Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Nocturama

Nocturama
Yazar: Mustafa İri Kendi filmografisindeki biyografik temelli algıyı (Saint Laurent, Pornografi) bu kez bir grubu tanımlamak ve tartışmaya açmak için kullanan yönetmenin Fransa’yı ikiye bölen bir film çektiğini söylemek isterim.

1968 doğumlu Fransız yönetmen Bertrand Bonello’nun son filmi ‘Nocturama:Paris Yanıyor’ vizyonda. Film dünya üzerindeki değişik toplumlardan bir grup gencin bir tür bayrak yarışı gibi şehri turlaması ile açılıyor. Metrodan başlayan ve dağınık bir rota izleyerek çil yavrusu gibi kenti karışlayan bu genç arkadaşların belli ki büyük bir derdi var. Uzun plan çekimlerle gizemli bir devir-teslim törenini izler gibi oluyoruz. Derken iş rengini belli ediyor ve Paris’i yangın yerine çevirecek bir başkaldırı hareketinin soluksuz bırakan seyrine koyuluyoruz.

 

Dünya festivallerinde bir çok ödül kazanan ‘Nocturama’, sinemada defalarca izlenen istila filmlerine aşırı gerçekçi ve sosyolojik bir bakış getiriyor. Öncelikle bir yönetmenin kendi toplumu üzerinden böylesine riskli bir meseleyi ele alışı büyük cesaret. Setini bildiğimiz ve tanıdığımız çehresi ile Paris’in göbeğine kuran Bonello’nun evrensel bir çöküş tablosu yaratmaktaki hüneri tartışılacak türden. Sarsıcı ve korkutucu bir sakinlik içinde diyor ki; ‘Etrafınıza iyi bakın. Yan yana yürüdüğünüz, göz göze gelip gülümsediğiniz gençleri dikkatli izleyin! Bakın bakalım nereye girip çıkıyorlar, ne haltlar çeviriyorlar!’

 

Kendi filmografisindeki biyografik temelli algıyı (Saint Laurent, Pornografi) bu kez bir grubu tanımlamak ve tartışmaya açmak için kullanan yönetmenin Fransa’yı ikiye bölen bir film çektiğini söylemek isterim. Milliyetçilik fobisini üzerinden atarak tümden bir varoluşa seslenişi bunun göstergesi. İleri toplumların ya da diğer bir açımlama ile ‘medeniyetin yok ettiği medeniyet’in hasta düşürdüğü son dünya görüntüsü hiç bu denli yakın bir tehlike gibi görünmemişti gözümüze. Terör odaklarının bilinmeyen işleyişine kendi penceresinden ve inandırıcılık dozu yüksen bir yerden bakan bir gözün, yer yer panik atak şeklinde izleyiciyi köşeye sıkıştırmasına şaşmamalı. İnsanlık nereye gidiyor böyle diye başlayan bütün sohbetlerin merkezinde duran bir konu ele alınıyor çünkü. Sinemanın akıl almaz gücünün bir kanıtı olarak da sosyo-politik bir gerilimin kucağına düşüyoruz.

 

‘Nocturama:Paris Yanıyor’da genç oyuncular tek tek çok iyiler. Yerin altında başlayıp avm de son bulan hareketin her bir aşamasını başarıyla canlandırıyorlar. İdeallerini ve aydınlık günlere olan inançlarını Paris’i yakarak hatırlatan bu ürkünç manifesto, genç oyuncuların her birinde fazlasıyla hayat buluyor. Ayırt etmeksizin tümü, üstün bir yönetmenin de idaresiyle baş döndürüyorlar, paranoya saçıyorlar. 

 

Tanrısını yitiren, amacından sapmış ve patlamaya hazır gençlik hakkında epey iyi film izledik. ‘Otomatik Portakal’ ve ‘Yedinci Kıta’ arasında bir yerde, terörizm ve genç kuşak hakkında böylesi bir film daha yok. Öz kıyıma getirdiği yeni yorumla ‘Nocturama’, bir sosyolog için tez konusu olacak kadar iyi kotarılmış, bir psikoloğu yerinden kaldıracak denli iyi işlenmiş bir sinema yapıtı olarak hatırlanacak.

 

Şiirin ve romantizmin can çekiştiği bir yerde gözyaşı dökmek ve dövünmek ne kadar işe yararsa bu filmden sonra kahırlanmak ta öyle. Demem o ki; Bir devir muhteşemdik, çocuklar gibi şendik’ şarkısı bitmiş. Devir çöküş devri, dünya büyük bir yangın yeriymiş meğer! 


YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Fırat Sayıcı

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Fırat Sayıcı

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter