Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Bourne'nun Mirasyedileri...

Bourne'nun Mirasyedileri...
(5.3/10)
Üye: Alper Turgut
Sürekli aktör harcayan ama kendisini hep sağ kalan, son filmde de İstanbul'u kırıp, döküp, harcayan kibirli ve soğuk Bond'a alternatif diyebeleceğimiz bu asri zamanlar işi ajan-casusluk üçlemesi, ya da bilinen adıyla Bourne Serisi, çok beğenilince ve haliyle bir milyar dolardan fazla bir gelir elde edince, dört köşe olmak isteyenler, "Bourne'nun Mirası"na (The Bourne Legacy) göz diktiler, özetle...

2002 tarihli 'Geçmişi Olmayan Adam'ı, 2004'te 'Medusa Darbesi' takip etmiş ve 2007 yılında da 'Son Ültimatom' verilmişti, böylelikle hafızasını yitirmiş ve aslen kullanılmış bahtsız ajan James Bourne'un (yaratıcısı Robert Ludlum) kendini ve gerçeği arayışı sona ermişti.


Senarist-yönetmen Tony Gilroy, serinin kahramanı James Bourne'un (Matt Damon) yer almadığı, kitaptan ve üçlemeden ayrı bir öykü tasarlamış, doğal olarak film de bambaşka bir mecraya savrulmuş. Peki, olmuş mu? Ne gezer... Bourne'un Mirası'nın oyuncu kadrosunda; Jeremy Renner, Rachel Weisz, Edward Norton, Albert Finney, Joan Allen, Scott Glenn, David Strathair, Stacy Keach ve Oscar Isaac var. Oyuncuların bir kısmı eski seriden, diğerleri ise yeni seri adayından... Evet, yeni seri adayı dedim, çünkü film öyle bir yerde bitiyor ki, sanki TV dizisi, haftaya devamı gösterilecek. Arkadaş, en az bir yıl boyunca devam filmini bekleyecek ahali, hatırda kalacak bir film çekseydiniz bari... Şimdi bu ajan Aaron Cross'un hikayesi, Bourne'u ne karıştırıyorsunuz? Doğru ya, başlıkta mirasyedi demiştik, unutmuşum. Ve söylemeden edemeyeceğim, güzeller güzeli Rachel Weisz ve en sevdiğimiz aktörlerden Edward Norton bile bu filmi kurtaramıyor, ne yazık ki...


Süper ajan olayını hayli abartan, bir nevi insandan robot casus yaratmaya çabalayan Bourne'nun Mirası, IQ'sü düşük asker Aaron Cross'u, biraz komik kaçacak ancak virüsle dehaya dönüştürüyor, elbette gücüne güç katan bu yeni nesil kahraman, önce istihbarat teşkilatlarına bağlı olmaktan kurtuluyor ve ardından da kendini kullanıp atmaya çalışan bu gizli örgütlenmelere savaş açıyor. Ölümcül Tuzak, Yenilmezler derken bir anda aksiyon filmlerinin aranan aktörü haline gelen Jeremy Renner'in canlandırdığı Aaron Cross'u, Matt Damon'un sırtladığı James Bourne ile karşılaştırmak, hem büyük haksızlık, hem de Matt Damon arkadaşa ayıp olur.


Ajan filmleri klişeleri, bu filmde de tam gaz sürüyor. Sorunu fark et, kaç, takip et, iz sür, kovala, döv, dövül, yine kaç, saklan, yakala ama yakalanma ve ilk fırsatta avken avcıya dönüşmeye çabala... Metin sağlam değilse, klişeye abanırsın, bir türlü fren yapamazsın. Hatta ipin ucu nasıl olsa kaçmış, o vakit doya doya saçmala, durma, yine saçmala... Anlamsızlığı kanırt, seyirciyi yanılt. İşte zekice bir kurgu, adamakıllı bir senaryo yoksa, akılda kalıcı bir film yaratamazsın, sıradan bir aksiyondan öteye geçemezsin. Filmin görsel açıdan bazı sahneleri harbiden güzel, hakkını yemeyelim. Ancak bir film için çok daha fazlası gerek, hani yaratıcılık gibi... Sizce de öyle değil mi?

 

Alper Turgut

twitter.com/AlperTurgut01

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter