Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Lion / Evinden çok uzakta

:: Videolar Lion / Evinden çok uzakta
(8.0/10)
Yazar: Korcan Evin
Lion, kaybolan bir çocuğun aile üzerinde yarattığı etkiyi, yıllar boyu bekleyişi ve belirsizliği aile bireyleri gözünden değil, küçük çocuk tarafından anlatıyor.

A Long Way Home adlı kitaptan uyarlanan Lion'ın yönetmenliğini Garth Davis üstlenmiş. Daha önce iki adet televizyon dizisinde emeği geçen yönetmenin ilk uzun metrajlı filminin  En İyi Film dahil olmak üzere 6 dalda Oscar adaylığı bulunması gerçekten büyük bir başarı. Olayları anlatım tarzı ve öykünün işleyiş biçimi olarak bakıldığında Lion,  tam Oscar koleksiyonuna eklenecek bir film gibi duruyor. 


 

Film, tatlı bir çocuğun evini arayışını anlatan samimi ve sıcak bir hikaye. Saroo (Sunny Pawar), Hindistan'ın Khandwr şehrindeki Ganesh Talai köyünde yaşayan 5 yaşında yoksul bir çocuktur. Ağabeyi Guddu (Abhishek Bharate) ile çalışmaya devam etmek için gece tren istasyonunda uyuyor. Uyandığında ise Guddu'dan ayrılarak kayboluyor. Küçük Saroo uzun bir tren yolculuğu sonrası indiği yerde artık tek başına. Kafası karışık, korkuyor, yabancılardan yardım istiyor, uykuya açık yerler arıyor ve tehditkar her durumdan kaçıyor. Annesinin adını ya da köyünün adını hatırlayamaması ve Bengalce konuşamaması da, onun için çok büyük bir eksi. Ama hayat onun için fazla acımasız davranmıyor ve çok iyi bir aile tarafından evlatlık alınıyor. Ardından evine dönüş için 25 yıllık bir macera başlıyor.


 

Gücünü hikayesinden çok muazzam oyunculuklardan alan Lion’da gözle görülür derecede kaliteli bir kast seçimi bulunuyor. Filmin tüm sorumluluğunu sırtına alıp koşturan küçük, sevimli ve yetenekli oyuncu Sunny Pawar (Saroo)'ın bu film ilk sinema deneyimi. Kendisi Bombay’da yoksul çocukların bulunduğu bir okulda keşfedilmiş. İlk deneyimi olduğu halde filmde olağanüstü bir performans sergiliyor. Adeta film için seyircinin hafızasında uzun süre yer edecek bir Saroo karakteri yaratılmış. Küçük çocuklara Oscar verilseydi, sanırım Sunny ödülü kimseye kaptırmazdı. Küçük Saroo’nın üstlendiği karakterin filme kattığı duygusallık çok önemli ve filmin geri kalan bölümünde de diğer karakterlerin bu hissiyatı izleyici üstünde devam ettirmesi gerekiyor. İşte burada Dev Patel’e büyük iş düşüyor ve başarılı oyunculuğu, taşıdığı karakterin öyküdeki inandırıcılığına olumlu etki ediyor. Çünkü bu hikaye çok iyi başlıyor, gelişiyor ve sonlanıyor. Aradaki en ufak bir kopukluk seyirciyi filmden tamamen kopartabilir. Nicole Kidman da kısa ve çok önemli bir rolü üstlenirken asla zorlanmıyor. Hatta Saroo ile yaptığı duygu yüklü konuşma filmin en dokunaklı sahnelerinden birisi. Evlat edinmenin inceliklerini ve nedenlerini ele alan bu konuşmalar günümüzdeki tüm aile bireyleri için gerekli olan potansiyel mesajları tek tek sıralıyor. Çünkü insanların farkında olması gereken çok önemli durumlar var. Rooney Mara (Lucy) ise, verilen rolü gereği filmde kenarda kalmış bir oyuncu gibi duruyor. Çünkü Saroo’nın kafasındaki eve dönüş umudu ve aile aşkı Lucy’e olan sevgisinden daha baskın. Bu yüzden Lucy’e gereken ilgiyi gösteremiyor.


 

Lion, kaybolan bir çocuğun aile üzerinde yarattığı etkiyi, yıllar boyu bekleyişi ve belirsizliği aile bireyleri gözünden değil, küçük çocuk tarafından anlatıyor. Aslında anlatılan hikayeye alıcı gözüyle baktığınızda, bizim Türk filmlerinde sıkça işlenen acıtasyon yüklü yoksulluk üzerine bir olay örgüsü bulunuyor. Yaşanan olaylar gerçek bir öyküye dayansa da, filmin dramatize edilmesi için zorlama olabilecek  çok şey eklendiği ortada. Oscar arayışındaki bir film için Lion’da keşfedilmemiş bir yenilik bulunmuyor. Tüm detaylar dinamik duygu yoğunluğu yaratacak kadar itinayla süslenmiş. Fakat bu durum, akıcı ve güzel işlenip bir de üzerine iyi bir görüntü yönetmenliği eklenince hiç göze batmıyor. Görüntü yönetmeni Grek Fraser, hem Hindistan'ın muazzamlığını hem de ülkenin büyüklüğünü hissettirmek için çarpıcı sahneleri ortaya çıkaran mükemmel bir sinematografiye imza atıyor. Google Earth gibi yeni internet teknolojisi ise, filmin en can alıcı noktasına ışık tutarak kendi reklamını da araya sıkıştırıyor. 


İki yarıya bölünmüş olan Lion, iyi insanların ve insani duyguların üzerine işlenmiş çarpıcı bir film. Yaşanmış bir öyküden uyarlandığı için final kısmında yer alan gerçek hayat görüntülerinin gösterildiği sahneler fazlasıyla duygu yüklü. Hindistan’da yıllardır yaşanan dramı ve şaşırtıcı gerçekleri burada öğreniyoruz. O yüzden siz, yanınızdan mendilinizi eksik etmeyin.

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter