Popüler Sinema

Narcos dizisi ile birlikte tüm dünyada ilgi çekici bir mesele haline gelen Pablo Escobar’ın hayatının, romantik bir ilişki yaşadığı gazeteci Virginia Vallejo’nun "Pablo Escobar'ı Sevmek" adlı kitabından senaryolaştırılıp sinemaya aktarılan biyografik yapım bu hafta itibariyle ülkemizde vizyona girdi. Filmin yönetmenlik koltuğunda Fernando León de Aranoa var. Başrollerde ise Javier Bardem ve Penelope Cruz gibi Oscar ödüllü iki yıldızın bulunması filmin daha da ilgi çekici bir hale gelmesini sağlıyor. 

1981 yılında Naples Ranch’ta bir parti sırasında ülkenin televizyondaki en ünlü simalarından biri olan Virginia Vallejo partinin gerçekleştiği malikânenin sahibi Pablo Escobar ile tanışıyor. Kısa süre içerisinde ikilinin arasında duygusal bir ilişki başlıyor. Vallejo bu dönem içerisinde Medellin kartelinin kuruluşuna tanıklık ediyor. Üstelik burada Pablo Escobar ile bir röportaj gerçekleştiriyor. Pahalı hediyeler, lüks bir yaşantı ve paranın yarattığı cazibe Escobar’dan Vallejo’nun etkilenmesine yol açıyor. İlk yıllarda ilişkileri Escobar evli olmasına rağmen çok düzenli olmasa da devam ediyor. Fakirlere yardımları ile ünlenen ismi her ne kadar tartışmaların içerisinde yer alsa da bir yardımsever olarak tanınmaya gayret gösteren Escobar ilerleyen yıllarda kendi içerisinde çatışmaya ve değişmeye başlıyor. Gün geçtikçe daha hırslı biri haline gelmesi de bunun bir sonucu. Psikolojik olarak incelediğimizde Pablo Escobar’ın bu mücadelesinin altında yoksulluğun kol gezdiği, rüşvetin son derece normal karşılandığı ülkesinde maddi gücünü kullanarak bir saygınlık elde etme gerçeği olarak göze çarpıyor. Bu savı destekleyen en büyük kanıt ise Escobar’ın güç ve itibara sıfırdan ulaşmış olması. 1981 yılında ihtişamlı ve zengin yaşantısı ile etkilediği Vallejo 1987’ye gelindiğinde Escobar’ın, düşmanlarının ve peşindeki istihbarat görevlilerinin karmaşasından kurtulmaya çalışan biri olarak dikkat çekiyor. Escobar itibar ve güç uğruna sicarioları devreye sokarak ülkesini kendi eliyle uçurumun kenarına bırakıyor. Kaos, ardı sıra gelen cinayetler, tehdit, şantaj ve gözdağı ülke içerisinde giderek normalleşmeye başlıyor. Bu olumsuz hava ilk başlarda karizmatik ve güçlü gördüğü Escobar’dan Vallejo’nun uzaklaşmasına da sebep oluyor. Hayatını kaleme almak gibi bir misyonu da yüklemiş olduğu Vallejo’nun gözünde artık korkulacak bir adam olan Escobar en sonunda başka ülkeye gönderilmeme garantisi verilmesinin üzerine teslim oluyor. Fakat bu bilinen bir teslimiyet de asla değil. 

Film bir yandan Escobar ve Vallejo ilişkisini aktarmaya çalışırken bir yanda da Escobar’ın yükselişini ve çöküşünü de anlatmaya çalışıyor. Fakat karmaşık bir hayatın bir sinema filminin süre sınırları içerisinde birçok noktadan aktarılmaya çalışılması da doğal olarak derinlik boşluğu yaratıyor. Javier Bardem, Penelope Cruz, Peter Sarsgaard gibi kaliteli isimler rollerinin gerekliliklerini fazlasıyla yerine getirmiş. Fakat insan bu denli kaliteli bir oyuncu kadrosunun olduğu ekipten daha iyi bir film de beklemiyor değil. Sıfırdan başlayarak merak edenler için Escobar’ın hayatına dair ideal bir başlangıç olarak sayılabilecek film Narcos dizisini izleyenleri tatmin etmekte zorlanabilir.