Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

RACE - Rüzgarın Oğlu

:: Videolar RACE - Rüzgarın Oğlu
(7.0/10)
Yazar: Deniz Çobaner
Hikayenin çıkış noktası, eklemlenen yan karakter ve hikayeler, gereksiz dramdan uzakta durma çabası, dönemin ırkçılık sorunlarının yanı sıra kapalı kapılar arkasında yaşananlara karşı aldığı eleştirele yakın tavır ile izleyicinin beğenisini kazanıyor.

Lost in Space(1998), Predator 2(1990) ve The Ghost and the Darkness(1996) filmlerinden hatırladığımız yönetmen Stephen Hopkins, Race filmi ile kariyerinin en başarılı filmine imza atmış. Race, 1936 Olimpiyatları’nda rekor üstüne rekorla dünyayı kendine hayran bırakan atlet Jesse Owens’ın kazanmaya odaklı hikayesini, dönemin şartlarını eleştirel olmaya çalışan bir gözle aktaran bir biyografi filmi. 


 

Biyografi türü, halihazırda yaşanmış olayları aktardığı ya da bu olaylardan uyarlanan, bir nevi tarihi belge niteliği kazanacak gözüyle bakılan ve bu nedenle de sorumlulukları olan bir tür. Bu nedenle nerede başladığı, ne ve nasıl anlatıldığı, kimin gözüyle ve hangi bakış açısıyla aktarıldığı fazlasıyla önemli olmakla birlikte, filmin bıçak sırtı başarısının da öncelikli belirleyicileridir. Race filmi bu bakımdan optimum formülü bulmuş görünüyor. Hikayenin çıkış noktası, eklemlenen yan karakter ve hikayeler, gereksiz dramdan uzakta durma çabası, dönemin ırkçılık sorunlarının yanı sıra kapalı kapılar arkasında yaşananlara karşı aldığı eleştirele yakın tavır ile izleyicinin beğenisini kazanıyor.


 

Berlin’de yapılan 1936 Olimpiyatları’nın geçtiği dönemin sosyolojik ve politik yapısına bakacak olursak; Almanya’da Hitler’in Aryan Irk yaratma çabası ve Yahudi Soykırımı hareketlerinin revaçta olduğu, Amerika’da ise her ne kadar sözde ırkçılık karşıtlığı savunulsa da sosyal hayatta Afroamerikan vatandaşların 2. sınıf insan muamelesi gördüğü bir dönem portresiyle karşılaşırız. Böyle bir dönemde yaşamını iyi bir noktaya oturtmak isteyen Jesse Owens’ın yaşamının dönüm noktaları, Race filminde sindirilerek, derli toplu bir  biçimde beyaz perdeye aktarılmış. Dünya Olimpiyatları’na gelene kadar bir çok altın madalya ve rekor sahibi olan Owens’ın hikayesi, bu dönemlerdeki başarıları çok da parlatılmayarak anlatılmış. Böylece gündelik yaşamındaki insani sorun ya da küçük mutluluklarıyla renklendirilen bu dönem,  arkasından gelen olimpiyatlardaki “Büyük Final” etkisini köpürten zekice tasarlanmış kurgunun öncülü ve hazırlık bölümünü oluşturmuş. 

 

Bir bütün olarak bakıldığında izleyiciyi tatmin edebilecek bir film olan Race’in olumsuz yanları da yok değil. Örneğin, Olympia belgeseli ve yönetmeni Leni Riefenstahl karakteri filmde yer almasına rağmen, suya sabuna dokunmayan mevcudiyeti fazlasıyla eğreti durmuş. Daha doğrusu asıl amacı “Ari Irk”ın mükemmelliğini göstermeyi amaçlayan bir belgesel çekimi söz konusuyken, Jesse Owens’ın beklenmeyen çıkşını belgelediği için onu Hitler karşıtı bir karakter gibi göstermek hiç de gerçekçi değil. Bunun yanı sıra, siyahilerin Amerika’da gördüğü ırkçı muameleyi finaliyle daha çarpıcı hale getirebilecekken, daha ılımlı bir ortam betimlemesiyle elinde olan fırsatı belki de bilinçli olarak çöpe atıyor. Owens’a karşı Hitler’in tavrının aynısı, geri döndüğünde kendi evinde de sergileniyor, fakat bu konu da Amerika’nın kendine hayran yapısıyla uyuşmadığı için adeta geçiştiriliyor.


 

Race, Jesse Owens karakterini gündeme getirdiği için önemli bir film. Adındaki eş anlamlılıkla* mesaj verdiğini düşündüğüm film, vizyonda kaliteli bir şeyler izlemek isteyen seyirci için yerinde bir seçim olacaktır. 


*(Race:Yarış, ırk) 

 

Twitter.com/tuzluk_arch

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter