Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Kapan

Kapan
(7.5/10)
Yazar: Deniz Çobaner

Amerikalı aktör Jordan Peele’nin ilk yönetmenlik denemesi olan GetOut(Kapan) bu senenin sürpriz korku filmlerinden biri olarak ortaya çıktı. Jordan Peele, daha çok komedi sularında gezinmesiyle tanınmasına rağmen yönettiği ilk filmin korku-gerilim türünde olması filme olan merakı kamçıladı. Amerika’da vizyon gördüğü ilk günden itibaren aldığı övgülerle de artan beklentiyi iyi bildiği mizah-komedi unsurlarıyla harmanladığı, sözünü sakınmayan eleştirileriyle takdiri hak ettiğini göstermiş oldu.

 

Filmin konusuna gelecek olursak; Chris, kız arkadaşı Rose’un ailesi ile tanışmak ve hafta sonu tatilini birlikte geçirmek için yola çıkar. Kendisinin Afro-Amerikalı kız arkadaşının ise beyaz olması sebebiyle yaşadığı gerilim, bu tuhaf aile ile karşılaştığında git  gide daha korkutucu bir hal alır. Ailenin bütün bireylerinin aşırı iyimser ve konuksever tavırları Chris’i rahatlatmaktan çok ürkütmeye sebep olur. Bir de evin tuhaf davranışlı siyahi çalışanlarının Polyannavari tutumları kısa sürede bir şeylerin ters gittiğinin altını kırmızı ve kalın çizgilerle çizer.

 

Hikâye film süresince kullandığı klişelere rağmen oldukça dengeli ilerliyor. Finalde ve filmin geneline serpiştirilmiş şaşırtmacalar beklenmedik değil. Fakat tarikat-korku evi karması temada kullanılan orijinal fikir tohumu, bu klişe ve beklenen akışı monotonluktan kurtarıyor. Chris’in objektifinden siyah beyaz fotoğraflarıyla donatılmış stüdyo dairesinden Armitagelar’ın “Yapabilseydim oyumu 3. kez Obama’ya verirdim!” benzeri liberal ve ikiyüzlü cümlelerine kadar filmin her yerine sinmiş Amerikan Rüyası yalanı fonunda ırkçılık karşıtı eleştirileri filmin odağını oluşturuyor. Öyle ki bazen bütün bu korku-mizah karışımının yalnızca yardımcı elemanlar olup, ırkçılık yermesinin parlamasına zemin hazırladığını düşünmeden edemiyor insan. Mizah kanadını oluşturan Rod karakterinin ilk repliklerinde duyması absürt gelen bütün fikirlerin zamanla gerçekleşmesi ironisi,  “Ben demiştim!” haklılığını destekliyor. 

 

Oyunculuklar filmin belki de en güçlü yönünü oluşturuyor. Beyin cerrahı baba ve psikiyatr anneden oluşan ebeveynler ilk bakışta tam da olması gerektiği gibiler; biraz gergin, çokça sevecen, koruyucu vb…. İşin rengi değiştikçe dönüştükleri kişiler de yüzlerinde donan gülümsemeleri, gözlerinde parlayan avcı ışıltılarıyla kusursuz kötülerin adeta temsilcisi konumundalar. Chris’i canlandıran başrol oyuncusu Daniel Kaluuya ise başarılı performansıyla erken dönem kariyerine çok iyi bir halka daha eklemiş görünüyor.  Allison Williams yapmacık olmadan masum Rose rolünün altından kalkmayı beceriyor ve farklı tür filmlerinde yer alabileceğinin sinyallerini veriyor.

 

Yönetmen Peele’i biraz daha mercek altına yatıracak olursak, filminde izlemeyi sevdiği filmlerden kendi tasarımını kattığı bir kolaj oluşturduğunu söyleyebiliriz. Kendisi de Afro-Amerikalı olan Peele’in belki de çokça deneyimlediği ve filmin her yerine sinen ait olmama duygusu, bir yerde fazlalıkmış gibi hissetme durumunu izleyiciye saniyesi saniyesine yaşatması büyük bir başarı. Korku ögesinin şaşkınlık verici olmasının dışında kullandığı anlatım biçimi o kadar doğal ki izleyici kendini filmin akışına bırakabiliyor. Ayrıca korkutmak için aşırı sahneler çekmekten uzak durması da pozitif bir etki bırakıyor. İşler çığırından çıkmadan önce her şeyin Chris’in abartması olabileceği ikilemi gerilime hoş bir tat ekliyor ki bu da Peele’in yönetmenliği hakkında gelecek vadediyor. 

 

Sonuç olarak GetOut, cesaretiyle göz dolduran fakat daha iyi olabilirdi hissini de içimizden atamadığımız, yine de Peele’in gelecek işlerini sabırsızlıkla merak ettiren, ortalamanın üstünde bir seyirlik. Vizyonda şans vermekte fayda var.

 

Twitter.com/tuzluk_arch

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter