Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Kedi

Kedi
(7.0/10)
Yazar: Mustafa İri

Seveni de var nefret edeni de. Özgür ruhu ve asil duruşu kimi insanlar için vazgeçilmez. Hem masallar hem gerçek hayat için zenginliklerle dolu bir yaşam malzemesi. Kedilerden bahsediyorum. Sanatçı ruhlara, yalnız kullara can dostu olan hayat arkadaşımızdan.

 

2016 İfistanbul seçkisinde yer alan yerli yapım ‘Kedi’, iyi bir belgesel örneği. Gel gelelim dar bakış açısı ve iyimser yaklaşımıyla elini korkak alıştırmış bir acemilik sergiliyor. Yönetmen Ceyda Torun oldukça zor bir işe kalkışmış. Spesifik bir tercih yaparak daha işin başında hayvan severlere yönelmiş. Onların içinde kedi sevmeyen de çok. Köpek düşkünü olup kedilerden nefret eden sürüyle insan var. Sinema tutkunları ve fanatik olmayan hayvan severlerin dışında izleyici kitlesi açısından riskli bir iş var ortada. Ama ne gam! Olmuş işte. Hem de pek güzel.

 

Kamerasını sokak sokak gezdirerek pejmürde yapıların, eski dükkânların ve harabelerin arasında dolaşan Torun, ilginç kareler yakalamş. Lezzetli sinema diliyle bu özel varlıkları birer sokak çocuğu gibi tasvir etmiş. Öfkeli, maceracı, yaramaz ve kabadayı gibi sınıflandırmalar yaparak kişilik kazandırmış. Onları bir birinden ayıran temel özellikleri üzerinden sınıflandırarak, yakınlık kurduğu insanların anlattıklarına odaklanmış. Mine Söğüt ve Laçin Ceylan gibi meşhurların konuştuğu bölümler ise ne yazık ki olayı Cihangir sınırlarına indirgeyerek hem ‘cıss’ dedirtiyor, hem de bu özel belgeselin televizyon için hazırlanan günlük programlara dönüşmesine neden oluyor.

 

Canlı varlıkların en temel sorunu olan barınma ve yeme-içme gereksinimi, özellikle sokak hayvanlarında çeşitlilik gösterir. Büyük metropollerde yaşayanlar tıpkı oranın insan popülasyonuna benzer. Örneğin Bağdat Caddesi ve çevresindeki kediler bakımlı ve tombulken, Esenyurt ya da Dudullu sokaklarına sefalet hâkimdir. Zavallı hayvancıklar bir lokma ekmek bulamaz. Filmimiz ılımlı bir yaklaşımla onların makus kaderini gündelik yaşamın yüzeyde kalan hareketi üzerinden yansıtıyor. Yönetmenin tercihini yanlış buluyorum zira bakış açısının bir adım ötesinde hem filmin kendisini hem de sokak kedilerinin sorunsalını bam telinden yakalayacak sürüyle mevzuat var. Terkedilme, yaralanma, fiziksel şiddet, hastalıklar en az insanlar kadar onların da problemi. Apartman sakinlerini cinayete kadar sürükleyen fikir ayrılıkları, tüy ve koku sorunu gibi ilginç detaylar filmde işlenmiyor. Örneğin toksoplazma denen ve tüyler nedeniyle insanlarda kist oluşumuna neden olan yanlış bir hastalık bilgisi bile yıllardır bu günahsız varlıklara kök söktürüyor. Kara kedilerin uğursuzluğu safsatası başlı başına bir konu olabilecekken bu da es geçilmiş. Varsa yoksa pisi halleri, kendini tekrarlayan sokak pozları.

 

Özetle denebilir ki, gerçek sorunlara sırtını dönen, buna rağmen tutturduğu yolda sonuca giden bir iş olmuş Kedi belgeseli. Kaçırdığı tüm fırsatlardan bambaşka bir kedi belgeselinin daha çekilmesi gerektiğini hatırlatarak önemli bir misyonu da yerine getiriyor istemeden. Kabuğun altında neler olduğunu görmek için yeni bir film beklemeye gerek de yok ayrıca. Pencereden bakmak yeterli.  

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

HABERLER

Köpekle Kurt Arasında Moskova Film Festiv...

Köpekle Kurt Arasında Moskova Film Festiv...

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ BAŞLADI!

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ BAŞLADI!

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter