Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Güvercin

Güvercin
(7.0/10)
Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

Bazı filmleri yorumlamak için biraz o coğrafyaya da aşina olmak gerekiyor bazen. Bazense Berlin Uluslararası Film Festivali’nin seçici kurulu gibi global bir vizyonla bakmak gerekiyor. Hemcins meslektaşlarım bu tanıma bozulacak ama genç kadın yönetmen Banu Sıvacı, henüz daha ilk uzun metraj filminde bu uluslararasılığı gayet ulusal, hatta yerel bir ötekililik diliyle peliküle aktarmayı başarıyor…

 

Evet Güvercin’i izlemek, anlamak ve baş karakter Yusuf ile bağdaşlık kurmak için Adanalı olmak şart değil. Ama filmin festival yolculuğu sonrası vizyona girişiyle eş zamanlı denk gelen 25. Adana Film Festivali’nde Adanalıların, Güvercin’i ayrı bir yere koyacakları da bir gerçek. Neden peki bu kadar Adanalılık lafı? Zira Yusuf ve onun benzeri pek çok mahalle arkadaşının, aynı sosyal statüye sahip olup,  güvercin besiciliğini hayat felsefesi haline getirenlerin halinden, belki de en iyi hemşehrileri anlar. Bakınız geçen sene binbir zorluklarla gösterilen Benim Varoş Hikayem belgeseli, bu mevzuya belgeselci bir duruşla etkileyici biçimde yer vermekteydi. 

 

Güvercin filmine dönersek, Yusuf Adana’nın biraz da merkezden uzak bir mahallesinde, evlerinin çatısında, tabir-i caizse, güvercin besiciliği yapmaktadır. Ama bu para kazandığı bir işten, meslekten öte gerçek manasında bir tutkudur Yusuf için. Ha üç-beş kuruş da cebine girerse ne ala. Ama onu yaşama en çok bağlayan Maverdi adındaki (aslında bu kuş türününde adı), belki de hayattaki tek dostu olan güvercinidir. Diğer güvercinlerini de candan sever Yusuf, ama dert ortağı biriciktir. Bir yandan da ablasıyla beraber aynı evi paylaştığı abisinin, işe dair isteklerine çaresizce boyun eğer. Sıvacı’nın aileye koyduğu bu otoriter abi karakteri (Ruhi Sarı), Yusuf ile kuşları arasındaki sıcacık dostluğa bir bıçak darbesi gibi iner öykü ilerledikçe. Abi Halil’e göre kuşlar, güvercinler falan boş işlerdir; tüm dünyasını, varlığını onlarla kuran Yusuf içinse güvercinleri her şeydir. 

 

Yusuf’un bu denli sıradan gibi gözüken ama etkileyici bir karakter olmasının arkasında elbetteki Kemal Burak Alper’in iyi oyunculuğu ve ilk uzun metrajı olmasına rağmen Banu Sıvacı’nın istediğini, oyuncudan layıkıyla almasını bilen oyuncu yönetimi yatıyor. Kuşlarla, özellikle Maverdi ile bir oluyor sanki Yusuf; Kemal Burak Alper bir kuşa değil de bir insana bakıyor sanki o şefkat dolu gözlerle.  Kendi kanından olan insanlara asla aynı bakışları çevirmiyor mesela…  

 

Filmin sosyolojik açıdan, günübirlik işçi sömürüsü, güvercin/kuş pazarları gibi daha derinlemesine incelemeye değer katmanları da var şüphesiz. Ama Sıvacı’nın rejisi işçi sömürülerini eleştirilecek başlı başına bir konu olarak değil de, Yusuf ve kuşları arasına giren kara bir perde gibi kullanmayı tercih ediyor. Kimbilir mevsimlik işçileri de gelecek filmlerde seyrederiz belki de... 


‘Bir güvercinin tedirginliğini’ bir insana, hem de bir güvercin için aktarmayı çok iyi başaran Banu Sıvacı henüz ilk uzun metrajıyla gelecek vaad eden yönetmenler listesine 2018’de adını yazdırdı bile. Bakalım vizyonla eş zamanlı seyredecek Adana seyircisinin filme bakışı nasıl olacak… 

 

twitter.com/duygukocabayli

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

HABERLER

Yakup Tekintangaç'ın Yeni Kısa Filmi &quo...

Yakup Tekintangaç'ın Yeni Kısa Filmi &quo...

43. İstanbul Film Festivali 17-28 Nisan’...

43. İstanbul Film Festivali  17-28 Nisan’...

Melisa Uzunarslan'ın "Geçmiyor Günle...

Melisa Uzunarslan'ın "Geçmiyor Günle...

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter