Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Cadılar Bayramı

Cadılar Bayramı
(7.0/10)
Yazar: Cenk Erdem

Michael Myers... Ne Freddy Krueger gibi mizaha dokunurdu ne Jason Voorhees gibi kurban kovalardı. Myers ilk filmde o psikopat donukluğunun dehşetini iliklerinize kadar hissettirerek efsaneleşti. 1978 yılının ilk Halloween filmini başyapıt yapan da yine Michael’ın kanınızı donduracak düzeyde “dehşet” uyandıran sakinliği ve filmin gerilimiydi. Elbette John Carpenter’ın yarattığı atmosfer, sonbaharın serinliği, dökülen yapraklar ve gerilimi artıran o çok güçlü müzik... 

 

Yeni Halloween filminde ise en büyük eksiklik atmosfer. Gerilimi tırmandıran bir atmosfere ancak filmin sonuna doğru yaklaşıyorsunuz. Jamie Lee Curtis’i korku sineması fanatikleri için bir numaralı çığlık kraliçesi yapan kurtulan kız karakteri Laurie Strode 40 yıl önce arkadaşları Michael Myers tarafından katledilen bir kadın olarak ömrünü o travmayla darmadağın olarak geçirmiş biri olarak çıkıyor karşımıza yeni filmde. Filmin başrol oyuncuları olan kadın karakterlerle Disney prenseslerinden pop yıldızlarına kadar içimizi şişirdikleri kadını güçlendirme meselesi Halloween’in de öznesi olmuş (female empowerment). Bana kalırsa bu vurguda kadını aşağılayan bir yere geldi Hollywood. Tıpkı çeşitlilik (diversity) olgusu üzerinden lütufta bulunur gibi her etnik gruptan en az bir oyuncuya ufak bir rol bulma sadakasının sıkıcılığı gibi. 

 

Filmin atmosfersizliği yetmezmiş gibi son on yıldır önemli Hollywood filmlerinde küçük roller alan Haluk Bilginer’in psikiyatrist hekim olarak Ortadoğulu kontenjanıymışcasına karşımıza çıkmasına sevinmeli miyiz yani? Bir yandan değerli bir oyuncumuzu efsanevi bir filmin devamında görmek hoş geliyor ancak Doktor Sartain rolünde Haluk Bilginer’i izlemek (artık nasıl bir bağ kurmuşsak) aileden birini izler gibi olunca çok Brechtyen bir etki yaratıp filmden de koparıyor. Böyle donanımlı bir oyuncunun hiç yakışmadığı rolünü çok büyük oynamasının sevimsizliği ise filmin en büyük gerilimi. 

 

Orijinal filme gönderme yapan, saygı duruşunda bulunan sahneler arada derede filme çekiyor neyse ki... Jamie Lee Curtis’in torunu Allyson’ın (Andi Matichak) sınıfta pencereden Jamie Lee’yi gördüğü sahnede avlayan ve avcı değişiyor. Bu kez travmayla hayatı alt üst olan Laurie Strode avcı. Yönetmen David Gordon Green’in Danny McBride ile birlikte senaryosunu yazdığı filmin en büyük gücü Michael Myers’ın ilk filmdeki imajına yakın duruşu. O noktada Michael dev şöhretini kurtarıyor. Filmde çocuk bakıcılığı yapan sarışın karakterin ( burada filmle ilgili haber uçuruyorum) ölümü de tıpkı Scream filmindeki Drew Barrymore karakteri Casey’nin ölümü kadar dramatik ve dehşet verici. Filmin sonuna doğru elinde koca silahla Laurie’nin Michael’ı odalarda aradığı anlarda ve ilk filmde saklandığı giysi dolabında saklanmış olabilir mi? diye dolabı açtığı anın ilk filme nostaljik göndermesi ve filmin jeneriğinde de yine ilk filme sadık kalan akış nefis. 

 

John Carpenter’ın meşhur tema müziğinden türettiği yeni müzikleri ve sonunda tırmanan gerilimle bir bütün olarak film iyi bir film ama bir korku filmi hayranı için eksik gedik... Travma atlatmış Laurie Strode’un Terminatör 2 ‘deki Sarah Connor (Linda Hamilton) kadar güçlü olması harika olabilirdi mesela. Oysa filmde evinde 100 kedi besleyen sıyırmış teyzeler gibi Laurie. Bana kalırsa hayranları için o ilk filmin gerilimini hissettiren H20 (1998) ile serinin 4. filmi olan Halloween 4 (1988) hep aynı heyecanı yaşatan iki devam filmi olarak kalacak.

 

twitter.com/shinyyylove

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

HABERLER

Yakup Tekintangaç'ın Yeni Kısa Filmi &quo...

Yakup Tekintangaç'ın Yeni Kısa Filmi &quo...

Melisa Uzunarslan'ın "Geçmiyor Günle...

Melisa Uzunarslan'ın "Geçmiyor Günle...

43. İstanbul Film Festivali 17-28 Nisan’...

43. İstanbul Film Festivali  17-28 Nisan’...

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter