Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

EPİKÜRYEN ADANA!

EPİKÜRYEN ADANA!
Yazar: Mustafa İri

25.yıl coşkusuyla ve büyük emeklerle yaratılan bir festival sona erdi. Altın Koza nam-ı diğer Adana Film Festivali şanına yaraşır şekil de bu yıl da tamamına erdirildi. Eğrisi doğrusuyla, kırk kafadan çıkan kırk ses yine hakkaniyet aradı, ödülleri sorguladı; tartışmalar oluştu. Bunlar güzel şeyler. Yoksa hepimiz birbirimize benzerdik ki bu fena halde sıkıcı olurdu. Tek bir film çekilirdi. Herkes onu alkışlar ona oy verirdi. Allah korusun! 


Tomris Giritlioğlu başkanlığındaki jüri, eşit uzaklıktan ve ehil biçimde yaklaştı filmlere. Toplumsal duyarlı ve açık yaralı bir millet olduğumuz için sinemamız da benzer bir yapıda ilerliyor. Hassasiyet sinemanın da odağında. Uzun Metraj Ulusal Seçki bu yıl inanılmaz çeşitlilikteydi. Toplam 15 film yarıştı. Her bir film benzersiz şekilde bir birinden ayrıydı. (Güvercin ve Güvercin Hırsızları). Türkiye ve Dünya prömiyeri yaparak Adana'dan yola çıkan dumanı üstünde yerlileri bu yıl sorgulayıp taşlayan çok oldu. Yarım kalmış ve olmamış diyeni de vardı, adil değil diyeni de. Bu tip yaygaralar her yıl yapıldığı için kulak asmadan öze dönelim derim. Kendi adıma Siyad'ın seçimini doğru buldum. Üstün sinemanın iyi örneklerini sezgisel olarak bulur Siyad. Banu Sıvacı'nın 'Güvercin'i öyle bir filmdi. En İyi Yönetmen'i Tolga Karaçelik aldı. 'Kelebekler', sadece En İyi Yönetmen'den değil, festivalin diğer iki ödülünden de nasiplendi. En İyi Senaryo ve İzleyici Ödülü de onların oldu. Onur Ünlü sinemasına benzerliğiyle dikkat çeken 'Kelebekler' yılın tartışmalı filmi olarak Karaçelik hayranlarını ikiye bölmüştü. Kimine göre çektiği üç filmin en iyisi olan bu absürt komedi bazılarına göre Tolga Karaçelik sinemasının en zayıf halkası olarak değerlendirilmişti. Adana jürisi ve halk belli ilk gruptan. Kelebek'çilerden. Ben Sarmaşık'çıyım. 


Diğer bir kazanan da Mahmut Fazıl Coşkun'un beklenen son yapımı 'Anons'. Film Yön ve Yılmaz Güney gibi iki prestijli ödülle En İyi Yönetmen heykelciğine kavuşan 'Anons', Coen Kardeşlerin mesafeli sıcaklığına sahip derin bir ironiyi Türk Usulü ihtilal hikayesiyle harmanlayan sıra dışı bir hiciv denemesi. Görsel düzeyi ve sinematografisiyle dikkat çeken film, daha şimdiden sadık bir zümre edindi bile. Festivali görsel ve teknik açıdan zenginleştiren 'Dört Köşeli Üçgen' gibi 'Anons' da hayli iddialı bir yapım. Sanat adamı Mehmet Güreli'nin yönettiği edebiyat ve felsefe harikası 'Dört Köşeli Üçgen', Salah Birsel'e adanan özel ve manevi bir teşekkür niteliğide. Mandıra Filozofu'nun elitist bir versiyonu gibi duran bu siyah-beyaz şaheser düşünsel kaygıları ve hususiyeti nedeniyle programın ayrı bir yerinde duruyordu. En İyi Müzik ve En İyi Görüntü Yönetimi Ödülü'nün de sahibi olan 'Dört Köşeli Üçgen', festival öncesinde de Başka Sinema'nın salonlarında bir süredir gösterimdeydi. (Kelebekler gibi) 


Kurgu ödülü her festivalin merakla beklenenlerinden. Osman Nail Doğan'ın 'Güvercin Hırsızları' bu ödülü almakla kalmadı Ümit Veren Erkek Oyuncu'da da söz geçirdi. Mustang gibi Türk-Fransız iş birliği ile yaratılan 'Sibel' festivalin galibi oldu.  Sadece En İyi Kadın Oyuncu değil, En İyi Film Ödülü'nü de kazandı. Çağla Zencirci&Guillaume Giovanetti yönetimiyle tam bir bağımsız sinema örneği olan 'Sibel', büyük bir sürprizle En İyi Filmi aldı. Büyük şaşkınlık yaratan bu ödül 'Anons', 'Kelebekler' hatta 'İçerdekiler'i geride bırakarak zafere ulaştı. En İyi Kadın oyuncuda kesin gözüyle bakılan Damla Sönmez, kadın sorunlarının Türkiye'deki önemini vurgulayan Sibel'in hayatı üzerinden tam not alarak Adana'ya damga vurdu. Beklenmeyen En İyi Film başarısı ise tıpkı Oscar sürprizleri gibi bol bol kulis yaptı. 


Tek mekanlı tiyatro teksti 'İçerdekiler'in Hüseyin Karabey yorumu, dil sorunu ve ayrımcılığı anlatan 'Arada', reenkarnasyon temelli ilginç hikayesiyle 'Halef', deneysel yapısıyla 'Tuzdan Kaide' ve Körfez'in tuhaf yönetmeni Emre Yeksan'ın beklenen yeni filmi 'Yuva', ayrıksı tatlarıyla festivale değer kattılar. 


Epiküryen kelimesi, doğruyu ve mutluluğu arayan, ölüm yerine yaşamı seçen, sorgulayan insanı anlatır. İzleme ve seyir zevklerimiz bizim savunduğumuz felsefe ve taşıdığımız zevkleri de yansıtır. Bu kelimeyi neden mi kullandım. Söyleyeyim. Adana izleyicisi değişmiş. Jüriden bağımsız olarak kendi gelenekselliğini yıkmış. Yeni izleme zevkleri edinmiş. Tabuları aşmış. Kardeşler, Babamın Kemikleri gibi filmler alırdı yoksa İzleyici ödülünü. En çok da Aydede alırdı. Şahane çocuk oyuncu performansı ve Ezgi Mola'nın sevimli oyunculuğu ile bulunduğum salonu alkışa boğan Adana izleyicisinin En İyi Filmde 'Kelebekler'i seçmesi kendi adıma sürpiz oldu. Yüzde yüz 'Aydede' alır dediğim bir coşkudan sonra absürd komediye giden Halk ödülü bu açıdan ilginç ipuçları taşıyor bana göre. Bir nevi değişen Adana, gelişen Adana, soru soran Adana'nın yeniden doğuşunu, kimlik değişimini müjdeliyor.


Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü'ye ve festival direktörü İsmail Dikilitaş'a bu müthiş sanat arenasında yarattıkları buluşmada kendiliğinden oluşan sosyal ve politik deney adına teşekkür etmeli.  Sinema müthiş bir mucize bir kere daha anladık!

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter