Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Bir, iki, üç... Daha fazla Çanakkale...

Bir, iki, üç... Daha fazla Çanakkale...
Üye: Alper Turgut Çanakkale Savaşı'na dair iki film, resmen peş peşe geldi. Önce “Çanakkale Çocukları” ardından da “Çanakkale 1915”, daha sırada Serdar Akar'dan “Çanakkale” ve Mahsun Kırmızıgül'den “57. Alay” var. Evet, şimdilik dört film... Peki, üç sene sonra savaşın 100. yıldönümünde kaç film çekilecek acaba? Meraktayım! (Kendi adıma Peter Weir'in yönettiği Gelibolu (Gallipolli) filmini aşacak bir yapım çekilsin isterim)

Çanakkale'de değil, şaka gibi evin arka bahçesinde çekilen Sinan Çetin imzalı Çanakkale Çocukları, Mustafa Kemal'in olmadığı, sözüm onu barışsever, tam tekmil mesaj kaygılı, gerçekten kötü ötesi ve harbiden tuhaf bir yapım idi. Çanakkale 1915 ise uzun metraj kurmaca filmden ziyade, canlandırma-belgesel diyebileceğimiz, 'dirildik' temalı, bildik kahramanlık öykülerini resmeden, metni didaktik ve hayli kitabi, ancak görseli güçlü bir yapıt olmuş.

 

 

“Süpürrr!” adlı, yarısında çıktığım, hatta sinema salonundan kaçarak uzaklaştığım bir film çeken Yeşim Sezgin, ikinci yönetmenlik denemesinde üstüne koyuyor ve ileri bir adım atıyor. Lakin Turgut Özakman imzalı senaryo ile ekstra yapabileceği bir şey, pek de yok. Güney Kore'den ABD'ye, Fransa'dan İngiltere'ye herkes kendi kahramanlık öykülerini resmediyor, destanlarını kurguluyor, hamaseti beyazperdeyle buluşturuyor. Epik, romantik, ritmik falan filan, seyircinin gaza geleceği şeyler bunlar, müşterisi, seyircisi her zaman var. Benim derdim bu değil, olabilir, halklarımızın omuz omuza savaşması, yurt savunması, özveri, feda... Yaşanmışlıklar, elbette benim de gözlerimi nemlendirdi, insanız, gencecik fidanların, başkalarının özgürlüğü için kendilerini adamalarından etkilenmemek ne mümkün... Sadece saygı duydum, duyarım. Ancak yurtdışında kahramanlık öyküleri çekiliyor dedim, biz ise kahramanlık mevzusunu dillendirirken öyküyü unutmuşuz. Er Ryan gibi binlerce öyküsü var Çanakkale'nin, birini seç ve onu kurgula, tüm savaşı anlatmaya soyunma! Neyse...

 

Çanakkale 1915 başta savruluyor sonra toparlamayı başarıyor, Bigalı Mehmet Çavuş'tan 57. Alay'a, Anafartalar Zaferi'nden Seyit Onbaşı'ya, hemen her şey anlatılmaya çalışılıyor, kimi etkileyici olmuş, kimi hafif kalmış. Bölümler, resmen skeç muadili, yani anlayacağınız bir bütünlük yok. Parça parça ilerlemek risk demektir, çünkü bunun adı filmden ziyade, kolaj oluyor. Ne yazık ki...

 

Filmin geniş oyuncu kadrosu içerisinde Şevket Çoruh, Barış Çakmak, Serkan Ercan, Rıza Akın, Bülent Alkış, Celil Nalçakan, Ufuk Bayraktar, Emre Özcan ve İlker Kızmaz öne çıkan isimler. Nefes filmindeki kadar coşturan bir nutuk atma sahnesi olmasa dahi, hepsi görevini yapıyor. Lakin müthiş bir oyunculuk performansından bahsetmek pek mümkün değil.

 

Özetle; genel izleyicinin hoşuna gidecek bir film bu, hiç kuşkusuz. Çanakkale Çocukları'ndan daha iyi olduğu da tartışılmaz, kesinlikle... Ama yetmez, eksiği çok, görseli ve sanat yönetimi dışında fazla artısı yok, senaryo yeni bir şey getirmiyor ve hepimizin bildiğini tekrarlıyor. Metin bocalayınca, müziğe, aksiyona ve duygu seline ihtiyaç duyuyor. Yine de emek ve ince işçilik adına, bu filmi seyredin derim. Daha iyisi gelene dek, en iyi Çanakkale filmimiz şimdilik bu, belirtelim.  

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter