Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Direniş: Karatay

Direniş: Karatay
(7.5/10)
Yazar: Özgün Mert

Kösedağ Savaşı, 1243 yılında, Anadolu Selçukluları ile Moğollar arasında meydana gelmiş, sayıca üstün olmasına rağmen Anadolu Selçuklu Devleti, Moğol ordularının komutanı Baycu Noyan’a yenilmiş ve yıkılma sürecine girmiştir. ‘Direniş Karatay’ filmi de bu savaşı ve savaştan sonra meydana gelen dağılma sürecinde Emir Celaleddin Karatay önderliğinde kurulan Karatay medresesini ve halkın direnişini odak noktasına alıyor. Karatay Üniversitesinin yapımcılığını üstlendiği filmde daha çok görüntü yönetmenliğinden tanıdığımız Selahattin Sancaklı yönetmen koltuğunda oturuyor. Başrollerde ise Mehmet Aslantuğ, Fikret Kuşkan ve Yurdaer Okur gibi tecrübeli isimlere Alperen Duymaz ve Burcu Özberk eşlik ediyor.


Yaklaşık 20 milyon tl ye mal olan yapımda özellikle savaş sahneleri görülmeye değer,  Hollywood’taki filmleri aratmayacak kalitede. Son yılların popüler dizisi ‘Game Of Thrones’ esintileri barındıran ‘Direniş Karatay’da kostüm seçimleri de çok başarılı yansıtılmış olsa da bazı bölümlerde kostümlerin gerçekçilik adına kirli ve yırtık olması beklenebilirdi. Filmin akışı içersinde sürprizler barındırması da heyecanı katlayan bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Türkan karakterinin maske takmış şekilde savaş meydanında cenk ettiği bölümler bu duruma güzel bir örnek oluşturabilir. 


‘Direniş Karatay’ filminde o dönemde yaşamış Mevlana, Yunus Emre gibi karakterlerin gösterilmesi de güzel birer ayrıntıydı.  Baş karakterlerden biri olan Kutay’ın ise film içersindeki karakter değişimi çok oldu bittiye getirilmişti. Bu farklılaşma süreci daha detaylı anlatılabilirdi. Türkan karakterinin de Moğol birliklerinin içine sızışı çok basit kalmıştı, bir bölümde komutanın otağına bile girebildi ve bir Allah’ın kulu da sen kimsin demedi, bu tür sahneler ne yazık ki biraz zorlama olmuştu.


Sinematografik açıdan ise film çok başarılıydı, görüntüler çok etkileyiciydi, bu noktada görüntü yönetmeni Mirsad Herovic’ ide anmadan geçmemek gerekiyor. Genel olarak oyunculuklar iyi olsa da Gıyaseddin Keyhüsrev’i canlandıran Ali Buhara Mete biraz geri planda kalmıştı. Ayrıca filmin başındaki haritada ülkelerin gösterildiği bölümde Selcuks ve Mongols yerine Türkçe isimlerini görmeyi de tercih ederdim. İlk bölümü çok etkileyici olan yapım, ikinci bölümünde biraz düşüşe uğradı. Bunlar dışında da bazı bölümlerde ses anlaşılamıyordu, bu da ufak bir pürüz olarak göze çarpıyor.


Filmin en etkileyici sahnesi ise hiç kuşkusuz Baycu Noyan’ın ölen oğlu Börke’yi tahtta oturtturuşu ve onunla yaptığı konuşmaydı. Bu sahnede Yurdaer Okur devleşirken seyircinin de tüyleri diken diken oldu. Bununla birlikte Emir Celaleddin Karatay’ın Gıyaseddin Keyhüsrev’e söylediği “Bu at seni Sivas’tan aşırır ama sırattan aşırmaz.” sözü de çok derin anlamlar içeriyordu. Sonuç olarak keyifli bir tarihi film izlemek isteyenlerin kaçırmaması gereken bir yapım ‘Direniş Karatay’.  

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter