Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

No

No
Yazar: Ayşe Özgür Aydoğan

“No”, başarılı yönetmen Pablo Larrian’ın  Antonıo Skarmeta’ nın gerçek kişi ve olaylardan yola çıkarak yazdığı romandan sinemaya uyarladığı bir film.Ayrıca yönetmen, filmi 80’lerin analog video kamera efekti ile çektiği için belgesele yakın bir etki de yaratıyor.

 

Film, Şili’de dönemin diktatör devlet başkanı Pinochet’ in uluslararası  baskılara dayanamayarak referandum yapmaya karar verdiği dönemi anlatıyor. Bu süreçte diktaya karşı olan grup Hayır kampanyasını yürütmesi için ünlü reklamcı Rene Saavedra (Gael Garcia Bernal) ile anlaşıyor. Filmin baş kahramanı olan Rene, eşi Veronica ile ayrıdır. Küçük bir oğlu vardır ve ona Rene bakmaktadır.  

 

Zaman için de Rene bazı tehditler almaya başlayınca daha güvenli olduğunu düşünerek oğlunu annesine teslim eder. Aslında Veronica’da sosyalizme inanan siyasi yönü oldukça gelişmiş bir kadındır. Rene oğlunun Veronica ‘nın yanında daha güvende olacağına karar vermiştir. Sonra da kendini bütünüyle işine adar. O dönemde Hayır kampanyasının başında olmak hiç de kolay değildir. Evet kampanyası yürütenlerin elinde medyanın tüm gücü varken, Hayır kampanyası için günde sadece on beş dakika televizyonda görülmelerine izin verilmektedir. Bu on beş dakika da bilinçli olarak insanların uyuduğu bir saate denk getirilmiştir. 

 

Evet kampanyasında terör, güvenlik gibi kavramlar üzerine basılarak vurgulanırken bol bol da demokrasi kelimesi telaffuz edilmektedir. Hayır kampanyasında ise Rene farklı bir taktik uygular ve halkı ürküten kavramlar yerine mutluluk kavramı üzerinden bir reklam kampanyası yürütmeye karar verir. Başlangıçta çok da umutlu olmayan Rene, zamanla hırslanır ve insanlar üzerinde etki yaratacak çözümü bulmaya daha da odaklanır. Bu arada Şili‘de ki sanatçıların hemen hepsi Hayır kampanyasına destek verdiği için Evet’çiler kendilerini destekleyecek sanatçı bulmakta bile büyük zorluk çekerler. Aslında film genellikle bu kampanya sürecine odaklanıyor. Kapitalizmin bolca kullandığı argümanlardan biri olan reklamla yine kapitalistlerin başa getirmiş olduğu bir diktatörün nasıl devrilebileceğini anlatıyor.

 

Şili’ de 1970 yılında seçimle başa gelen marksist devlet başkanı Allende, Amerika’nın müdahalesi sonucu 1973 yılında devrildi. Teslim olmayı reddeden Allende intiharı tercih etti. Tabii ki Amerika, Şili’ de sosyalist bir düzene izin vermeyecekti. Yerine Pinochet getirildi. 1990 yılına kadar ülkeyi yöneten Pinochet döneminde sayısız insan işkence gördü. 2110 muhalif idam edildi ve 1250 insan gözaltında kayboldu. Bana kalırsa filmde bu insanların çektiği acılara yeterince yer verilmemiş. Daha çok yürütülen reklam kampanyasına odaklanılmış. Halbuki bütün bu yaşanan acılar, idamlar ve işkencelerle ilgili bilgilere daha fazla yer verilseydi Pinochet’ in çöküşünün sadece bir reklam kampanyası sonucu değil yaşanan tüm bu sürecin de bir sonucu olduğu anlamı çıkabilirdi. Ancak filmden sanki bir reklam kampanyasının tek başına bir diktatörü devirebileceği gibi yanlış bir algı da çıkabilir.

 

Sonuçta Hayır kampanyası kazanıyor. Pinochet,  referandumdan yenilgiyle ayrılıyor. Filmde yaşananların gerçek olduğunu hesaba katarsak “Umut” kavramının içi doldurulduğunda bir toplumu ve ülkeyi nasıl değiştirebileceğini  gösteriyor yönetmen bize. Sanat yaşama bir müdahaledir. Ve film bunu başarıyor.

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Filiz Kuka: “Filmde ölüm bir amaç değil ...

Filiz Kuka: “Filmde ölüm bir amaç  değil ...

Fırat Sayıcı

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Fırat Sayıcı

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter