Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

İNSANLIKTAN UZAK BİR KÜLT FİLM: WAKE IN FRIGHT

İNSANLIKTAN UZAK BİR KÜLT FİLM: WAKE IN FRIGHT
Yazar: Mustafa İri

36.İstanbul Film Festivali biteli henüz bir hafta oldu ama etkisini hissetmeyi sürdürüyoruz. Bu yıl ‘şiddet içerikli’ hatırlatması yapılarak izlenen filmler çoğunluktaydı. Modası hiçbir zaman geçmeyen ve sinema denince ilk akla gelen özel tür korku-gerilimin sıkı müdavimleri var. Hal böyle oyunca festival seçkisindeki yeri ve önemi de artıyor tabi. 

 

Festivalin ‘Gömülü Hazineler’ bölümünde yer alan 1971 yılı yapımı Korkuyla Uyan (Wake in Fright), Avustralya yapımı bir kült film. Ülke tarihindeki en arızalı filmlerden de biri. Başı beladan kurtulmayan, sansür illetinin de yakın takibe aldığı bu huzur bozucu yapım kendi tarihimde ilk kez lanet okuduğum bir film oldu. Bir o kadar da hayran olduğum. Tekinsiz atmosferi, sarı sıcak dokusuyla insan sevgisine ve doğanın merhametine küfür eden bu Ted Kotcheff filmi, hazırsız yakalananlar için tam bir kâbus olabilir. 

 

‘Wake in Fright’,  şiddetin babası olduğu kadar nitelikli dünya festivallerinin de gözdesi. Namı almış yürümüş. 1971 yılında Cannes’da büyük ödül için yarıştıktan sonra sırra kadem basmış. İçerdiği sakıncalı sahneler yüzünden faili meçhul muamelesi görmüş. Hiçbir yerde gösterimi yapılmamış. 2009 yılına kadar kendisinden haber alınamamış. Birden bire sansürsüz kopyaları ile bir depoda bulunuvermiş. Restore edilerek tekrardan gün yüzüne çıkarılmış.

 

Meşhur ‘İlk Kan’ filminin ilkini çekerek sinemaya Rambo’yu kazandıran yönetmen Kotcheff, bu filminin dışında başka önemli başarılarıyla da anılıyor. Berlin’den Altın Ayı ile dönen The Apprenticeship of Duddy Kravitz (1974), ‘Wake in Frihgt’tan hemen sonra onu özel bir yere taşımış. Kamera hakimiyeti ve senaryoya benzersiz yaklaşımı ile oldukça çarpıcı bir vizyona sahip olan yönetmenin öteki işleri de ortalamanın üzerinde.

 

Gömüldüğü yerden çıkarılıp bu yıl İstanbul izleyicisine de cehennemi yaşatan bu ayarsız filmin aslında iyi bir niyeti var. Şiddetin pornosu diye anılan sürüyle filmle karşılaştırılınca değeri ortaya çıkıyor, anlaşılır hale geliyor. Hayvanseverler için intihar nedeni olabilecek kadar ileri giden gerçek görüntüler eşliğinde müthiş bir insan doğası tasvirinin de ele alındığı filmin önüne set çekmek mümkün değil. Tüm kararlılığı ile Avustralya steplerindeki avcıların günlük yaşamına Lynchvâri bir kafa bulanıklığı ile yaklaşan usta yorumu ile benim gibi hayvanların yaşam hakkını sonuna kadar savunup koruyanları dahi etkisi altına alıyor. Çarpıyor. İtiraf etmeliyim ki ‘Wake in Fright’ bir baş yapıt. Soyunun tükenmesi için dua ettiğim avcılık sporunun bütün acımasız yanlarını açığa çıkarıyor, gözümüze sokuyor. İrkiltiyor.

 

John Grant adındaki sınıf öğretmenini canlandıran Gary Bond’un yaz sıcağında okulu tatil ederek salındığı vahşi deneyimi anbean yaşatarak unutulmaz bir tecrübeye bizleri de ortak eden filmin en büyük kozu ise meşhur Halloween serisinin psikoloğu Donald Pleasence. Namı diğer Dr.Sam Loomis. 

 

Lipsomanik, bipolar saçmalıklarla gecenin karanlığında dehşet saçan ağzı bozuk maço avcıların kusursuz bir numunesi olan Doc Tydon, kuşkusuz Pleasence’in en iyi rollerinden biri. Artık hayatta olmayan usta oyuncunun korku filmlerine yakışan aurasını bu kan dondurucu dokunun içinde yeniden hatırlamak, izlemeye doyulmaz bir seyirlik. ‘Korkuyla Uyan’, ürkünç bir karakter tahlili üzerinden hayatında yön arayan bir adamın ruhunu tehlikeye sokan bir maceraya kapılmasını anlatıyor aslında. Ama bu öyle bir macera ki, büyük adamların bile kolay kolay katlanabileceği türden değil. 

 

Avustralya’yı görmek için tatil planı yapanlar ve evlerinde hayvan besleyenler bu filmden uzak durmalı! Özellikle de kanguru sevenler!

Etiketler: wake in fright

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter