Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Kayıp Nehir: Ryan Gosling’den leziz bir deneme!

:: Videolar Kayıp Nehir: Ryan Gosling’den leziz bir deneme!
(7.8/10)
Yazar: Furkan Erkan
Hollywood’un ünlü oyuncularından Ryan Gosling’in ilk yönetmenlik denemesi olan ‘Kayıp Nehir, alt metinde Amerika’nın emlak krizini mercek altına alırken (yine Derin Amerika) , sürrealist hikâyesinde sular altında kalan, terkedilmiş bir kasabanın gizemini sürüyor.

Ekonomik kriz yüzünden herkesin birer birer kasabayı terk ettiği günlerde, iki oğluyla birlikte burada yaşayan bekar anne Billy, borç batağında olup, hem evini kaybetmemek hem de çocuklarını geçindirmek adına esrarengiz bir gece kulübünde çalışmaya başlar. Diğer yandan da Billy’nin oğlu Bones, araba hurdalarından kalan bakırları satıp küçük kardeşine bakıcılık ederken, sular altında kalan kasabanın sırrını araştırmak için kolları sıvar. Ancak, kasabayı demir yumrukla yöneten genç çete lideri Bully ile olan sorunları da henüz bitmemiştir. 

 

Yoğun bir şekilde David Lynch filmlerinden referanslar barındıran dokuyu, 80’ler tarzı bir atmosferle aktarmaya çalışan Ryan Cosling, filmin özüne hakim anarşizm ruhunu da, kendine has distopik dünyasıyla inanılmaz bir şekilde besliyor. Kasabanın adeta simgesi olan duvar grafitileri, yanan arabalar, yıkılan evler ve en önemlisi de kasabanın iktidarını ele geçiren genç Bully karakteri, filmin anarşist noktalarını daha detaylı bir şekilde ele alıyor. 

 

Filmin en leziz olayıysa o esrarengiz gece kulübü! Zira, bu kulüpte kelimenin tam anlamıyla kanlı şovlar var. İnsanlar, karşılarına çıkan kadınların ağızları, yüzleri parçalanırken büyük bir haz alıyor. Filmdeki bu distopya modeli maalesef günümüzde de mevcut. Bunun en bariz tezahürünü ana haber bültenlerinde görmek mümkün. Şiddet ve vahşet olaylarında bir şekilde ‘kan’ın daha sansasyonel olması isteniyor. Aksi takdirde, prim yapılamaz. Bu açıdan da gözlerimizin önüne yine o sert diliyle ‘Nightcrawler (Gece Vurgunu) gelmesi muhtemel.

 

Sinematografi için ayrı bir parantez açmak lazım. Daha çok pembe tonlarının ağırlıkta olduğu, arada kırmızı ve morla harmanlandığı renk dengesi filme bir ruh katıyor.

 

Son tahlilde, Ryan Cosling, bizlere yaklaşık 90 dakikalık leziz bir macera-gerilim filmi sunuyor. 80’ler ruhunu daha da yaşatmak adına heyecan ve gerilimin baskın olduğu sahnelerde, aynı döneme selam çakan stilize müziklerini ön plana çıkarıyor. Ve müzikler adeta filmin ‘lokomotif’ işlevini görüyor. Oyunculukların da gayet iyi olduğu film için, Cosling’in ilk denemesinin altından fazlasıyla kalktığını söyleyebiliriz. Zaten son birkaç haftadır sevdiğimiz oyuncuların ilk denemelerinden büyük zevk alırken, Cosling’in bu denemesiyle bu hazzım doruk noktasına ulaştı. Başka Sinema’da mutlaka görün.

 

Furkan Erkan

 

twitter.com/FilmNotlari

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

HABERLER

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ BAŞLADI!

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ BAŞLADI!

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter