Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Cannes Film Festivali'nde 25 Mayıs

Cannes Film Festivali'nde 25 Mayıs
Yazar: Cannes’da bugün yaşadığımız en enteresan olay film seyretmek değil, Cannes Belediye Başkanı’nın gazeteciler ve jüriye verdiği yemeğe katılmak oldu. Kentin eski kısmında kalede verilen yemeğin menüsü oldukça basitti: balık fileto, patates, havuç, şarap ve tatlı. Ama ortam keyifli ve samimiydi. Tabii yine de jürinin ünlüleriyle aramızda güvenlikçiler eksik değildi. Samimiyet bir yere kadar!

 

Bugün iki yarışma filmi vardı. Im Sang-Soo’nun “Paranın Tadı” adlı filmi yarışmadaki ikinci Güney Kore filmiydi. Koreli yönetmenlerin adları da neredeyse aynı, Hong Sangsoo’nun yerini bu kez Im Sang-Soo almıştı. “Paranın Tadı” bir devam filmi. Sang-Soo’nun önceki filmi “Hizmetçi”yi görmedim fakat bu eksiklik “Paranın Tadı”nı anlaşılmaz kılmıyor. “Paranın Tadı” Claude Chabrol’un büyük burjuva ailelerinin dekadansını ve kötülüğünü anlattığı filmlerine benziyor içeriği itibariyle. Yönetmenin kendisi ise Shakespeare ve Balzac’ın klasik karakterlerinin benzerlerini yaratmayı hedeflediğini ve Hitchcock’tan esinlendiğini söylüyor. Sang-Soo her filmine olduğu gibi bu filminin temel motivasyonunu da adaletsiz bir topluma duyduğu tepkinin ve ezilenlere duyduğu sempatinin oluşturduğunu belirtiyor.

 

Zengin bir matriyark, onunla parası için evlenmiş ama artık yeter deyip hizmetçisiyle kaçmayı planlayan bir koca, onların sevimsiz ve çıkarcı oğulları, yoksullara ve ezilenlere sempati duyan kızları ve hem annenin hem de kızın göz koyduğu, şirket çalışanlarından genç ve yakışıklı bir delikanlı filmin temel karakterlerini oluşturuyorlar. Anne (matriyark) kocasının kendisini terk etmesini içine sindiremiyor ve bunu engellemek için cinayete kadar varan kötülüklere başvuruyor. Genç erkek çalışana ise neredeyse tecavüz ediyor. Bütün bu korkunç ortamın içinde yine de genç adamla evin kızı arasında bir aşk biçimleniyor. Yönetmen bir yerde bu ilişki için “mission impossible” (imkansız misyon)demiş. Filmin tonu yaşanan bütün korkunçluklara rağmen oldukça hafifti, hatta film boyunca gülmeyi sürdüren seyirciler de oldu. Sang-Soo’nun filmi kendisini ilgiyle izlettiren sosyal gerçekçi bir masal! Sosyal gerçekçiliğini paranın insan ilişkilerini nasıl bozduğuna, burjuvazinin alt sınıfları nasıl acımasızca ezdiğine dair kısmı oluşturuyor, masalı ise yönetmenin, bu kirli ve kanlı ortamda sınıflar arası bir aşkın mümkün olduğuna duyduğu inanç teşkil ediyor.  

 

Günün diğer yarışma filmi ise Fransızca altyazıyı takip edememem ve İngilizce konuşmaları anlamakta güçlük çekmemden dolayı yorumlamayı denemeyeceğim “Kozmopolis”ti. Cronenberg ustanın filmini tamamen anlasam da çok beğenmeyecektim diye tahmin ediyorum ama şimdilik susmak en doğrusu.

 

Yarın festivaldeki tek filmimiz, kısa film yarışmasındaki “Sessiz” gösterilecek. Yönetmen Rezan Yeşilbaş ve başrol oyuncusu Belçim Bilgin’e bol şans diliyoruz.

 

cannes belediye başkanı
cannes belediye başkanı yemek
cüney cebenoyan-belçim bilgin

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter