Popüler Sinema
Çavdar Tarlasındaki Asi
J. D. Salinger 'ı nasıl bilirsiniz? Muhtemelen akla gelen ilk -ve tek popüler cevap- 1951 tarihli Çavdar Tarlasındaki Çocuklar romanı olacaktır. Zira 27 Ocak 2010'da New Hampshire'da 91 yaşında yaşında hayata gözlerini yumduğunda yayınlanmış, başı sonu belli ilk ve tek romanı halen Çavdar Tarlasındaki Çocuklar idi. Yahudi kökenli bir ailenin oğlu olan, ABD doğumlu J. D. Salinger'in 50 yılı aşkın süren inziva hayatı ve yaşamı boyunca 1965'ten sonra hiçbir eserini yayınlamaması, bu tutumunun yansıması olarak açtığı çeşitli davalar edebiyat camiasının hep ilgisini diri tutmuştu.
Tam bir J. D. Salinger hayranı olan ve 2004'te 'bu kadar gizlilik yeter!' diyerek yazar ve eserleri üzerine çalışmaya başlayan Kenneth Slawenski sayesinde, Salinger'in vefatından sonra hayatının sır gibi sakladığı detayları da yavaş yavaş meraklı okur kitlesi ile buluşmaya başladı. Bu cuma vizyona giren Danny Strong yönetmenliğindeki Çavdar Tarlasındaki Asi adlı yapım da Slawenski'nin uzun yıllar boyunca çalışması sonucu ortaya koyduğu, Türkçe'ye Üzüntü Muz Kabuğu ve J. D. Salinger (2012) adıyla çevrilen biyografi çalışmasının bir sonucu. Bu kadar ansiklopedik veriden sonra esas filmin kendisine gelelim...
Filmin başrolü olarak yazarın yaşamını ve tüm filmi sırtlayan isim Nicholas Hoult. Henüz 28 yaşında olmasına rağmen, özellikle 2010 sonrası senede en az 3 farklı rolde karşımıza çıkmaya başlayan Hoult, dizilerden ve romantik dram/komedilerden kazandığı tecrübesini, olgunlaşmış rollere taşımayı adım adım başarıyor. Belki Oscarlık ya da Altın Kürelik bir performas değil perdede seyrettiğimiz J.D. Salinger ama Kevin Spacey gibi efsane bir karakter oyuncusunun karşısında ezilmediğini de belirtmek gerek. Hoult, sanki özellikle Salinger'e mesafeli durarak edebiyat dünyasının bu en nev-i şahsına münhasır yazarlarından birini, bir aktör olarak anlamaya çalışmış. Ve final doğru artan 'kaçan kovalanır' ikileminde seyirci olarak bizlerin de hayata, insanlara kırgın olan yazar ve onun kendisin has yazın dünyası ile empati kurmasını beklemiş. Takdir seyircinin tabii ki.
J.D. Salinger'ın yazarlığa ciddi ciddi adım atmasında en çok emeği olan isimlerden yazar ve yayıncı Whit Burnett'ı canlandıran Kevin Spacey ise tek kelimeyle pırıl pırıl! Hatta filmin bazı bölümlerinde kendinizi 'Haydi Witt ortaya çıksın arık!' derken bile bulabilirsiniz. Spacey'i daha çok dram yönü güçlü karakter oynasın, biz daha çok seyredelim.
Biyografik bir yapım olduğu kadar Çavdar Tarlasındaki Asi'nin bir dönem filmi olduğunu da atlamamak gerek. Görüntü yönetimi ve sanat yönetimi detayları Salinger'in sancılarla geçen yıllarındaki ikiye bölünmüşlüğünü yansıtırcasına, savaş öncesi pasparlak ardından da iç dünyası gibi karanlık kurgulanmış.
Aslında ağırlıklı olarak televizyon dizilerinde seyrettiğimiz, Game Change televizyon filminin senaryosuyla hatrısayılır ödüller alan yazar, yapımcı ve aktör Danny Strong tüm bu sıfatlarının yanına Çavdar Tarlasındaki Asi filmiyle 'yönetmen' titrini de yerleştiriyor. Sinemadaki ilk uzun metraj filmi için zorlayıcı bir yöntem seçen Strong'un en azından eli yüzü düzgün bir film ile açılışı yaptığını söylemek mümkün. Bir başyapıt değil belki, ama iyi bir başlangıç. En azından film çıkışında yazarın hayatının gerisini merak ettirmeyi ve edebiyat salt edebiyatın kendisi için olabilir mi? Sorusunu yeniden sordurmayı başarıyor.
Çavdar Tarlasındaki Asi, J. D. Salinger hayranları ve tüm edebiyat meraklıları için 6 Ekim'den itibaren sinemalarda.
