolduran cinsten. Böyle bir senaryoya rağmen Julia rolünde izlediğimiz Matilda Lutz oldukça iyi bir iş bile çıkarmış. Holt rolündeki Alex Roe ise partnerinin aksine sanki yanlışlıkla sete düşmüş hissi uyandırıyor. Kör ve ürkütücü peder rolünde D’Onofrio, yine kötü senaryonun kurbanı olmuş. Onun olduğu sahnelerde Don’t Breathe filmini anımsamamak elde değil. 

 

Sonuç olarak Rings, bir kaç rahatsız edici görüntüler ve ürpertici sahneler dışında korku-gerilim filmi özelliği gösteremiyor. The Ring hayranlarının beklentilerini karşılamak şöyle dursun, Samara’nın kökenini ararken kendini kaybeden film, keşke çekilmeseymiş dediğimiz yapımlar arasında yerini alıyor.

 

Twitter.com/tuzluk_arch

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

HABERLER

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ BAŞLADI!

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ BAŞLADI!

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter