Popüler Sinema

William Shakespeare’in Julius Caesar oyunundan uyarlanan Sezar Ölmeli, İstanbul Film Festivali'nin kapanış filmiydi. Altın Ayı'yı kucaklamayı başaran yapımın en büyük özelliği ise oyuncularının tümünün mahkum olması... Evet, filmin belli başlı rollerini, müebbete varan ağır cezalar alan, cezaevindeki mafya üyeleri ve uyuşturucu ticareti gibi ağır suçlardan hükümlü Cosimo Rega, Salvatore Striano, Giovanni Arcuri ve Antonio Frasca gibi mahkumlar sırtlıyorlar.

Yüksek Güvenlikli Rebibbia Hapishanesi’nin mahkumları, Sezar'ın ölümünü canlandırmak için seçmelere katılırlar. Kimi can sıkıntısından kimi de dışarıdan gelen insanların, özellikle kadınların oyunu izleyecek olmasından dolayı, elbette... Boş bir koltuğu okşamak, belki buraya bir kadın oturacak demek, sapıklık değil özlemdir, empati kurabilene... Neyse... Provalar başlar, ezberlemek, yoğunlaşmak ve acele etmek gerek. 20 yıldır içeride olan bir adam, ilk defa acele etmektedir, ona bu oldukça tuhaf gelir ve haliyle hoşuna da gider. Sanat hayatlarına girer ve ufukları açılır. Sanattan sonra hücre ve cezaevi başka anlamlar kazanmıştır, Yazmak, oynamak, sanatın dokunduğu tüm hayatlar değişmiştir.

Film renklerle açılır, renklerle kapanır, ama gelişim süreci hep siyah beyazdır. Renklere ulaşmak için endişe, çile, bekleyiş, kendinle hesaplaşma, pişmanlık, özlem, umut her duygu ziyadesiyle yaşanmalıdır. Onlar, “tavan bekçileri”dir, yatarken tavanda görürler her şeyi, ranzanın altında yatanın vay haline, illa tavan, tavan beyazperdedir, bir bakıma... Evet, Jül Sezar bir kez daha pusuya düşecek, Brütüs yine ihanet edecek. Gerçekten bu Sezar, insanlık yaşadıkça daha kaç kez ölecek?

Sezar Ölmeli, ne yazık ki; Beoğlu Sineması'nda tek kopyayla gösterilecek, keşke memleketin diğer kentlerinde yaşayan sinemaseverler de bu deneysel yapıtı seyredebilseydi. Filmin süresi 76 dakika, eh hayli kısa... İzleyiciler, Sezar Ölmeli ile birlikte Rezan Yeşilbaş'ın Cannes’dan Altın Palmiye ile dönen, “Sessiz” adlı kısa filmini de görebilecekler.

Alper Turgut