Popüler Sinema

Birlikte yaşam ve Dağılmış ilişkiler… Biraz ilginç bir başlık oldu belki de ama konusu birliktelik giden filmin, ilişki parçalanması yaşaması konusunda kafamda deli soruların dolaştığını da inkar edemem. Film Ekimi 2016 kapsamında yine yılın fark yaratacak filmlerinden birine daha denk geldim. Şölen, Sevgili Wendy, Onur Savaşı ve Çılgın Kalabalıktan Uzak gibi Danimarka sinemasını yer etmiş yapımların yönetmeni Thomas Vinterberg’in yönettiği “Komün” sinemaseverlerleydi. En yakın zamanda da ya da 2017 yılı içerisinde de vizyon zamanı yaşayacaktır. 70’ler Danimarka komününde kişisel arzulara karşın birlikteliğin ve hoşgörünün çatışmasını konu edinen filmde Danimarka sinemasının başarılı oyuncuları yer alıyor. Trine Dyrholm, Ulrich Thomsen, Helene Reingaard Neumann ve Martha Sofie Wallstrøm Hansen filmin başlıca rolleri.

Eric ve Anna ortak hayali paylaşan akademisyen bir çifttir. Kızları Freja ile birlikte Kopenhag’a yakın bir mesafede, büyük bir villada komün bir yaşam kurarlar. Filmde, hikâyenin merkezindeki aileyle birlikte gerçek bir komün yaşam hayaline davet ediliyoruz. Ev toplantılarına, akşam yemeklerine, partilere katılıyoruz. Komün yaşamda dünyalarını sarsacak bir aşk ilişkisinin başlamasıyla en büyük sınavlarını verirler, bu sınav onların bir çatı altındaki arkadaşlıklarını, birlikteliklerini ve sevgilerini yıkıma uğratacaktır. 

“Komün”  villadaki komün yaşamını, kişisel arzulara tutulmayı, hoşgörü ve sevginin gücünü en güzel haliyle hikayede, oyuncuların desteğiyle yansıtıyor. Fakat filmde bu kadar seks ve çırılçıplak sahnenin yer alması bu filmin temasına ne kadar uyumluluk gösteriyor, bilinmez. Keza, 27.Ankara Uluslararası Film Festivali’nde de takip ettiğim Roberto Minervi’nin yönetmenliğini üstlendiği ve 68. Cannes Film Festivali'nde "Belirli Bir Bakış" bölümünde izleyiciyle buluşan “Ötedekiler” filminde de benzer sahnelerden dolayı bu filmden de itilmiştim. Gerçi “Ötedekiler” filminde yer alan sahneler “Komün” e çok daha fazla, hikayesel ve oyuncu uyumları arasında dağlar kadar farklılıklar var.  Hikayesi ve kadrosu bu kadar güçlü bu filmlerin bu tarz sahnelere gerek duymasına çok anlam veremiyorum bu yüzden. Evet, komün yaşamı içinde yer alan bu yıpranan ilişkiler, bir anlamda sorulara yol açabiliyor. Ama en önemlisi, bu zorluklar içerisinde ayakta durabilmek ve bir şeyler başarabilmek bence. Bu konuda ana karakterlerimizden Anna’yı desteklemek elimizde değil. Daima, Anna’nın askerleriyiz misali bir durum var. Ama oradaki çarpıklık ve anlayamadığımız bir durum da söz konusu. Eric’in Anna’yı bu kadar severken bir anda Emma’ya tutulması, bunu da kızına yakalandıktan sonra hemen Anna’ya yataktayken söylemesi ve Annan’nın bu durumu saygınlıkla karşılaması durumu seyirciyi deli etmiyor değil. Peki bunun taa komün hayatını etkilemesine ne demeli?

Bir kadının böyle bir durumu hemen kabullenmesi, kocasına kızmaması ve sonra da onu arzulaması durumu çok karşılaştığımız bir durum değil. Burada mantıksal bir hata seziyorum. Orada bir intikam duygusunun yer alması senaryoda büyük bir önem ve hikayede yükselme yaratacak bir sahneye yer verebilirdi. Bu noktada biraz eksiklik var. Çekimler için de ekstra bir şey söyleyemiyorum. Bu tarz filmlerin klasik ama güzel sinematografısı, bu film için de uygun durumda, ekstra bir duruma rastlamıyoruz. 

Oyunculuk ise bu filme artı getiren ve kurtaran kısım kesinlikle. Trine Dyrholm diyorum ve başka da bir şey demiyorum. Bu kadın kesinlikle şah demek istiyorum, çünkü çok başarılı. Kendisini en yakın zamanda 2014 yapımı “Who Am I / Ben Kimim?” filminde izlemiştim ve orada da büyük bir ders vermiş, aynı dersin daha da fazlasını Komün’de de vermiş durumda hanımefendi. Anna’nın iyi durumunu da kötü psikolojisini de gerçekten hissettiriyor. Filmde, bir haber spikerini canlandıran Dyrholm’un en hayran kaldığım sahneleri; canlı yayında bir anda kalakaldığı sahne ve eşyaları yakmaya çalıştığındaki kriz hali sahnesi. Ulrich Thomsen da uzun yıllar evimize konuk olan The Blacklist, Cadılar Zamanı, Fringe bir çok film ve dizinin aktörü. Eric karakteri için de en iyi sahne, Emma ile konuşurken bir anda yükseldiği sahne olmuş. Martha Sofie Wallstrøm Hansen ilk projesinde büyülemiş durumda. Geleceğin başarılı filmlerinde kendisini izlemeye hazırlıklı olun, filmin parlayan yıldızlarından biri olmuş Freja ile… Bir yandan küçük çocuk oyuncumuzu da unutmamak gerek, filme ayrı bir renk katmış.

“Komün” vizyonda belirli bir kitlenin izleyebileceği şekilde olacaktır tahminimce. Unutulmaması gereken, kadının fendi durumunun iyi yansıtılması, tarzı açısından güzel bir festival filmi izleyeceğim derken pornografiye kaçmamak. Bazı filmleri gerçekten bir durum da ayağa kaldırır, bazen de filmin ta kendisi. Bazen oyunculuk iyidir, bazen senaryo vasat duruma gelmiştir. Bir durum kurtarıyorsa güzel, ama her durumda film kendini kurtarıyorsa o çok daha güzel oluyor, emin olun… 

Twitter.com/CarpeDiem_Dali