Popüler Sinema

Bir yandan kardeşi Bekir’i ararken diğer yandan da askerlerine mukayet olmaya çalışan Sadık Komutan, akıcı Almanca konuşmasından  ötürü tüm bu sorunları çözmek ve avantajı değerlendirmek adına kısa sürede Nazilerin arasına girer, binbaşının emir eri olmayı başarır. Derken Nazilerin  Kırım’ı Ruslardan kurtarıp özgürlüğüne kavuşturma vaadiyle safını değiştirip Almanlar için savaşmaya başlar ve Polonya’daki cepheye gittiği sıra da Maria ile tanışır.

2014 senesi, iyisiyle kötüsüyle sinema için çok leziz bir sene oldu bence. Tabi bu son yıllarda salt komedi, korku ve melodramla yolunu bulmaya çalışan yerli yapımlara da yaradı. Zira ilk 3D animasyonlar, sterilize bir aksiyon örneği ve uluslar arası çapta tanınan filmlerden oluşan bir yelpazeyle Türk Sineması, adına yakışır bir 100.yıl yaşıyor bence. Kırımlı da bunun en önemli kanıtlarından biri çünkü film, Hollywood düzeyindeki bir İkinci Dünya Savaşı’nı konu alan savaş filmlerinde farklı bir yere sahip. Bu düzeye sahip olmakla birlikte savaşa çok farklı bir pencere ve etnik kökenden bakıyor. Esirlerin yaşadığı zulümle beraber Nazilerin içindeki gaddarlık eksantrik bir şekilde resmediliyor.

Teknik açıdan incelersek Kırımlı, çok kaliteli bir film olarak karşımıza çıkıyor. Zira renk dokusu ve kamera açıları konusunda görüntü yönetmeni Feza Çaldıran’ın katkısı büyük. Keza filmin en önemli etmeni görselliği. Filmin yönetmeni ve görüntü yönetmeni arasındaki uyum zaten en çok steadicam kameranın kullanıldığı plan sekanslarda bariz bir şekilde görülüyor. (Daha çok savaş sahneleri) İkinci etmen ise senaryonun abartısız bir şekilde olmasıyla beraber flashback’lerle desteklenen savaş sahnelerinin, Sadık ve Maria’nın olduğu sahneleri baltalamaması. Üçüncü etmen de oyunculukların gerçekten çok başarılı olması. Çünkü filmde sürekli Almanca ve Türkçe dönüşümlü olarak kullanılıyor. Bu ilk başta filmin ritmini biraz zorlasa da akıcı diksiyonlarla gayet rahat kotarılıyor bu durum. Dördüncü ve son etmen ise Murat Yıldırım ve Selma Ergeç’in hiçbir şekilde zorlama durmayan ve inandırıcılığını koruyan uyumları. Kimyaları gerçekten tutmuş.

Bir paragraf da Baki Davrak için açmak istiyorum. ‘’Bizim Büyük Çaresizliğimiz’’ ve ‘’Yaşamın Kıyısında’’ gibi önemli filmlerde de rol alan Davrak, filmde gaddar bir Nazi komutanını canlandırıyor. Ve bunu son derece realist bir şekilde sergiliyor. Her türlü mizanseniyle karşımızda gerçek bir Nazi komutanı olduğuna inandırıyor.

Kırımlı, doğru mekan seçimleri, başarılı sinematografisi ve sanat yönetmenliği, nokta atışı oyuncu tercihleri ve finale doğru akılda kalıcı aforizmalarıyla 2014 senesinin en iyi yerli yapımlarından biri. Ama tabi gişe sinemasına uygun bir anaakım örneği olduğu için bazı sahnelerde seyircinin duygularına nüfüz eden anlar olduğu gibi sahne geçişlerinde kurgu açısından ufak tefek kusurlar da yok değil.

*İlk jenerik müziği ve final sahnesi müthiş!

*Gülçin Şantırcıoğlu, binbaşının eşi rolünde ister istemez sırıtıyor.

Furkan Erkan

twitter.com/FilmNotlari