Popüler Sinema
Paralı herifler, çocuk gelinler...
| Üye: Alper Turgut | Dilsiz bir gece... Dışarıda kanlı bir çarşaf bekleyen akbaba, pardon akraba, içeride kız çocuğuyla, ihtiyar adamı buluşturan bir dram, yani gerdek odası... Lanet başlık parası, körpe beden pazarı... Böyle gelmiş, böyle gider diyenler, vicdansız olmayı gelenek belleyenler, çocukları gelin edenler... Evet, çocuk gelinler gibi gerçekliği oranında yakıcı bir konuyu, kurgulayıp beyazperdeye taşıyan "Lal Gece", hani neredeyse tamamı bir odada geçse dahi, etkileyiciliğinden herhangi bir şey yitirmeyen bir seyirlik, özetle... Ötesinde Reis Çelik'in şu ana dek çektiği en iyi film bu, hiç şüphesiz. Ve resmen oyunculuk gösterisi yapan İlyas Salman gibi bir ustayı, 24 yıl sonra sinemayla tekrar buluşturduğu için seyretmeye ve seyrettirmeye değer. |
Filmi konuşmak için Serdar Akbıyık ve Yavuz Gayberi ile birlikte oluşturduğumuz 2 Arada 1 Derede'ye, İlyas Salman'ı konuk almak istedik, teklifimizi geri çevirmedi hatta gece saat 01.00'de bizi evine davet etti, seve seve kabul ettik, gittik ve sabaha dek o anlattı, biz dinledik. İlyas Abi, çocuk gelinler konusunun, erkek ve kız çocuklarıyla seks yapmak için Tayland'a ya da bilmem nereye giden iğrenç, paralı herifler gerçeğinden ayırmamak gerektiğini söyledi, ki sonuna dek haklıydı. Memlekette çocuk gelinlerin sayısının beş milyona ulaştığı söyleniyor, dünyada kaç çocuk gelin var, bu ise tam belli değil. Mısır'da zengin turistlerle günübirlik evlilik turu düzenlendiğini, yüzlerce kız çocuğunun bu iğrenç adamlarla evlendirildiğini, böylelikle bu çocuk pornosuna yasal ve manevi bir kılıf uydurulduğunu daha yeni okuduk. Peki kim haklı, kim haksız? Zenginler mi insanlıktan çıkmış, çocuklarını satan fakirler mi? Yanıt hepsi olmalı... Eski dünya gelenekleriyle yeni dünya düzeninin arasında aslında pek fark yok, oyunun kuralları değişiyor lakin insan ticareti tam gaz sürüyor, kuşkusuz. Neyse... Biz filmimize geri dönelim.
Lal Gece'nin elbette eleştirilecek yanları var, kendince eksikleri, belki bakış açısı, ya da tiyatroya yakın duruşu gibi... Gökhan Tiryaki artık ustalık döneminde, bir oda içerisinde bile görüntü yönetmeni nasıl çalışır, bunu gösteriyor. Filmin oyuncu kadrosunda İlyas Salman dışında Dilan Aksüt, Mayşeker Yücel, Sabri Tutal, Sercan Demirkaya ve Ahmet Aydın var. Özellikle çocuk geline can veren Dilan Aksüt, müthiş bir performans sergiliyor, belirtelim. Geçen yıl Mart ayında Ardahan'da çekilen filmi, ilk kez İstanbul Film Festivali'nde izlemiştik, şimdi 13 gibi kısıtlı bir kopyayla gösterime girdi. Keşke daha çok sinema salonuna misafir olsaydı, abuk subuk tonla filme inat...
Bir zamanlar değil, her zaman olduğu gibi Anadolu'da bir köy düğünü, cezaevinden çıkan ve yaşı altmışı aşan bir adam, üstelik gelenek istedi diye ana katili hani, ama ahaliye sorsanız bir kahraman, mükafatı mı? Henüz oyun çağında, küçük bir kızla başgöz edilmek. Lakin pişman bir adam bu, görece iyi niyetli de... Hapiste çok düşünmüş, gelenek zincirlerini kopartmak konusunda başarılı olamasa da... İçeride binbir gece masalları, içeride Şahmeran, içeride büyümeye debelenen bir çocuk, çocukla çocuk olmaya çabalayan bir adam, ne kadar zorlasalar, yaşlar denk düşmüyor, akran olamıyorlar, kuşak farkı kapanmıyor, birbirlerine yaklaştıkça, uçurum büyüyor, daha da büyüyor. Konuşuyorlar, oyunlar oynanıyor ama zaman geçiyor, sınav vakti yaklaşıyor, bedel isteniyor, beden ödüyor. Derler ya, sabah yaklaştıkça, gece kararır, işte öyle...
Alper Turgut
twitter.com/AlperTurgut01
