Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Kısaların zafer gecesi!

Kısaların zafer gecesi!
Yazar: Mustafa İri

Uzun metrajlı filmlerin arenasında lokal çırpınışlarla varlık savaşı sürdüren 'kısa film'ler, bundan böyle fili yenen karınca misali bir büyümüşlüğün timsali olarak anılacak. Gönül rahatlığı ile diyebilirim ki; Türkiye'deki genç kuşak, önlenemez bir tırmanış içinde umut vaat eden yeni yönetmenlerine kavuşmuştur. Fazla değil kısa bir süre sonra Türk sineması taze kanla dolacak ve tüm koşulsuzluklara rağmen bir birinden yetenekli yeni isimler üzerimize serpilen ölü toprağını üfürerek kültür sanata yön verecek. Bana bunları söyleten şey; bir gözlemci konuk olarak bulunduğum Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali'nde tanık olduklarım ve izlediklerim.

 

Bu festival bizim, Marmaris hepimizin diyerek kararlı tutumlarını ilân eden festival komitesi başta Şeref Öztürk olmak üzere disiplin ve samimiyet içeren güçlü bir programla karşıladılar bizleri. Yönetim kurulu ve komite üyeleri arasında akademik çizgileri ile öne çıkan kıdemli isimler, tutkulu sinema emekçileri vardı. Gülsen Tuncer ve Engin Ayça gibi iki büyük duayeni danışma kurulunda görmek zaten ateşli bir sinema buluşmasının da habercisiydi. Yıllarını sinemanın gelişmesine adayan has sanatçıların bu türden desteklerine Türkiye çok şey borçlu. Prof.Bülent Özkam aynı grubun içinde farkediliyor, konukları müthiş buluşmaya hazırlıyordu. Üç kişilik ön jürinin hummalı bir ön izleme ile üç yüzden fazla filmi değerlendirip sayıca azaltmaya çalışması belli ki tartışmalı geçmiş. Yoğun katılım söylendiğine göre bir çok iyi filmi zorunlu olarak yarışma dışı bırakmaları üzüntü oluşturmuş. Ana jüriden sinema yazarı Alper Turgut, sevgili Fırat Sayıcı, müthiş gözlemci ve yazar Murat Tolga Şen ile ekibin hatırı sayılır isimlerinden Serdar Akbıyık, mahşerin dört atlısı olarak festivalin önemli bir yönünü temsil ediyordu. Söyleşi, halkın ve öğrencilerin katılımı ile hayli renkli ve ibretli geçti.

 

5-8 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen festivalin ödül gecesi solukların tutulduğu andı. Çarpıcı yarışma filmlerinden Bang Bang, İnci Ödülü Hemithea'yı kazandı. 18 yaş sınırı ile gösterilen cüretkar filmiyle Gülsüm Güler Özen, Henry Miller ve Anais Nin ikilisinin yarattığı işlere benzeyen tarzıyla sansasyonel yerlere uzanan yolun başında. Demedi demeyin! Kurmaca film kategorisinde Siyah Çember ve Scrabble aldı ödülü. Merve Gezen ve Hasan Can Dağlı'nın adlarını bir yere kaydedin. Gümbür gümbür gelen isimlerden bir diğeri de Belgesel kategorisinden. Birincilik sahibi Üç Yüz Bir adlı filmiyle Alican Mansuroğlu etkisini sonsuza kadar koruyacak olan bir iş çıkarmış ortaya. Çılgın alkışlarla kutlanarak geceye etkisini bırakan önemli bir yapımdı onun filmi. Kar Gören Çay ile Oğuzhan  İhtiyar ikincilik ödülü aldı. Bu bölümdeki tüm filmlerin özellikle birinciliği hak ettiğine inanmaktayım. Seçkiyi takip etmenizi salık veririm. Cidden çok iyiler. Deneysel'de ütopik anlatımlar yarıştı ve ipi göğüsledi. Festivalin yerinde durmaz hiperaktifi Yiğit Küçükkibar göz açıp kapatıncaya  kadar olup biten kısacık filmiyle Sanat Sessizliği diyerek ikincilik, uzun metrajda neler yapabileceğini düşünmekten haz aldığım Ece Kınacı Seabird ile birinci seçildi. Animasyon kısaları dünya standartlarında olmuştu. Ben bu işin bu sınırlara geldiğini bilmiyordum. Cenk Köksal ve Özgül Gürbüz, Evcilik'le ödül kazandı. Aynı film bir süre önce Adana'dan da ilgi görmüştü. Buse Erel ve Melike Ayça Dinç filmi Hanım Hanımın Acayip Hayatı aklımda yer etti. Can Erkan ve Saadet Toprak bu türün en iyilerini yapmaya muktedir. İsimlerini daha sonra çokça duyacağınızı düşünüyorum. Uluslararası ve Liseler kategorisi unutulmamış. Değerli işlerle toparlanarak sahilde dahi hakkın izlemesi için çaba harcanmış, düzenlemeler yapılmış. Yarışma dışı gösterimden İsterdim keşke dediklerim arasındaydı. Hasan Erdoğmuş iyi bir yönetmen olduğu kadar iyi de bir görüntü ustası. Sonrasını merak ettiklerimden. David Mamet tarzı tiyatral yorumuyla yarışma bölümünün güçlü kurmacası Oyun Içinde Oyun yeni bir ismi müjdeliyor. Suat Eroğlu uzun metrajda hızlı bir giriş yaparsa şaşmayın derim. Şiddete meyyal Tarantino kıvamında Kör Baykuş gösterim sonrasında infial yaratan da sinema biraz da böyle bir şey değil midir. Rohat Türk gerilim korku türünde sarsıcı işler yapacağa benzer. Kusursuz saat yönetimi ve ayrıntılara hakimiyetiyle 12 Saat filmi de hatırda kalanlardan. Sahibi Ercan Selim Öngöz bu yolda ilerlerse öne çıkabilir.

 

Yarışma filmi olsun ya da olmasın tekmili birden olgun projeleriyle göz dolduran 3 Marmaris Kısa Film Festivali, kısacık geçmişle Türkiye'nin medarı iftaharı. Gözümün önünden gitmeyen Abrurrahman Demir filmi Kırmızı ise dönüş yolunda aklımı meşgul eden tek şey. Ödül alsın ya da almasınlar tüm konuk yönetmenlerin zaferiyle biten bu özel buluşmayı Türkiye için umut kapısı kapan bütün yaratıcılarına bir kere daha teşekkür. Hayat kısa, kısa film hayat diyorum.

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter