Popüler Sinema

Perfect Sense (Yeryüzündeki Son Aşk, 2011) ve Starred Up (Yüksek Risk, 2013) gibi filmlerle adından söz ettiren İngiliz yönetmen David Mackenzie, bu sefer Coen Kardeşlerin üslubunu andıran bir kara komediyle karşımıza çıkıyor. Amerika’nın kapitalist düzenine bankalar üzerinden eleştiri getiren Hell or High Water (İki Eli Kanda), iki kardeşin küçük soygun planına odaklanıyor. Oyuncu kadrosunda ise Jeff Bridges, Chris Pine, Ben Foster, Gil Birmingham gibi isimler yer alıyor.

Anneleri yeni vefat eden iki kardeş Toby ve Tanner Howard, aile çiftliğini kaybetmemek için Texas’taki bankaları soymaya karar verirler. Düşündükleri plan saat gibi işlerken kasabanın yerel polisi peşlerine düşer. Texas’ın uçsuz bucaksız kurak topraklarında tutunmaya çalışan kardeşlerden Toby, çocuklarının daha iyi şartlarda yaşayabilmeleri için bu işe kalkışır. Tanner ise hapisten yeni çıkmıştır ve ailesinin yanında olmadığı zamanı bir nevi kardeşine yardım ederek telafi etmeye çalışır. Peşlerine düşen Marcus Hamilton ise emekliliğine az kalmış, huysuz, yaşlı bir yerel polistir. En büyük eğlencesi, ortağı Alberto Parker’ın Kızılderili olması ile ilgili espriler yaparak takılmaktır. Emekli olunca ne yapacağını bilemeyen Marcus, onun bölgesinde işlenen banka soygunlarını takıntı yapar. Son görevini de layığıyla yerine getirerek en azından huzurla mesleğinin jübilesini yapmak ister. Ama düşündüğünden daha zekice ve kusursuza yakın plan yapan Howard kardeşleri yakalaması hiç de kolay olmayacaktır.

Film, günümüzde geçmesine rağmen kullanılan mekan, kostüm, karakterlerin konuşma ve tavırları ile bir westerni andırıyor. Nick Cave ve Warren Ellis’in fondaki müzikleri ise sanki Texas’ın unutulmuş yalnız kovboyları için çalıyor. Aslında görsel ve işitsel açıdan hüzünlü bir havanın hakim olduğu film, Marcus ve Tanner karakterleri ile yerel halk sayesinde bayağı eğlenceli dakikalar geçirmemizi sağlıyor. Ağırlıklı olarak Amerika’ya özgü yerel durumlarla dalgasını geçen film, bir cebine para koyarken diğer cebinden daha fazlasını almak isteyen bankacılık sistemine eleştiri getiriyor. Ayrıca Marcus ve Alberto arasında geçen diyaloglar ile hem din sömürüsü hem de toprak sömürgeciliği hakkında Amerika’nın aşina olduğumuz yüzünü bize bir kez daha hatırlatıyor.

Hell or High Water’ın tek kusuru; filmin biraz da tadını kaçıran, oldubittiye getirilmiş finali. Ama yine de hem kara komedi tonunu hem de western havasını izleyiciye geçirmeyi başardığı için film, gayet keyifli bir seyirlik olduğunu kanıtlıyor. Müzikleri ne kadar yavaş ve hüzünlüyse filmin kendisi o kadar tempolu ve komik. Özellikle ana karakterlerin, kasaba halkıyla kurdukları diyaloglar sayesinde Coen Kardeşler tadını yakalamayı başarıyor. Ayrıca Jeff Bridges ve Ben Foster’ın canlandırdığı sivri rollerin eğlenceye katkısını da yadsımamak lazım. Kısaca Hell or High Water, son dönem kara komedileri arasından başarıyla sıyrılıyor.

Twitter.com/mugeibrikci