Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Fury: Tarih Şiddetli, İdealler Barışçıl!

Fury: Tarih Şiddetli, İdealler Barışçıl!
(8.2/10)
Yazar: Furkan Erkan
Daha çok yozlaşmış karakterler nezdinde polisiyeler çeken David Ayer’ın yeni filmi ‘’Fury’’, filmle aynı adı taşıyan bir tankın komutanlığını yapan ‘Wardaddy’ lakaplı Don ve emrindeki 4 erinin İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde yaşadıkları anları, Nazi ordularına karşı olan mücadelelerini tank etrafında (gerek içinde, gerek cephe safhasında ) anlatan rafine bir savaş filmi.

Filmin diğer ünlü savaş filmlerinden (‘’Er Ryan’ı Kurtarmak’’, ‘’Müfreze’’, ‘’Full Metal Jacket’’) ayrılan en kayda değer nüansıysa görüntü yönetmenin görkemli bir atmosferden ziyade çamur renkleri tercih ederek savaşın pesimist ve vahşi tarafını göstermesi.

 

Son yıllarda Hollywood, daha çok iç burkan biyografilere, gerçek hayattan uyarlanan ‘’Yaşasın Amerika’’ sloganlı dramlara ve görsel açıdan doygun haz veren bilim kurgulara sırtını dayayarak, Akademi Ödülleri’ne (Oscar) eli boş gitmeme çabasında olurken, savaşın gerçek şiddeti ve dehşetini anlatan yapımlarda bu anlamda neredeyse tarihe karışacaktı. İşte Fury, bir anlamda bu ezberi bozuyor ve savaş filmlerinin özlemini çekenlere ilaç gibi geliyor. 

 

Filme baktığımızda öne çıkan unsur olarak Wardaddy ve emrindeki 4 erin karakter derinliklerini görüyoruz.  Bunu daha önce Stanley Kubrick imzalı ‘’Full Metal Jacket’’ filminde görmüştük aslında. O filmde askerlerin Vietnam savaşı öncesinde koğuşta yaşadıklarına, geçirdikleri sarsıcı eğitime şahit olmuştuk. Gomer Pyle’ın bile ürkütücü bir dönüşümü vardı bu minvalde. İşte Fury filminde de orduya yeni katılan genç ‘yazıcı’ er Norman bile, savaşın tesiri altındayken vicdanı ve onuru nezdinde vahşileşebiliyor. Orduda silik konumdaki hümanist çocuk birdenbire ölüm makinesine dönüşüyor ve komutanı tarafından, nihayetinde ‘’makine’’ lakabını alıyor.   Filmin tek bir sıkıntısı var. Ordu içinde herhangi bir ırk veya kültür çatışması yaşayan erler olmasa bile bahsettiğimiz bu 4 er, diğer savaş filmlerinden aşina olduğumuz niteliklerle donatılmış.  Kimisi İsa Tutkunu (sırf  bu yüzden lakabı ‘’İncil’’) , kimisi öldürmek için doğma logolu kimisi de dananın kuyruğu ha koptu ha kopacak demlerinde işi geyiğe vuran tiplerden.

 

Oyunculuklar açısından bana kalırsa söylenildiği gibi bariz Oscar adayları çıkmasa da Norman’ı oynayan Logan Lerman umut vaat eden bir performans sergiliyor.  Brad Pitt’in komutan rolü yer yer ‘’Soysuzlar Çetesi’’ndeki karakterine sarksa da herhangi bir tatminkarsızlık yok.  Zira Pitt’in dengeli bir kompozisyonu olduğu aşikar. İtici ve gıcık Coon-Ass’e (Grady Travis) hayat veren Jon Bernthal’ı ise çok beğendim.

 

Son tahlilde, ‘’Fury’’,  teknik anlamda iyi kotarılmış bir film. Keza iyi de yazılmış. Görüntü yönetmeni Roman Vasyanov’un çamur renkleri tercih etmesi ve tank içindeki planlarda ışık kullanımına ağırlık verilmesi akıllıca. Ayriyeten izleyen her Amerikalının milliyetçi duygularını kabartacak birkaç sahne de mevcut.Türevlerine göre Fury’nin ironik bir şekilde antimilitarizmi benimsediğini de hatırlatalım. (Yemek yenildiği sahneye dikkat)

 

*Alicia von Rittberg’ün, yemek sahnesinde hiç konuşmasa bile gözleri ve dudaklarıyla aktardığı duygu tarif edilemeyecek derecede nefis.

 

*Çatışma esnasında ‘’Yıldız Savaşları’’nı andıran lazerli görsel efektler filmin tek sırıtan unsuru.

 

Furkan Erkan

 

Twitter.com/FilmNotlari

Etiketler: fury, david ayer

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Fırat Sayıcı

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Fırat Sayıcı

Filiz Kuka: “Filmde ölüm bir amaç değil ...

Filiz Kuka: “Filmde ölüm bir amaç  değil ...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter