Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Küçük çaplı ama iyi bir aksiyon

Küçük çaplı ama iyi bir aksiyon
(5.3/10)
Üye: Serdar Akbıyık
Son Vurgun gibi filmler insanı kararsızlığa sürüklüyor. Oyuncularının performansı, senaryosu, kurgusu iyi bir film Son Vurgun. Üstelik aslında hacmi de küçük değil. Filmin çekimleri ve harcanan para belirli bir kaliteyi tutturmak için belli ki yeterli. Bütün bunlara rağmen beni tam anlamıyla kavrayabildiğini söyleyemeyeceğim.

Bunun tam sebebini bulamıyorum. Belki öykünün çok klasik olması, kendi içinde sürpriz diye nitelenecek çözümlemelerin çok önceden hissediliyor olması, belki... Halbuki filmin başrolünde Mark Wahlberg oynuyor. Wahlberg’in bir önceki filmi 2010 yılının en önemli yapımlarından olan Dövüşçü-The Fighter. Wahlberg her oynadığı filmde belirli ortalamayı tutturan bir isim. Onun performansı bir filmi ne bir adım öteye ne de geriye götürür, sempatik olmayan ama son dönem aksiyon filmlerinin güvenli oyuncularından. Hele yan karakterlere gelince isimler ve performansları iyice tatmin edici oluyor. Filmin kötü adamı Giovanni Ribisi son dönem en iyi karakter oyuncularının başlarında geliyor. Onun her rolü bir filmi sevmek için başlıca sebep. 

 

Özellikle kötü adam karakterlerinin en iyilerinden diyebilirim. Geçen yıl sinemalarda oynayan The Rum Diary’deki esrarkeş gazeteci tiplemesini düşündükçe hala içimden gülümsüyorum. Filmin bir diğer kötü karakteri ise Ben Foster. Aslında Giovanni Ribisi ile Ben Foster aynı etkiyi taşıyan oyuncular. Sempatik ama kötülüğü üstlerinde çok doğal taşıyabiliyorlar. Ve filmin kadın oyuncusu Kate Beckinsale. Benim için son dönemlerin en seksi kadın oyuncusu. Aksiyona da yakışıyor, romantizme de. 2001’de Pearl Harbor, 2004’te The Aviator ile romantik filmlerdeki başarısını kanıtladı. Daha sonra Underworld serisi geldi. Uçan tekmeleri ve vücuduna yapışan siyah deri giysisiyle başka bir idol oldu. Filmde güzelliğini sergilemek dışında çok da etkisi yok ama senaryonun Beckinsale’den beklediği zaten o kadar.

 

Filmin konusuna gelince Chris Farraday (Mark Wahlberg) eski suç günlerini geride bırakmış, kendine bir aile kurmuş yeni işadamı eski kaçakçıdır. Eşi Kate (Kate Beckinsale) ve çocuğu ile düzgün bir hayat yaşamaya çalışır. Fakat Kate’in kardeşi aynı Chris gibi kaçakçılık işlerine dalar. Bir sevkiyatta polis tarafından baskına uğrayınca uyuşturucuları denize atmak zorunda kalır. Bunun üzerine uyuşturucu simsarları kaybolan malın bedelini isterler. Chris eşinin kardeşinin borcunu ödemenin bir yolunu bulmak zorundadır. Ya bu parayı ödeyeceklerdir veya ilk önce kayınbiraderi sonra da ailesi sırayla öldürülecektir. Bunun tek çaresi istemeye istemeye kaçakçılığa geri dönüp kaybolan malı getirmesidir. Bunun için de güvendiği adamlarla bir kadro oluşturmalıdır. Kardeşi kadar sevdiği Sabastian (Ben Foster) eski günlerdeki gibi ona yardım eder. Eski suçlulardan kadro kurulur ve maceralı yolculuk başlar. Bu yolculuk Chris’in hayatında hiç beklemediği hesaplaşmaların da başlangıcıdır. Yazının başında dediğim gibi klasik bir öykü. Sadece finalinde bütün suç işleyenlerin yakalanmaması benim içimi rahatlattı. Bazen iktidarın yenilmesi, sistemin tepetaklak olması gerekiyor. Nefes alıyoruz...

 

 

Serdar Akbıyık

 

 

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter