Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Phantom Thread

Phantom Thread
(7.5/10)
Yazar: Mustafa İri

En İyi Kostüm Tasarımı Oscarı ile çiçeği burnunda zafer sarhoşluğu yaşayan Phanthom Thread vizyondaki seyrini sürdürüyor. Kan Dökülecek’le önemli bir alan yakalayan Paul Thomas Anderson yetkin bir yönetmen. Yaşıtım olduğu için kişisel bir yakınlık hissettiğim Anderson, insan psikolojisine yaklaşımındaki ayrıksı betimlemelerle daha önce de başımızı döndürmüştü. Gözde oyuncusu Daniel Day-Lewis ile bu filmdeki iş birliği de en az öncekiler kadar çarpıcı. 

 

Setini 1950’lerin Londra’sına kuran yönetmenin senaryo odağında ünlü modacı Reynolds Woodcock var. Bu sosyetik terzinin kişiliği, özgünlüğü ve çatışmaları filmin ana omurgasını oluştururken garson Alma (Vicky Krieps) özelinde tüm bir biyografi talan edilerek başka bir yöne doğru evriliyor. Kız kardeşi Cyril ile müstakil yaşamlarında tıkıt tıkır işleyen bir düzene sahip Woodcock. Onlarca işçi ile bir tür butik fabrika gibi çalışan bu dişlinin çarklarına her dönem genç bir model takılır ve yerine yenisi gelene kadar bu böyle sürer gider. Erkek kardeşini çok iyi tanıyan Cyril, Woodcock için problem çözücü, yenileyici ve düzen kurucudur. Yolunda gitmeyen şeyleri fark eden, hareketi sürdüren ve Woodcock’un arızalarını gideren hep O’dur.

 

Cyril, Alma ve Reynolds üçgeni, Phanthom Thread’i izlenir kılan bir yapıya dönüştürüyor. Üçlü arasındaki çatışkı, sürekli değişkenlik göstererek hikâyeyi sürüklüyor. Özellikle filmin üçte birlik ilk bölümündeki zorba müzik kullanımıyla kendi sıkıntılı evrenine roket yollayan yönetmenin izleyici için gerginlik yarattığı çok bâriz. Yavaş yavaş dağılan bulutlar ve home-ofis tarzı yaşamlarındaki eğlenceli saptamalarla merak uyandıran Woodcock limited, işin erbâbı bir adamın hiç ummadığı bir anda çuvallaması, gâfil avlanması ve dönüşmesiyle sınanıyor, hayat dersi alıyor. Kendi kanından insanlarla yaratılan başarılı iş dünyasını aşkın ateşiyle kavuruyor. 

 

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu adaylığında Lesley Manville iyi iş çıkarmış. Sessizliği, derinlere sakladığı düşüncesi ve karizmatik kırılganlığı Anderson’un uzmanlık alanı. Bu müthiş karakterden izlemeye doyulmaz bir oyunculuk yönetimi çıkarmış Anderson. Ben Alma’yı da beğendim. Suçluluk ve öfke abidesi genç bir kadının gizli öfkesini yavaş yavaş açarak tuhaf bir yere asan yönetmenin bu son filmini tartışmasız yılın en iyilerinden ilan edebiliriz.

 

Ümit Ünal’ın Sofra Sırları ile ilginç paralellikler taşıyan Phathom Thread, sofistike olduğu kadar buyurgan ve sıra dışı. Gena Reynolds bir filminde şöyle der: ‘Bir mutfakta neler olduğunu asla bilemezsin!’. Bu sözü söylediğinde masada yemek bekleyen konukları varken yere düşen kocaman bir sazan balığını elleriyle yerden toplayıp tekrardan tabağa yerleştirir.

 

En İyi Film, En İyi Yönetmen ödülü alamasa da bunu fazlasıyla hak eden Phanthom Thread, garipliklerle dolu saplantılı bir aşkın da ev sahipliğini yapıyor. Bir moda evinden yemek tarifleriyle dolu mutfaklara, şöhretli burjuvalardan ezik aşılara kadar dört koldan giriyor. 

 

Bu filmden sonra evin erkekleri uzun süre mantar sote yiyemeyecek. Eşlerinin tam olarak ne pişirdiklerine dikkat edecekler. İşin kötü yanı zarar görmeleri için suç işlemeleri de gerekmiyor. Hoş geldin paranoya! 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter