Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Mahalle

Mahalle
(7.0/10)
Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

Yer aldığı her projede parlayan oyunculuğu ile tanıdığımız Buğra Gülsoy, aslında çok yönlü bir sinema, sanat insanı. Sadece televizyonun yakışıklı jönü değil, kısa filmci, girişimci, tiyatrocu; ve şimdi de senarist ve de yönetmen. Sanatçı dediğin, biraz da böyle olmalı değil mi zaten?

 

Mart ayında vizyona giren ve aynı yola baş koyduğu arkadaşları Serhat Teoman ve Emre Erkan (senaryo) ile hem yazdığı hem de hem yönettiği ilk filmi Mahalle’de Gülsoy, yerli sinema için farklı bir şeyler yapmak istediğini, hatta bu yola açık açık baş koyduğunu ilan ediyor. Zira popüler işlerden siması bilinen, -boşuna demedik- jön rollerini kapmış ve hayran kitleleri edinmiş bir isim olarak daha sakin sularda seyredebilir, romantik komediler gibi güvenli limanlar seçebilirdi. Ülke sınırları içerisinde, “Ben aşklı-meşkli bir film yazdım, çekelim mi?” dediğinde arkasında durmak istemeyecek yapımcı, parayı en sevmeyendir herhalde… 

 

Ama oyunculuğun eğitimli sıralarından gelen, sinemayı sanat dalı olarak benimseyen Gülsoy, ipleri daha bir eline aldığı kendi projesinde kesinlikle kolay kaçmıyor. ‘Mahalle’ en başta ipucunu adıyla veren, afişinde ve kadrosunda ilk 3 başrolü tamamen eril bir kast olan, seyirciye posterinde ‘janjanlı’ bir şeyler vaat etmeyen bir yapım. Bilakis alabildiğine siyahlı-kahveli, karanlık, gizemli; abartırsanız kasvetli. Hatta tanıtım fragmanı, filmin kendisinden daha sert bir yapım. 

 

Gülsoy’un yoldaşlarıyla paylaştığı film projesinde bir derdi olduğu çok açık ki filmin ortalarına doğru yaratıcı ekibin toplumsal ve de alttan alta verilen politik derdini anlamamak için Türkiye vatandaşı olmamak gerek. Birbirleriyle ‘mahallesel’ gerekliliklerden ve belki de yılların verdiği getirilerden ötürü arkadaş/dost olan üç erkeğin başlarına sarılan ve sardıkları bela sonrası, bir birbirlerine düşmesini yerli sinemamızda örnekleri az rastlanır bir samimiyetle gösteren film, ana hikayesiyle tüyleri ürpertirken; özellikle, Onur Ünlü ve Murat Şeker -kesinlikle yermek adına değil, örnekleme adına isimlerini zikrediyorum- rejileriyle kentsel hayatlarımıza yeniden giren mahalle kavramına, karanlık bir perspektif açıyor. Ne Leyla ile Mecnun’un ne de Çakallarla Dans’ın o renkli, o düşse de, yenilse de omuz omuza olan mahallesi değil karşımızdaki. Daha bir ‘bıçağı sok ve sen de çevir’ kabilinden; dahası ‘yabancı’ olanı bağrına basan değil, dışlayan mahalle kavramıyla derdi olan bir film Mahalle. Oysa ‘bizde’ mahalle yeni taşınana bir tas yemek götürülür, bir ‘hoş geldiniz, hayırlı olsun’ denir, cenazesi olana el uzatılır değil mi? Mahalle işte bunların gerçek hayatlarımızda ve duygu dünyalarımızda ters yüz oluşunun filmi. Kişisel bencilliklerimizi mahalleye mal etmemizin filmi belki de… 

 

Mahalle filmi, 9 Mart haftasında sadece 70 küsur kopya ile gösterime çıktı; halen fırsatınız varken sinema perdesinde 90 dakika kendinizle yüzleşin.

 

twitter.com/duygukocabayli 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter