Popüler Sinema

Ülkemizde ilk kez 35. İstanbul Film Festivali’nde gösterilen Hitchcock/Truffaut belgeseli, sonunda ülkemizde vizyona girebildi. Film, 1966 yılında “Cinema According to Hitchcock” ismiyle yayınlanan (Türkiye’de ise Afa Yayınlarından “Hitchcock” adıyla 1987’de yayınlandı.) kitaptan uyarlandı. Belgeselde, 1962 yılında Fransız yönetmen François Truffaut’un Alfred Hitchcock ile yaptığı 3 günlük söyleşiden kesitlere yer veriliyor. Ayrıca günümüzün usta yönetmenlerinin yorumlarıyla katkıda bulunduğu belgeselde Martin Scorsese, David Fincher, Wes Anderson, Richard Linklater, Paul Schrader, Olivier Assayas, Peter Bogdanovich, Kiyoshi Kurosawa, Arnaud Desplechin, James Gray isimlerini görmememiz mümkün.

Gerilim sinemasının en çok sevilen ve bilinen yönetmeni Alfred Hitchcock’a odaklanan belgesel, ustanın sinemaya bakışından yola çıkarak tarzını oluşturan birçok detaya da değiniyor. Gerilim sinemasının tekniklerinden izleyiciye karşı gizemi korumanın inceliklerine kadar Hitchcock’tan bazı tavsiyelere ulaşmamız belgesel boyunca mümkün. François Truffaut’un ilk uzun metraj yönetmenliği olan The 400 Blows (Les quatre cents coups / 400 Darbe, 1959) filmiyle ilgili Hitchcock’un yaptığı yorum da matematiksel tarzını kısaca özetler nitelikte. Ayrıca yönetmenin kimi takıntılarına ve oyuncular için sarf ettiği bazı kötü sözlerin sebeplerini de belgesel aracılığıyla öğreniyoruz.

Tarzları birbiriyle uyuşmasa da, o dönemin genç ve başarılı yönetmeni François Truffaut’un Hitchcock’a olan ilgisi ve hayranlığı, ustanın sadece izleyicilerin değil, eleştirmenlerin de takdirini toplamasına zemin hazırlar. Sinema sanatına büyük katkıda bulunan  işler yapan Hitchcock’un değerinin dünya çapında anlaşılması da, bu söyleşi sayesinde oluyor. 50’lı yıllarda ortaya atılan “auteur” kavramının iki önemli temsilcisi ile gerçekleşen bu söyleşiden çıkan kitap, sinema dünyasında büyük yankı uyandıracaktır. Ayrıca hala kitabın ne kadar önemli bir yapıt olduğunu, belgesele yorumlarıyla katkıda bulunan yönetmenlerin ağzından şahit olmamız da mümkün.

Söyleşiden önce 40’ın üzerinde filmin yönetmenliğini yapmış olan Hitchcock’un bazı filmlerine daha çok öncelik verilmiş. Notorious (Aşktan da Üstün, 1946), Vertigo (Ölüm Korkusu, 1958), Psycho (Sapık, 1960) filmleri ile ilgili ayrıntılı sahne analizleri yapılıyor. Ama diğer filmlerinden çok az bahsedilmesi veya birkaç görsel haricinde hiç değinilmemesi de filmin eksik tarafı. Zaten Hitchcock’un kariyerini, 79 dakikaya sığdırabilmek bir mucize olurdu sanırım.

Hem Hitchcock’a hem de sinema tarihine ilgi duyanlara hitap eden bir belgesel olan “Hitchcock/Truffaut” filmini, özellikle sinema öğrencilerinin izlemesini tavsiye ederim. Sinema kitaplarının pek fazla okuyucu kitlesine ulaşmadığı ülkemizde, kısa bir süreye sahip olan bu belgesele rahatlıkla vakit ayrılabilir. Ayrıca sadece yüksek ses ile korkutmaya çalışan korku-gerilim sineması yönetmenlerinin de Hitchcock sinemasına bir göz atmalarında fayda var.

Twitter.com/mugeibrikci