Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Komşu komşunun köftesine muhtaçtır!

Komşu komşunun köftesine muhtaçtır!
(7.0/10)
Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

9. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali kapsamında yeniden İstanbul’a gelen Boşnak sinemasının Oscarlı ismi Dannis Tanovic’in pandemi döneminde çektiği son filmi “Komşuluk Halleri / Not So Friendly Neighbourhood Affair" festivalin açılış filmi olarak gösterildi ve Türkiye’de ilk kez seyirci ile buluştu. Tanovic’in sarkastik üslubu bu sefer karşımıza “kendini iyi hisset komedisi” olarak çıktı; peşinde de önemli bir uyarı ile: bu filmi sakın ola aç seyretmeyin! 

 

Dünyayı 2020 yılının Şubat ayından beri altüst eden Koronovirüs pandemisi, tüm aşılara ve halk sağlığı önlemlerine rağmen hayatımızdan halen gitmedi, bir müddet daha gitmeyecek; hatta kendisi beraber yaşamaya alışacağımız bir kavrama dönüşmek üzere. İnsanı ilgilendiren her sektöre bir şekilde sirayet eden çağımız pandemisinin sinema perdesinde ya da televizyon ekranında kanlı canlı olarak karşımıza çıkışının örneklerine de yakın zamanda rastlamak mümkün. Bull gibi gündemi göbeğinden takip eden dizilerde maskeli seyrettiğimiz oyuncular ya da salgının eve kapattığı bireylerin ruh halini yansıtmaya çalışan dramatik hatta deneysel çalışmalar… Dannis Tanovic imzalı Komşuluk Halleri ise 2020’nin başından beri içine sürüklendiğimiz buhrana dair en esprili ve en günlük dilden yaklaşan, bu travmatik salgına dair seyrettiğim en pozitif film oldu. 

 

Bilenler bilir Boşnak yemekleri arasında en ünlülerinden biri ‘Cevabi’ olarak yazılan ve ‘kebap’ diye okunan, kömür ateşinde pişen bir çeşit ızgara köftedir. Türleri ve sunumu şefin ustalığa göre farklılaşsa da şüphesiz ki Boşnak mutfağının gözdeleri arasındadır bu yemek. Tanovic de kamerasını bu geleneksel mutfağa çevirerek, Zagreb’te on yıllardır karşılıklı lokanta işleten eski iki dostun değişen dinamiklere karşısında yaşadıklarını anlatma derdine düşüyor. Ama bu anlatımda tutturduğu üslup ne didaktik, ne sulu komedi, ne de kendisini aşırı ciddiye alıp gülünçleşen bir dram örneği.

 

Sıradan bireylerin gayet de globale uyarlanabilecek dertlerini, Balkanların o samimi günlük dilini kullanarak örüyor senaryosunu yönetmen. Filmin genel olay örgüsüne baktığımızda elbette bir çatışma noktası ve karakterleri oraya taşıyan dinamikler var; ama aslında hafif acı-tatlı bir münakaşa dışında filmin 3 cümleyle özetlenebilecek konusunda hem hiçbir şey olmuyor hem de çok şey oluyor! Sanki Zagreb’de değil de İstanbul Samatya’da karşılıklı açılmış iki et lokantası sahibinin hikayesini izliyoruz. O kadar da bu ülkenin hayat akışına paralel bir senaryo dili var karşımızda. Örneğin, Tanovic’in kamerası ilerledikçe görüyoruz ki Avrupa’nın doğusu olan Bosna’da da batı kültürü-doğu kültürü ayrımı var ve bu pandemi gibi bir krizde kendisini daha çok hissettiriyor. Öte yandan, ömrünü en lezzetli kebap tabağını yapmaya adamış insanlara günümüz sosyal medya fenomen diliyle “bu kadın çok ünlü bir yemek yazarı, tüm işlerimizin geleceği onu memnun etmemize bağlı” dediğinizde geleneksel ile post modernin kafa kafaya gelişini izliyoruz. Yetmiyor araya bir de kuşaklar arası çatışmanın farklı perspektifleri giriyor. İronik dille yaklaşılan bu bin bir meselenin hepsi finalde, tam bir Balkan coşkusuyla çözülüyor!      

 

Festival kapsamında bir de “master class” etkinliğine katılan ama herhangi bir ders vermekten ziyade samimi bir söyleşi tadında katılımcıların sorularını cevaplayan Tanovic filmi çok kısa sürede, küçük bir ekip ve sınırlı bütçe koşullarında çektiğini dile getirmişti. Kendisine göre oldukça yerel olan bu filmin nasıl karşılanacağına dair çok şüphesi varmış; özellikle Bosna dışındaki seyircilerin filmi ne kadar anlayıp, ne kadar bağ kurabileceğinden de endişeliymiş. (Bunca sektör ve hayat tecrübesine rağmen bir sinemacının yaptığı işe dair heyecanlanması ve seyirciye dair kafasında halen soru işaretleri olması ne kadar güzel!) Fakat filmin ülke prömiyerinden ve Bosna dışı ilk gösterimlerinden sonra gelen seyirci geri dönüşleri ile Komşuluk Halleri filmine olan inancı sağlamlaşmış. Bu ilk dönem endişesine karşı benim yorumum yönetmenin yerel olanı anlatırken genele uyarlarken kullandığı gözlem yeteneği oldu. Tanovic sıradan insana dair o kadar iyi bir gözlemci ki o birey hikayelerinin çıktığı coğrafya bir süre sonra (devam eden tüm travmasına ve acılarına rağmen) ağırlığını hafifletiyor ve benzer bir hikayeyi dünyanın herhangi bir yerinden de izleyebilirmişsiniz hissi yaratıyor seyircide.  

 

Gerçekten de uluslararası basında da aldığı iyi eleştirileri ve övgüleri hak eden bir yapım var karşımızda. Umarız ki Komşuluk Halleri filmi festival yolculuğu sonrası ülkemiz sinemalarında da gösterime girsin; nerede seyrederseniz seyredin bu filmin karşısına aç oturmayın! 

 

Twitter.com/duygukocabayli   

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter