Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Beni Adınla Çağır

Beni Adınla Çağır
(6.5/10)
Yazar: Uğur Hakan Hacıoğlu

“Burası, sen benim hayatıma girmeden önce seni düşlediğim yer.”

André Aciman

 

 

André Aciman’ın Süha Sertabiboğlu’nun çevirisiyle Sel Yayıncılık tarafından ülkemizdeki okuyucuların beğenisine sunulan kitabının üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra kitabı okuma fırsatı bulduğumda kitap beni çok etkilemişti. Aşkın olabildiğince ayrıntılı ve duygusal bir biçimde anlatılmasına kitapta tanık olmuştum. Luca Guadagnino’nun yönetmenliğinde sinemaya da uyarlanacağını duymam ile filmin vizyona girmesini beklemem bir oldu. İlk başta ülkemizde vizyona girmeyeceği duyurulsa da sonradan 23 Şubat 2018 tarihinde vizyona gireceğinin haberini aldım ve filmi büyük bir heyecanla izledim. 

 

1983 yılının yaz ayında İtalya’da geçen hikâyede 17 yaşındaki Elio ailesi ile birlikte gelmekte olan misafirlerini beklemektedir. Elio, profesör bir babanın oğlu olarak oldukça eğitimli, kültürlü ve entelektüel birikimi ile aristokratik köklerin içerisinde yetişmiş olan bir gençtir. Günlerini genellikle müzik dinleyerek, piyano çalarak ve kitap okuyarak geçirir. Yaşının verdiği değişim ve dünyayı yorumlara meselelerinin üstesinden gelmeye çalışmaktadır. Bununla birlikte içine kapanık ve kendi halinde bir görüntüye de sahiptir. Her ne kadar özgür bir ailenin çocuğu olsa da genellikle kendi meselelerini kendi halleder. Her yaz olduğu gibi 1983 yazında da babası sebebiyle bir akademik araştırmacıyı yazlık evlerinde misafir edeceklerdir. O yaz Amerika’dan gelen Oliver yakışıklılığı ile dikkatleri bir anda üzerine çeker. Kısa sürede ilgi odağı olması Elio’nun da dikkatinden kaçmaz. Başlangıçta ona karşı olan hislerinde tereddüt yaşayan Elio zamanla biraz daha cesur yaklaşır ve hislerinin ne olduğunu keşfetmeye karar verir. Hikâyenin bu noktasından sonra ise kademeli olarak ikilinin arasındaki duygusal yakınlaşmanın giderek arttığını görmekteyiz. Aralarında büyük bir sevgi, kıskançlık, arzu ve istek döngüsü söz konusu. Birlikte geçirdikleri zamanlarda hem duygusal hislerini keşfeden hem de birbirlerini yakından tanımaya başlayan kahramanlarımız için 1983 yılının yaz ayları önemli tecrübelerle doludur. Her ne kadar aralarındaki yaz aşkı ayrılıkla bitse de geride bir tat bıraktığını söyleyebiliriz. Elio’nun piyano başındaki performansı, bisiklet sürmeleri, aralarındaki diyaloglar çarpıcı bulduğum noktalar. Filmin sonunda Elio’nun babasının sözleri bana Matrix filminin yönetmenlerinden Lana Wachowski’nin şu sözünü hatırlattı; “İyi ebeveynlere sahip olmak şans oyunu tutturmak gibidir.” Babasının bu noktada gösterdiği ilgi ve saygı ile birlikte Elio’nun aile konusunda ne denli şanslı olduğunu da filmin sonunda görüyoruz. 

 

Beni Adınla Çağır kitaptaki kadar detaylı olmasa da duyguların ayrıntılı bir şekilde aktarılmaya çalışıldığı bir çalışma olmuş. Armie Hammer ve Timothée Chalamet’in da oldukça uyumlu ve birbirini tamamlayan performansları takdire şayan. Kitap uyarlaması olarak başarılı bulduğum, aldığı ödülleri de hak ettiğini düşündüğüm bir film. 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Fırat Sayıcı

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Fırat Sayıcı

Emre Ahmet Seçmen: “Bu belgesel için 53 r...

Emre Ahmet Seçmen: “Bu belgesel için 53 r...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter