Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Bourne yeni yüzüyle karşımızda

Bourne yeni yüzüyle karşımızda
Üye: Ömür Gedik Akdeniz’den baygın bir şekilde çıkarılan ajan Jason Bourne ile 12 yıl önce tanışmıştık. Üç film boyunca hayatta kalma mücadelesini ve kimliğini bulma yolcuğunu izledik. Bourne’un Mirası, hayatta kalmak için savaşmak zorunda olan yeni bir ajanı izleyiciyle tanıştırmak için perdeyi yeniden açıyor. Ama bu kez Matt Damon yerine yeni bir yüz, Jeremy Renner ile... Yönetmen koltuğundaysa ilk üç filmin senaristi Tony Gilroy var.

 

Bundan tam 12 yıl önce sinemaseverlerin hayatına yeni bir aksiyon kahramanı girmişti. Akdeniz’de suyun üstünde baygın bir şekilde uyanan ve kim olduğunu, nasıl o hale geldiğini hatırlamayan bir ajan; Jason Bourne... 

 

Üç filmlik seride Jason Bourne’un, geçmişini ortaya çıkarmaya çalışmasına ve hayatta kalma çabasına şahit olmuştuk. Matt Damon’ın başarıyla canlandırdığı karakter Jason Bourne, artık yok. Ancak serinin yaratıcıları bu efsaneyi tarihe gömmektense yola başka bir isimle, Jeremy Renner ile devam etmek istediler.

 

Yeni dünya düzeninde, yeni bir casusluk programının içindeki ajan Aaron Cross, karlar altında dağlık bir bölgede yaşam mücadelesi veriyor. Her gün düzenli olarak fizik ve zekâsını kuvvetlendirecek ilaçlar kullanıyor. Ona verilen görevin tam olarak ne olduğunu bilmeden ilerliyor. Ta ki, programı düzenleyenlerin onu ortadan kaldırması gerektiğini öğrenene dek. Tıpkı Jason Bourne’un yaşadıkları gibi, bir yandan başına gelenleri anlamaya çalışırken bir yandan da hayatta kalmaya çalışıyor. Yanında başarılı ve güzel doktor Marta var.

 

Filmin başrollerinde Jeremy Renner, Rachel Weisz, Edward Norton, Stacy Keach ve Oscar Isaac var. Serinin eski oyuncularından Albert Finney, Joan Allen, David Strathairn ve Scott Glenn ise hali hazırda mevcut. Renner’in güzel oyuncu Rachel Weisz’le olan kimyası yerinde. Hatta bu, filmin en büyük artılarından biri. (Bu arada biraz magazin dersek; Weisz’in şu anki sevgilisi yeni James Bond Daniel Craig!) Bu arada usta oyuncu Edward Norton’ın da filme olan büyük katkısını göz ardı etmeyelim. Yıllar geçtikçe karizması artan Norton, Cross’un yakalanmasını isteyen üst düzey yöneticiyi başarıyla canlandırıyor.

 

Çoğu sinemasever tutucudur. Hele ki bu tarz başarılı film serilerinde ilklerin yerine hiçbir şey konamaz. Matt Damon’lı serinin hayranları bu filme önyargılı yaklaşacaklardır. Serinin yaratıcı senaristi Tony Gilroy, yeni seriyi Matt Damon olmadan da sürdürebileceğini söyleyince son iki filmin yönetmeni Paul Greengrass, itiraz etmiş ve bunun çok gereksiz olduğunu belirtmiş. Hatta filme ‘Gereksiz Bourne’ diye isim koyarak dalgasını bile geçmiş. Greengrass’a inat yeni filme girişen Gilroy, işi daha da ileri götürerek bu kez yönetmen koltuğuna da kendisi oturuyor. Serinin hayranlarına Gilroy’a bir şans daha vermelerini tavsiye ederim. Çünkü devam filmlerinde Aaron Cross’u daha yakından tanıyıp Bourne kadar sevebiliriz.

 

‘Bourne’un Mirası’, serinin ilk üç filmine oranla daha az aksiyon sahnesi içeriyor. Bu durum aksiyon severler için bir dezavantaj, kabul. Ancak senaryo öylesine ince ki, sürekli bir merak duygusu ve gizem sizleri sarmalıyor, bir an olsun filmden soğutmuyor. Özellikle karlı ve dağlık bir bölgede geçen ilk yarım saatte oluşturulan atmosfer ve Renner’in canlandırdığı Aaron Cross’a olan merakımız yeterince tatmin edici. Ara sıra basında çıkan haberlerde, Amerika’nın geleceğin askerlerini yaratmak için nasıl bilimsel çalışmalar yürüttüğünü okuyoruz. Laboratuvar ortamında genetik kodların değiştirilerek insan gücünün fizik ve zeka açısından iyileştirilmesi çalışmaları, bu filmin de çıkış noktası. Aldığı ilaçlar sayesinde daha hızlı koşan, daha yükseğe sıçrayan, hem bedenen hem de zihnen yorulmayan, acıya dayanıklı ajanlar yetiştiriyor Amerikan hükümeti. Bu ajanlar da dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde bizzat sahada çalışarak istihbarat topluyor, gizli görevleri tamamlıyorlar. Günümüzde böyle duyumları komple teorisi olarak görmekse büyük bir iyimserlik olur sanırım.

 

En son ‘Yenilmezler’ filminde Hawkeye olarak karşımıza çıkan Jeremy Renner, hem görünüş hem de aksiyona yatkınlığıyla Matt Damon’ı aratmıyor. Serinin devam edeceği de aşikarken, yavaş yavaş Matt Damon’ı bir kenara bırakmak gerek. Muhteşem bir motosiklet kovalamaca sahnesiyle akıllarda kalacak ve haftanın en önemli filmi olan ‘Bourne’un İntikamı’na giderken, Matt Damon’lı seriyi unutun. Sevdiğiniz bir serinin yepyeni bir kadroyla karşınıza çıktığını düşünerek filmin tadına varın.

 

 

Ömür Gedik

 

twitter.com/omurgedik

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter