Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Koca Dünya

Koca Dünya
Yazar: Mustafa İri Prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan Koca Dünya, İstanbul Film Festivali ile eş zamanlı olarak vizyonda.

Dişçi koltuklarını bilirsiniz. Bulunmak istediğiniz en son yerdir. Uzman olduğunu bilseniz dahi, elinde vızıldayan aletlerle ağzınızın içinde onarım yapan bir el sizi rahatsız eder. Fobilerin de önde gidenidir. Reha Erdem filmlerini her izlediğimde benzer vızıltılarla beynimde sarsıntı yaratan ürkünç titreşimler hissederim. Öyle güçlüdür ki onlar, ‘Hostel’ ya da ‘Martyrs’i izlerken bile böylesine derinden hırpalanmazsınız.

 

Prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan Koca Dünya, İstanbul Film Festivali ile eş zamanlı olarak vizyonda. Ali ile Zuhal’in tıpkı Hansel ve Gretel gibi acımasız dünya ormanına kaçışı, orada kendilerine şekerden bir ev yapmaları sonra da cadı ile karşılaşmalarına benzeyen doğaüstü bir alt metin var Koca Dünya’da. Hayat Var’ın finalini hatırlarsınız. İki çocuk bota atlar ve süratle belirsiz ufuklara yol alır. Koca Dünya sanki o iki genci bıraktığı yerden alarak yine trajik bir durum sonrasında bir araya getiriyor. Ama onların sıcak bir yuvaya, sevgiye, en çok da birbirlerine güvenmeye ihtiyaçları vardır. Ve bu gök kubbenin altında ne yazık ki hiçbir canlıya bunun garantisine dair söz verilmiyor. Bu son film tam da bu noktada, yönetmenin ‘AAy’dan beri sorduğu sorular halkasına dahil oluyor ve görevini tamamlıyor.

 

Bir yönetmenlik harikası olarak hafızalarımızda duran ‘Jin’in ve bütün sinema evreniyle ‘Hayat Var’ın birleşiminden sanki eksik kalan parçası ‘Koca Dünya’. Tüm çocukların ama daha çok bir genç kızın yaralı ruhundan beslenen nihilist boşlukların kol gezdiği ürpertici bir Stalker ruhu taşıyor. Doğanın söz vermiş ama sözünü tutmamış dev bir ebeveyn gibi kuşattığı, alaycı ve tiksindirici sessizliğiyle tarumar ettiği küçük kalplere adanışı Reha Erdem’in ustalık alanı. Koca Dünya bunu kesinleştirerek yönetmenin derdi hakkında bizi eksiksizce aydınlatıyor. Bu yönüyle oldukça önemli bir görev yapıyor, yarım kalan boşlukları dolduruyor. Jin’de tartışılan politik içeriğe dair de kendi tarzında yanıt veriyor. Duruşunu yineleyip hatırlatıyor.

 

Bana sorarsanız bir olgunluk yapıtı olarak Koca Dünya, bir tür menkıbe gibi izlenip okunmalı. Çarmıha gerilişte sorulan o meşhur soruyu tekrarlayıp duran bir yapısı var. Doğadaki her bir canlı, ağaç ya da kuşun temsil ettiği büyük oluşun içinde yol ve sığınak arayan insanın sonsuz yalnızlığına bakış. Yılanların, canhıraş sesler çıkaran adını bilmediğimiz kuşların ve kuru yaprakların oluşturduğu sahnedeki en acımasız oyunun hüzünlü tasviri. Bütün bu ıssızlıkta bir sorumlu arayan Reha Erdem’in kendi sineması hakkında artık sır kalmadığını söylemek isterim.

 

Oyuncu seçimleri ve onların yönetimi yine kusursuz. Tiyatroda büyük sükse yapan, Yeşim Ustaoğlu filmi Tereddüt’le de adından söz ettiren Ecem Uzun bu kez fiziksel açıdan da zorlayıcıbir  üst düzey sınavdan geçiyor. Hakkını veriyor. Berke Karaer, kırılgan, sahiplenici ve sıradan bir karakter olan Ali’de iyi iş çıkarıyor. Çocuk ve genç sınırında öykünün değişkenliğine iyi ayak uyduruyor. Ve elbette olmazsa olmaz FlorentHerry, görüntü yönetiminde yine muhteşem.

 

İddiasız yapısı ve içe kapanık tavrıyla keskin bir çığlık gibi yürek yakan Koca Dünya, usta bir yönetmenin bilinç altına mahrem bir dalış gibi. Meraklısı kaçırmasın…


YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter