Popüler Sinema

Çektiği bağımsız filmler ile ismini duyuran genç yönetmen Alex Ross Perry, dramın psikolojik gerilimle harmanlandığı Queen of Earth (Yeryüzünün Kraliçesi) ile izleyici karşısına çıkıyor. Oyunculuk performanslarının yanı sıra doğayla içi içe kurulan atmosfer ön planda yer alıyor. Hayatı boyunca babasının gölgesinde kalmış bir kadının tek başına birey olmayı başaramaması ve sürüklendiği bunalım, filmin temelini oluşturuyor.

Queen of Earth, ağırlıklı olarak iki karakter arasındaki paslaşmalardan oluşuyor fakat Catherine, filmin esas karakteri olarak yer alıyor. Babasını yeni kaybeden ve erkek arkadaşından da ayrılan Catherine, stres atmak için eski dostu Virginia ile ıssız bir göl evine tatile giderler. Birbirine tamamen zıt olan bu iki arkadaş, rahatlamak ve dertleşmek yerine daha çok gerilirler. Aralarında, intikam almak istercesine suçlayıcı diyaloglar geçer ve sürekli gergin beden dilleri vardır. Yan komşu Rich’in eve sürekli gelmesi de yalnız kalmak isteyen Catherine’nin tatiline tuz biber eker. Gittikçe gerilen Catherine, iyice Virginia’dan uzaklaşıp kendi bunalımıyla baş başa kalmaya çalışır.

Bir sene önce Virginia’nın sorunlarından dolayı aynı eve gelen iki arkadaş, bir nevi ikinci raundu yaşarlar. İlk tatilde Catherine’nin henüz ayrılmadığı sevgilisi James, ikincide ise Rich vardır. İki arkadaş, iki tatilde de tam anlamıyla inzivaya çekilemezler. Hayatı ve yaşananları değil birbirlerini suçlamayı tercih edince de işler daha karmaşık bir hal alır. Catherine, gittikçe bunalıma saplanıp dengesiz davranışlarda bulunur ve filmin gerilimi gittikçe artar.

Dramatik yapı olarak Ingmar Bergman’ın Persona (1966) filmine yakın bir çizgide duran ama onun kadar yoğun ve sorgulayıcı diyaloglar içermeyen Queen of Earth, daha çok sessizlikten gücünü alıyor. Aynı filmin afişinde olduğu gibi Catherine’nin değişiminin üç farklı halini gözlemliyoruz; İstediği her şeye sahip, mükemmel bir babası ve sevgilisi olan, kendine güvenen Catherine, sahip olduklarını yitirdiği için aşağılık duygusu ön plana çıkan Catherine ve hem etrafı suçlayan hem de onlardan korkan, delirmenin eşiğine gelmiş Catherine.  Bunalıma girmiş bireyin başarılı bir şekilde karakter çözümlemesini yapan film, Elisabeth Moss’un etkili oyunculuğuna çok şey borçlu olduğunu da eklemek gerekir. 

Queen of Earth, rüyayla içi içe geçen, gerçeğin biraz muallakta kaldığı bir gerilim. Bütün karakterlerin narsist ve yıkıcı tavırlara sahip olması, izleyicinin içini karartacağı kesin. Özellikle Catherine’nin Rich’i hedef alarak aslında bütün dünyaya haykırdığı kısa ama etkileyici tirat, filmi özetler nitelikte. Herkesin kendini doğru olan sandığı bir ego savaşını anlatan filmde aslında her karakter kendini “Yeryüzünün Kraliçesi” olarak görüyor. Kadınların ön planda olduğu 60’lı yılların psikolojik gerilimlerine ilgi duyan izleyicilere hitap eden Queen of Earth, türe pek yenilik getiremiyor ama modernleştirmeyi başarıyor.

Twitter.com/mugeibrikci