Popüler Sinema

Brezilya sineması, dünya sinemasında sürekliliği olan bir başarıya sahip olamasa da,  ürettiği kalbur üstü örnekleri ile son zamanlarda izleyicinin dikkatini çekmeye başladı. Diaros de Motocicleta (2004), Cidade de Deus(2002), Hoje Eu Quero Voltar Sozinho(2014) gibi dikkat çeken bu filmler çeşitli festivallerde gösterim şansı buldu ve hakettiği gibi beğeni ve ödüllerle karşılandılar. 

Anna Muylaert’in senaryosu yazıp yönettiği Que Horas Ela Volta?(Annemle Geçen Yaz) da bu filmlerden biri olma yolunda ilerliyor. Sundance Film Festivali’nde ilk kez gösterim fırsatı bulduktan sonra çeşitli ülkelerde vizyona giren film, toplumsal bir meseleyi yer yer diken üstünde bir gerginlikle yer yer mizahi öğelerle işlemiş. 

Filmin kahramanı Val, uzun yıllar boyunca zengin ve şehrin önde gelen isimlerinden olan Dr. Carlos ve Barbara’nın yanında yatılı çalışmaktadır. Aynı zamanda bu çiftin oğlu olan Fabinho’nun da dadısıdır . Evin hanımı olan Barbara’nın da dile getirdiği gibi “aileden biri gibi” olmuştur. Fakat bir gün Val’in yaklaşık 10 yıldır görmediği kızı Jessica çıkagelir ve annesinin yanında kalmaya başlar. Böylece Val’in “aileden biri gibi” olma durumunun tek taraflı özveriden doğan bir illüzyon olduğu yavaş yavaş ortaya çıkar. 

Que Horas Ela Volta? yazar ve yönetmeninden tutun da hikayesine ve kilit karakterlerine kadar kadınların fazlasıyla baskın olduğu bir yapım. Özellikle Val, Jessica ve Barbara hikayenin sacayağı konumunda. Film süresince bu üç karakterin çarpışmaları, çekişmeleri, sınıf ve kültür ayrımı çatışmaları, diğer her şeyi yardımcı elemana dönüştürmüş. Hatta Fabinho ve Dr. Carlos’un filme çeşni niyetine ya da dünyadaki erkek varlığını es geçmemek için eklendiği bile düşünülebilir. Bu karakterlerin silikliği, yer yer gerçek dışı ve tuhaf tavırları filmin kadınlarını daha da dominant hale getirmiş.

Hikayenin en temel esin kaynağı çalışmak için kızını arkasında bırakıp, filmin yazar ve yönetmeni olan Anna Muylaert’in oğlunun bakıcılığını yapan bir kadın. Hikaye bu denli bireysel bir noktadan çıkış yaptığı için, ihtiva ettiği öznelliği ve yaşanmışlığı hissetmemek imkansız. Hatta irite edici Barbara karakterinin bütü göze batan hal ve tavırları da Muylaert’in kendi iç hesaplaşmalarının ya da bilinçaltının bir yansıması olabilir mi diye düşünmeden edemiyor insan. Ayrıca film isminin çevirisine bakacak olursak; “Ne zaman geri gelecek?” film süresince iki yerde kullanılmış: Biri küçük Fabinho, çalışan ve yanında olmayan annesini dadısı Val’e sorarken, diğeri ise Jessica küçükken ondan uzakta çalışan Val’in yokluğunu dadısıyla sorgularken. 

Oyunculuklardan bahsetmek gerekirse, hikayedeki genel durum burada da değişmiyor. “Val” karakterini canlandıran Regina Casé, mükemmele yakın bir iş çıkarıyor. “Va”l fazlasıyla bıçak sırtı bir karakter. İnandırıcılıktan uzaklaşmaya ya da karikatürize olmaya çok müsait. Buna rağmen Regina Casé, tecrübe ve yeteneğini konuşturuyor ve filmi tek başına sürükleyen, adeta devleşen bir “Val” yaratıyor. Bu performansıyla Sundance Film Festivali’nden yardımcı oyuncusu Camila Mardila ile Jüri Özel Ödülü’nü, SESC Film Festivali’nden ve Sao Paulo Sanat Eleştirmenleri Birliği Ödülleri’nden “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazanıyor. Bunun yanı sıra Barbara karakterini canlandıran Karine Teles ise, zaman zaman aşırıya kaçan rolünün üstesinden gelmeyi başarmış. 

Sonuç olarak Que Horas Ela Volta? Brezilya’da ve aslında bütün yeni dünyada ciddi anlamda hissedilen sınıf ayrımı, ebeveyn-çocuk çatışması, aile ilişkileri gibi sorunlara yakından bakan bir yapım. Her ne kadar kökleri derinlere dayanan bu sorunların finalde tatmin etmeyen bir oldu bittiye getirilmesi hikayenin elini zayıflatsa da, diğer bütün olumlu özellikleri sayesinde izlenmeyi hak ediyor.

Twitter.com/tuzluk_arch