Popüler Sinema

Serra Yılmaz’ın ilk yönetmenlik denemesi olan Cebimdeki Yabancı Belçim Bilgin Erdoğan, Buğra Gülsoy, Çağlar Çorumlu, Leyla Lydia Tuğutlu, Serkan Altunorak, Şebnem Bozoklu ve Şükrü Özyıldız’ı bir araya getiriyor. 2016 yapımı İtalyan Yönetmen  Paolo Genovese filmi olan Perfetti Sconosciuti’den esinlenerek çekilen Cebimdeki Yabancı’nın yapımcısı Ferzan Özpetek bu konuyla alakalı yaptığı açıklamada “Bu filmin haklarını ilk çıktığı gün aldım. Benden sonra tüm dünya aldı. O yüzden kendimi çok kurnaz hissediyorum. 30-40 kere izledim. Hâlâ da izleyebilirim” diyor. 

Yedi eski arkadaş akşam yemeğinde bir araya gelir ve yemek boyunca bir oyun oynamaya karar verirler. Herkes telefonlarını masaya koyacak, telefona gelen her mesaj ve bildirim yüksek sesle okunacaktır. Kısa süre sonra, yeni sırlar ortaya çıkar, ilişki dengeleri altüst olur.  Yakın dostlar, aslında mükemmel yabancılar olduklarını keşfederler.

Tek mekânda çekilen ve insan ilişkileri üzerine şekillenen filmde yoğun bir gizem duygusu hâkim, bu durum izleyicinin sürekli bir tedirginlik yaşamasını ve filmden kopmamasını sağlıyor. Çok iyi bir senaryoya sahip olan Cebimdeki Yabancı’da filmin başında hissettirilen her olay ilerleyen süreçte bir sonuca bağlanıyor, bu da hikâyenin sağlam bir temele oturduğunu gösteriyor. Tek mekânda geçen filmlerde her zaman diyalogların ve oyunculukların mükemmel olması beklenir çünkü çok fazla aksiyon sahnesi olmadığı için oyuncuların üzerindeki yük bir kat daha artar. Bu projede de oyunculuklar tek kelimeyle harika. 

Cebimdeki Yabancı yemek yapma sahneleriyle başlıyor, bu açılış yıllar evvel Şener Şen ve Türkan Şoray’ı bir araya getiren İkinci Bahar dizisinin jeneriğini akıllara getiriyor. Filmdeki neredeyse her karakter telefonla ilgileniyor, yaşlı babaanneden tutunda, genç kıza kadar. Bu sahneler aslında ne kadar telefon bağımlısı bir toplum haline geldiğimizi gözler önüne seriyor. Sofra dizaynı ve yemek görselleri sanatsal açıdan çok iyi tasarlanmış, bu açıdan filmi izleyecek seyircilere aç olmamalarını tavsiye ederim. 

Film toplumsal birçok konuya da farklı bakış açıları getiriyor çocuk yapmak üzerine değişik fikirler sunuyor, bunun yanı sıra sır diye bir şeyin olmadığını “söyleme sırrını dostuna, o da söyler dostuna” atasözünün ne kadar gerçek olduğunu gösteriyor. Ayrıca tartışmalardan haklı çıkmak değil mutlu çıkmak önemlidir mesajıyla da izleyicinin zihninde yeni ufuklar açıyor. 

Film boyunca hâkim olan gerilim arada yapılan esprilerle çok iyi dengelenmiş, hikâyenin temposu da çok iyi ayarlanmış, sadece telefonun çaldığı ve sürekli mesajların geldiği bir film seyretmiyorsunuz, kişilerin geçmişleri, planları, umutları ve beklentileri üzerine de ciddi konuşmalar barındıran bir eser karşımıza çıkıyor.

Filmin tek sıkıntısı ise bazen üst üste konuşulduğu için söylenenler anlaşılmayabiliyor. Cebimdeki Yabancının finali ise izleyiciyi kesinlikle ters köşe yapıyor, sürpriz final sevenleri mest edecek bir sona sahip.