Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

BROOKLYN - “Ev” dediğimiz yer

:: Videolar BROOKLYN - “Ev” dediğimiz yer
(7.3/10)
Yazar: Deniz Çobaner
Hikayesi yanı sıra görselliği ve müzikleri ile estetik kaygı taşıyan izleyiciler için de oldukça tatmin edici. Ayrıca mesafeler ve hisler, ev, eve özlem temalı film izlemek isteyenlerin listelerine de eklenmeli.

88. Oscar Ödülleri’nde En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu ve En iyi Uyarlama Senaryo dalında aday olan Brooklyn’in yönetmenliğini Boy A, Is Anybody There ve Intermission gibi filmlerden tanıdığımız John Crowley üstleniyor. Sundance Film Festivali’nde ilk kez sinemaseverlerin karşısına çıkan film, bir Colm Toibin romanı uyarlaması.


 

Brooklyn; İrlanda’daki kısıtlı hayat şartlarından Amerika’ya göç ederek sıyrılmaya çalışan, fakat bir takım olayların sonucunda iki yaşantı arasında seçim yapmak zorunda kalan Eilis’in yaşadıklarına odaklanıyor. 

 

Filmi iki ana bölümde incelemek mümkün. Birincisi, Eilis’in Amerika’ya göç etmesiyle başlayan yeni hayatı. Bu hayata alışmak Eilis için hiç de kolay olmuyor. Bir dönem filminden bahsettiğimiz göz önünde bulundurulduğunda iletişim olanaklarının kısıtlılığı, aileden ve alışıldık çevreden uzakta bulunma durumu, yeni  bir sosyal ve iş ortamına adapte olmanın getirdiği stres gibi çevresel ve duygusal etmenler sebebiyle melankolik bir portre çiziyor Eilis. Amerika’ya gelmesine ön ayak olan pederin Eilis’i akşam okuluna yazdırması ve haftasonu dansında tanıştığı İtalyan genç Tony, yavaş yavaş Eilis’in sıla hasreti çeken içe kapanık genç kızdan, sosyal, mutlu, kendine güvenen ve başarılı bir kadına dönüştürür. Tam her şey yoluna girdi derken İrlanda’dan gelen ani bir haber ile Eilis’in bütün hayatı alt üst olur ve filmin ikinci ana bölümüne geçiş yapılır. Şimdi İrlanda’ya geri dönmenin zamanıdır. Bu bölüm, Eilis’in İrlanda’ya geri dönme sürecini ele alır. Özlediği insanlar ve mekanlarla hasret giderme gibi romantik hislerin ardından gelişen olaylar “Burada kalmalı mı, yoksa Amerika’ya geri mi dönmeli?” sorusunun cevabını aramaya yönlendirir onu.


 

Yves Bélanger’in sinematografisi, Irene O’Brien ve Robert Parle’nin sanat yönetmenliği ile buluşup görsel açıdan da izleyiciyi oldukça tatmin eden bir yapım ortaya çıkarmış. Dönem filmleri, nostaljiyi seven, eskiye daimi bir özlem duyan insan psikolojisi için bir kaçış yolu olmuştur her zaman. Bu filmde de aynı pozitif ve iyileştirici etki ciddi manada göze çarpıyor. Soft renkler ve oldukça şık insanların, yalın şehir sokaklarının büyüsü, gündelik bir olayı anlatırken bile bu olayı özel bir kılıfa sarıyor. 

 

Oyunculuklara bakıldığında, kadın oyuncuların sazı eline aldığını söylersek herhalde yanılmayız. 1950’lerde geçen film, bu dönemdeki kadınların sosyal statüsü göz önüne alındığında daha da önem kazanıyor. Yeni yeni günümüz özgürlük anlayışına geçen kadınların “Biz kadınız ve varız!” diyen tavırları perdeye oldukça iyi aktarılıyor. Özellikle Eilis rolünde izlediğimiz Saoirse Ronan’ın 25 yaşında En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ına aday olması da fikri destekler nitelikte. Saoirse Ronan’ın naif halleri, ev özlemi duyan genç bir kızın melankolik psikolojisini izleyene aktarmasına da katkıda bulunuyor ve böylece izleyiciyi de içine alan bir yapım ortaya çıkıyor.


 

Filmin uyarlandığı 2009’da yayınlanan Brooklyn romanı, oldukça iyi yorumlara ve ödüllere sahip. Fakat bu durum senaryoya fazla yansımamış. Uyarlama senaryoların en büyük problemi, kitabın verdiği derinliği perdeye aktarmada yaşadığı sorunlardır. Ve Brooklyn de maalesef bu problemin altında kalmış. En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar adaylığı bulunsa da, film süresince zaman zaman hissedilen kopukluklar neden bu ödülü alamadığının hatırlatıcısı niteliğinde. Yine de incelediği göçmenlik, evden uzakta olma durumu, yerel-yabancı ayrımı gibi konular filmi önemli bir konuma yerleştiriyor. Bu konulara yaklaşımı saldırgan savunuculuk tutumundan uzakta, ılımlı bir göz önüne getirme şeklinde olsa da.

 

Sonuç olarak baktığımızda ortalamanın üstünde, kolay hazmedilebilecek bir seyirlik Brooklyn. Hikayesi yanı sıra görselliği ve müzikleri ile estetik kaygı taşıyan izleyiciler için de oldukça tatmin edici. Ayrıca mesafeler ve hisler, ev, eve özlem temalı film izlemek isteyenlerin listelerine de eklenmeli.

 

Twitter.com/tuzluk_arch

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter