Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Popüler Sinema, Altın Koza'nın nabzını tutuyor: 3.Gün

Popüler Sinema, Altın Koza'nın nabzını tutuyor: 3.Gün
Üye: Murat Kızılca 19. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali bütün hızıyla devam ediyor. Açılış kokteyliydi, hoş geldiniz yemeğiydi derken geçen iki günün ardından, üçüncü günün tamamını festival filmlerine ayırdık.

 

Dünkü Şimdiki Zaman ve Yabancı deneyimlerinden sonra bu sabahki ilk film hakkımı küçük ve iddiasız bir yapım olmasına rağmen ilginç konusu ile dikkatimi çeken David’den yana kullandım ve 12.15 seansına yetişmek üzere Metropol Sineması’na doğru yola çıktım. Joel Fendelman ve Patrick Daly’nin senaryosunu yazıp yönettiği ABD yapımı David, Brooklyn semt camii imamının on bir yaşındaki oğlu Davud ile tesadüfi olaylar zinciri sonrasında tanıştığı, komşu Yahudi okulunda eğitim gören Yoav’ın dostluğunu anlatıyor. İki çocuk herhangi bir sıfattan yalıtıldıklarında gayet iyi dost olabiliyorlar, ancak Davud’un Müslüman olduğu ortaya çıkınca problemler başlıyor. 80 dakika gibi kısa bir süresi olmasına rağmen yer yer sarkan filmin, aslında bu kadarcık bir süreyi bile doldurabilecek bir hikâyesi yok. Herhangi bir sürpriz barındırmıyor ve tahmin edilebilir gelişmelerin art arda geldiği tekdüze bir tempoya sahip. Ayrıca fazla iyimser bir bakış açısı var. Bütün karakterler, oluşan her düğüm sonrasında, herkesi mutlu edebilen ortak bir paydada buluşmayı başarabiliyorlar. Gerçek hayatta pek sık karşılaşamadığımız bir durum. Ancak bunun halklar ve dinler arasındaki bir barış temennisi adına çekilmiş düşük bütçeli bir film olduğunu hatırlarsak, bu iyimserlik mevzusunu fazla deşmenin manası yok. İzlemesi fazla sıkıntı yaratmayan, ama ‘görülmese de olur’ filmlerden biri David. 

 

Günün ikinci tercihi Dünya Belgeselleri bölümünde yer alan Cenin Sineması oldu. Cenin Sineması, Batı Şeria’daki Cenin’de terkedilmiş eski bir sinema salonunun yeniden açılması için başlatılan kampanyayı anlatıyor. Yaklaşık 30 yıldır sinemadan uzak kalan bir şehrin, bir zamanlar ülkenin en büyük sinema salonu olan Cenin Sineması’na yeniden kavuşması için mücadele eden bir grup Alman ve Filistinli’den oluşan gönüllülerin insanüstü çabasına tanıklık ediyor. Siyasi göndermeler yapmayan, dolayısıyla taraf tutmayan, olan biteni olduğu gibi aktaran samimi bir belgesel. Aynı kentte kurucusu olduğu Özgürlük Tiyatrosu’nun önünde öldürülen Julino Mer Khamis de belgeselde yer alıyor. Almanya / İsrail / Filistin ortak yapımı belgesel, bölgeye ait ilginç ipuçları sunuyor. Fırsat bulanların izlemesini tavsiye ederim.

 

Festivalin en merakla beklenen filmlerinden biri olan Gözetleme Kulesi bugünün üçüncü tercihi idi. Ensest, istenmeyen gebelik, pişmanlık, paramparça olmuş hayatlar gibi ana başlıkları dert edinen Gözetleme Kulesi’nin doğum sahnesi ile adından uzun süre söz ettireceği kesin. Kusursuza yakın doğa görüntüleri, neredeyse fantastik bir dünyaya aitmiş izlenimi yaratan mekânlar ve bu mekânlarda amaçsızca dolanan insanların üçüncü sayfa haberlerini aratmayan hikâyeleri. Çok sert doğum sahnesi dışında rutin bir tempoda ilerleyen film sıkıcı olmamayı başarıyor. Pelin Esmer’in yönettiği Gözetleme Kulesi, ilk üç gün içerisinde izleyebildiğim ulusal yarışma filmleri arasında şimdilik en iyisi. 

 

Yarın ulusal yarışma filmlerine ağırlık veren bir programım var; Ateşin Düştüğü Yer, Devir ve Yük gibi iddialı olabileceğini düşündüğüm filmlerden üçü gösteriliyor. Sinema dolu keyifli bir gün olacağa benziyor. 

 

Murat Kızılca

twitter.com/mkizilca

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter