Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Borg McEnroe

Borg McEnroe
(6.0/10)
Yazar: Uğur Hakan Hacıoğlu

Tenis hayatın dilini kullanır; avantaj, servis, faul, çizgi, aşk… Her oyun minyatür bir hayattır.” 

- André Agassi

 

Roma Film Festivali’nde İzleyici Ödülü kazanan bunun yanında Toronto Film Festivali’nde de Açılış Filmi olan Borg vs McEnroe; Danimarkalı yönetmen Janus Metz’in ilk uzun metrajlı filmi. Yapıt bu hafta ülkemizde vizyona giren dikkat çekici yapımlardan biri oldu. 

 

1980 yılının Wimbledon turnuvası tenis tarihi açısından önemli ve özel bir final ile tarih sayfalarında kendine yer bulmuştu. Film; Björn Borg ve John McEnroe arasında gerçekleşen ve özellikle 20 dakika süren unutulmaz tie-break seti ile hafızalarda yer edinen finalin öncesinden başlayarak yaşananları ince ince işleyip izleyicinin karşısına çıkartmış. O yıl gerçekleşen finalin heyecan verici noktası son dört yılın şampiyonu İsveçli Björn Borg ile tenis kariyerine hızlı bir giriş yaparak ilk final heyecanını yaşayan Amerikalı John McEnroe’un büyük mücadelesiydi. Dışarıdan bakıldığında son derece duygusuz, sakin, takıntılı ve sessiz yapısıyla medyanın ve genç kızların ilgisini çeken Borg, geçen dört yılın ardından oluşan baskı ile mücadele etmeye çalışıyordu. Kendisinden yaşça küçük rakibi McEnroe ise heyecanlı, kaba ve tenis centilmenliğinden uzak bir isim olarak göze çarpıyordu. Film boyunca rakiplerine, seyirciye ve hakeme karşı son derece hırçın tavırlar sergileyen bir sporcuydu. Bu hallerinin yanında tenis müsabakalarında gösterdiği azmi ise rakibi Borg’un ilk kez kaybetme korkusu ile yüzleşmesine de sebep oldu. Birbirleri arasında büyük bir zıtlık barındıran ve öncesinde birbirlerinden haberleri olmayan bu ikilinin tenise başlama hikâyeleri de film içerisinde bizlere aktarılmaya çalışılmış. Final anına kadar ikilinin psikolojik harplerine tanık oluyoruz. Borg’un sakin yapısının ardındaki gerçeği, McEnroe’un fırtınalı davranışlarının sebebini yönetmen flashbackler ile bizlere açıklamış. Yapmaya çalıştığı etkinin yüzeysel kaldığını söylemek de mümkün. Film dönemin koşullarını ve atmosferini nitelikli bir şekilde yansıtsa da izlerken bir enerji eksikliği olduğunu hissediyorsunuz. Bu eksiklik sadece final müsabakasının olduğu sahnede yok. Tarihe geçen final maçı son derece güzel bir şekilde izleyiciye aktarılmış. 

 

Borg vs McEnroe içerdiği psikolojik muharebe ile bana 1979 yılında seyirci ile buluşan Rocky II filmindeki Rocky Balboa ve Apollo Creed mücadelesini hatırlattı. Farklı iki boksörün müsabakada giderek birbirlerini tanımalarına ve en sonunda serinin devamında iyi birer dost olmalarına şahit olmuştuk. Borg ve McEnroe’da tıpkı Rocky filmindeki gibi sıkı bir mücadelenin ardından dost olmayı başardılar. Güzel ve sonucu belli bir olayın sinemaya uyarlaması. Bazı ufak tefek eksikler barındırsa da genel hatlarıyla başarılı sayılabilecek bir yapıt. 

 

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter