Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Hadi Be Oğlum

Hadi Be Oğlum
(6.5/10)
Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

2018 yerli gişeye hızlı girdi, güzel girdi. Önce Arif v 216, Aile Arasında, Ölümlü Dünya gibi yılın komedi çıtasını daha ilk aydan yükseğe koyan kaliteli, yüz güldüren yapımlarla nefes aldık; “birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu kara günlerde” bir nebze olsun sinema koltuğundan gülümseyerek kalktık. Şubat ayının ikinci haftası itibariyle vizyona giren Hadi be Oğlum ise yukarıda isimlerini andığımız filmlerle aynı sinemasal kalite düzeyini dram türünde sağlayan, duygusallık açısından yılı en iddialı yapımlarından biri. 

 

Başrollerinde “genç kızların sevgililiğinden” karakter oyuncusuna çoktan evrilmiş olan Kıvanç Tatlıtuğ’u ile çocuk oyuncu Alihan Türkdemir’i seyrettiğimiz filme, ikinci bir “Babam ve Oğlum” örneği demek belki çok kestirme ama bir o kadar da yerine oturan bir tanım. Fakat yanlış anlaşılmasın, kesinlikle iki yapımdan birini yermek adına değil filmin dramatik yapısını açıklamak adına bu benzetmeyi yapmayı tercih ediyorum. 

 

Filmin basın ve hakla paylaşılan kısa özetinde babasıyla Kaş’ta yaşayan, geçimini denizlerden, teknecilik ile kazanan Ali’nin birtakım ‘iletişim sorunları olan’ oğlu Efe ile verdiği yaşam ve belki de ‘iletişim’ mücadelesini izleyeceğimizi öğreniyoruz. Hikayenin başı sonu biraz muğlak gibi dursa da aslında en az Babam ve Oğlum’un senaryosu kadar matematiği yerinde bir iş var sinema perdesinde. Sürprizbozan/spoiler olmasın diye özellikle bahsedilmeyen, fakat hem Ali hem de Ali’nin babası Haşmet Kaptan açısından ağır travmalar olan birden çok derdi var senaryonun. Kadınsız bir büyüme hikayesinde baba-oğul birbirlerine yetmeye çalışırken, hayatlarına sürpriz yumurtadan çıkar gibi giren Efe bebeğin yaşamlarına getirdiği yeni travma ise senaryonun ve dolayısıyla filmin esas omurgasını oluşturuyor. Sıradan bir çocuk olmayan, (bolca para dökülüp) özel eğitim alması gereken Efe’ye, Ege’de sıradan kasaba insanları olarak hem büyükbabası hem babası ayrı ayrı derman olmaya çalışıyor; ama nafile. Çünkü kendi dünyasında yaşayan ve aslında karşısındakilerle kendi yöntemleriyle konuşan Efe’ye, Ali de Haşmet kaptan da kendi bildikleri, normal yöntemlerle ulaşmaya çalışıyor. Filmin geneli bu ‘ulaşılamazlığın’ bir şekilde kırılması üzerinden ilerliyor.

 

Senaryo aslında cismini olmasa da sesini çok iyi bildiğimiz bir isme Fırat Parlak’a ait. Kısacık “Arkadaşım hoş geldin!” repliğini hatırlatsak, televizyon mutfağının yakından tanıdığı Parlak’ın kim olduğunu hemen herkes anlayacaktır. Yetkin oyuncu Tolga Çevik ile uzun yıllardır sürdürdükleri tv şovu programından sonra ilk uzun metraj film senaryosuna imza atan Parlak, ciddi ve detaylı çalışılması gereken bir konuyla kendisini ateşe atıyor, amiyane tabirle. Yüz akıyla çıkmak da mümkün, eline yüzüne bulaştırmak da. Şuan için zannımca ilk seçenekteyiz; bakalım bu konunun hassasiyetini bilen ve hayatında birebir yaşayan seyirci ne hissederek ayrılacak salondan.        

 

Filmin yönetmeni ise bu sefer reklam camiasının çok yakından tanıdığı, yine mutfağın emekçilerinden bir isim, Bora Egemen. Sektörle ilgili değilseniz ismini duymamış olmanız normal olan yönetmen Egemen, senarist Parlak ile öyle bir iş birliğine girmiş ki, bu zorlu senaryoyu kolaycılığa kaçmadan ama dram duygusunu muhafaza ederek hem de kadroda star bir oyuncu varken, başarmak zor zanaat. Her şeyden evvel film Kaş’ta geçiyor ama neyse ki kulak tırmalayan bir Ege-Akdeniz aksanı yok, kasabalılık şirinliği belli bir düzeyde tutulmuş, illa bir gevşeme unsuru olsun diye zoraki, karikatür karakterler zorlanmamış. 

Dahası, Kaş coğrafyası ve doğası itibariyle hala harika, gerçekten yalnız ve güzel ülkemizin cennet noktalarından biri ama Egemen’in rejisi, kadrajları hikayenin akışı kadar Kaş’a giriyor. Genelde böylesi cennet köşelerin fon edildiği filmlerde, senaryo akışı sarktığı anda bir deniz, gün batımı planı patlatılır, görüntü yönetmeninin maharetlerine yaslanarak ülkemizin ne kadar şahane bir turizm cenneti olduğu hatırlatılır - sanki biz o biletin parasını veren izleyici olarak bilmiyormuşuz gibi- yani saçmalayan akışı ‘kurguda toplarsın’; sonra senaryo bildiği sularda, kafasının dikine akmaya devam eder. Hadi be Oğlum kadar dramı yüksek bir hikayeyi Kaş’ta çekip, Kaş’ın suyunu çıkartmamak ancak bu kadar mümkün olabilirdi diye düşünüyorum. Yönetmenin bu açıdan eline sağlık.

 

Birkaç kelam da oyunculuklardan dem vurursak; en az yönetimi kadar Gizem Özmen’in yürüttüğü çocuk oyuncu koçluğunun, öne çıktığı bir film Hadi be Oğlum. Bana soracak olursanız esas başrol Tatlıtuğ değil, Efe’yi canlandıran Alihan Türkdemir. Çocuk oyuncu koçluğu çok anılmasa da, kör topal ilerleyen sektörümüzün en başarılı yan dallarından biri kanımca. Son beş ila on yılda seyrettiğimiz yerli filmleri alt alta yazın, hepsinde iyi kötü bir hata, bir sıkıntı vardır ama en vasat filmin bile en kurtarıcı noktası çocuk oyuncuların eğitimi ve oyunculukları. En azından bir şeyi iyi başarıyoruz.

 

Türkdemir haricinde, Kıvanç Tatlıtuğ yazının başında da belirttiğim gibi hakkaniyetli bir karakter oyunculuğu sergilerken, yer yer hikayenin dramına kendisini de kopup koyvermiş; sanki Ali’den hiç çıkamayacakmış gibi duruyor. Tatlıtuğ her ne kadar teklifler cazip olsa da bence artık diziden uzak dursun, bol bol sinemada, daha da pişsin; zira bu performans ve çabayla 20 yıl sonra iyi bir kariyeri ve filmografiyi hak ediyor. Son bir ek, paylaşılan resmi içeriklerde bir sunum taktiği olarak Büşra Develi’nin de başrolde olduğu yazıyor; ama Develi ancak bir konuk oyuncu kadar film süresinde yer alıyor. Belirtmeden geçmek istemedim. Oyunculuğunun yetisi de kendisine tanınan süre kadar. Zira film kadınsız başlayıp, yine kadınsız biten, erkek-erkeğe bir dram hikayesi. 

 

Son söz ve karar nihayetinde yine seyircinin, bizden ancak incelemesi. Salona girerken mendil takviyesi yapın; zira “Erkekleri Bile Ağlatan Filmler” kategorisine yeni bir aday daha geldi Hadi be Oğlum ile… 

 

twitter.com/duygukocabayli

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter