Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Dar alanda ölüm kalım savaşı

Dar alanda ölüm kalım savaşı
Üye: Ömür Gedik Mahşer Günü, bir patlama sonrasında bodrum katına sığınan sekiz kişinin yaşam mücadelesi üzerinden insanın içindeki canavarı anlatıyor. Birbirini tanımayan bu sekiz kişi giderek azalan su ve yiyecek stoğu karşısında kendi kanunlarının işlediği bir sistem oluşturuyorlar. Klostrofobik ve dehşet içeren sahnelerin olduğu film bu mikro topluluk üzerinden insanlığın kodlarını çözerken çarpıcı bir dil kullanıyor.

 

Mahşer Günü’nün geçen ay vizyona girmesini bekliyorduk. Filmin basın gösterimini izledik ama vizyon tarihi iki kez ertelendi. Üzerinden hayli zaman geçti, film bende neler bırakmıştır acaba diye bu yazının başına oturduğumda aklımda kalanların, hissettiklerimin aslında hiç de yüzeysel olmadığının farkına vardım. Bu film bana insan doğasının derinleri, delhizleri, karanlık noktaları hakkında çok şey söylemişti demek ki... Hayli de korkutmuştu aslında. 

 

Frontiers filmiyle dehşet ortamı yaratma konusundaki becerilerine tanık olduğumuz Xavier Gens’in yönettiği Mahşer Günü, korkunç bir patlamanın New York’u yerle bir etmesinin ardından, birbirini tanımayan sekiz kişinin sığındıkları yerdeki yaşam savaşını konu alıyor.

 

Herkes iyi ya da kötü bir şekilde hayat döngüsü içindeyken kulakları sağır eden bir patlama gerçekleşiyor. Bu durumda ilk hissedilen sığınma arzusu kuşkusuz. İnsanlar birbirlerini hiçe sayarak güvenli yer arayışı için koşuşturmaya başlıyor. Savaş yılları alışkanlıkları insanlarda yer edinmiş.  En güvenli yerin, kapı kapandıktan sonra dış ve yukarıdaki dünyayla ilişiğin kesildiği bodrum katı mahzeni olduğu kesin. Bodrum katındaki mahzene ulaşma yarışını kazanan kadınlı erkekli sekiz kişi var. Her birinin içinde canavarlar yatan, seksüel dürtüleri, ırkçılıkları, şiddete eğilimleri arttığında yapacaklarının sınırlarını tahmin bile edemeyeceğimiz sekiz kişi. 

 

Tabii bu canavarların ortaya çıkışını kuralların yok olduğu ortamda açığa çıkan yeni dağ kanunları da belirliyor. Yöneten, kural koyan, denetleyen bir mekanizma olmadığında insanın içindeki kötülüklerin nerelere varabileceğini bu mikro topluluk üzerinden izliyoruz. Yaşam savaşının içinde bolca rekabet de var. Çünkü hayatta kalmanın yolu giderek azalan su ve yiyeceğe yakın olmaktan geçiyor.

 

Ölüm korkusuna kapalı yerde kalmayı ve gelecekle ilgili belirsizlikleri de ekleyin. Tek mekândaki bunalımı hissetmek çok da zor olmasa gerek. Xavier Gens dar mekânda şiddet göstermekten, izleyiciyi sonuna kadar zorlamaktan kaçınmayan bir yönetmen. Filmin özellikle ikinci yarısında seks ve yiyecek içgüdülerinin en ilkel hallerini ortaya çıkararak işi bir şiddet şovuna dönüştürüyor. Güvenli diye girilen ama iyice güvensizleşen bu bodrum katında artık herkes birbirine düşman ve güvensiz. Sığınaktaki şanslı sayılan sekiz kişinin ilerleyen zamanda aslında ne kadar da şanssız olduğunu izlerken insanlığın çirkin yüzünü tüm detaylarıyla göreceksiniz.

 

 

Ömür Gedik

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter